KADIN
Kadın doğası gereği duygusal, merhametli ve sabırlıdır. Fiziksel olarak bir erkekten zayıf olsa da zihinsel olarak birçok erkekten güçlüdür. Çünkü acıyı en çok kadın omuzlar ve acıya en çok kadın sabreder. Öyle bir sabırdır ki bu sevdiği adamdan olan bir canlıyı dokuz ay boyunca ’of’ demeden dört gözle bekler. Bütün sevgisini, merhametini, şefkatini sevdikleri için harcar. Kadın sevdi mi ondan güçlüsü yoktur, hani Ferhat da az kalır yanında. Kadın severse tüm benliği ile taparcasına sever. İşte bu yüzden AŞK en çok kadına yakışır.
Kadın severse, bir erkeği şaire dönüştürebilir. Kadın isterse erkeği Prens de yapar Papaz da. Kadın isterse en acımasız bir erkeği bile şefkat abidesine dönüştürebilir. Bir kadını yürekten ağlatmışsanız eğer, onun kalbinde yer etmişsiniz demektir. Kadın doğası gereği her şeye ağlayabilir ama yürekten ağlaması gerçek bir yaranın habercisidir.
Kadın giderse erkek yarım kalır. Kadın giderse erkek şefkate muhtaç kalır. Kadın giderse yarınlar yarım kalır. Özlemler, hasret kokan satırlar yarım kalır. Kadın giderse hayat maddi bir unsurdan ileri gidemez. Evde sevgiyle, özlemle bekleyen bir kadın yoksa akşam eve dönmelerin heyecanı olmaz, geceler ağır gelir.
Seven erkek için kadın hayattır, sudur, nefestir. Şiirdir kadın; özlemlerin, hasretlerin, acıların, yürek çırpınışlarının ve kalp ağrılarının adıdır kadın. Kadın ağlarsa mutluluk alır başını gider. Kadın ağlarsa aşk varlığından utanır... Bir kadını en çok gidenin bıraktığı yaralar acıtır. Kadın yaralarını sarmayı öğrendiği zaman kendine sarılır ve acı en çok, kadını olgunlaştırır.
10.03.2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.