- 1648 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Güven Mevzusu
Güven Mevzusu
İnsanın çevresindekilere ve dahi kendisine güven duyulması daha çok bir ihtiyaçtır. Güven duygusu can, mal güvenliğini içinde barındıran geniş bir alan. Güven duygusu anne karnında başlar ve bir ömür devam eder. Anne karnındaki cenin annesine güven duyarak korunaklı bölgesinde yaşama tutunmaya çalışır. Doğumla birlikte sıcak bir yuva, sıcak bir kucak arayışıyla bu duygu çeşitlenerek devam eder. Evlilikler güven duygusu üzerinde bina edilir. Yalnızlığın Allah’a mahsus olduğu dünyamızda, insan eşine de, dostuna da, arkadaşına da, komşusuna da güven duymak ve kendisine güven duyulmasını ister.
Güven duygusunun gelişmediği durumlarda insan hayatında güvensizlik hâkim olur. Yıkıcı bir durumdur bu. Hastalıklı bir haldir. Güven duygusu zedelenen insanda panik oluşur. Hayata tutunma noktasında ciddi kan kaybına uğrar.
Sosyalleşme gayreti güden insanoğlu geleceğe umutla bakmak ister. Takındığı rolleri günbegün artırma gayretindedir. Sorumlulukları çeşitlenen insanlar arasında güven bağı harç görevini görür ve yapıcı bir görevi üstlenir. Bu bağ iyi niyet, ahlak, vicdan, Allah korkusu, sevgi hasletleriyle beslenir. Güven bağı zedelenince arkadaşlıkta, dostlukta zedelenir ve ilişkilerde bitme noktasına gelir. Ne zaman ki bu güven bağı tamir edilir o zaman bu bağlarda tamir edilmiş olur.
Evinin kapısını kilitlemeden sokağa çıkan insana bunu yaptıran güven duygusudur. Dükkânını açık bırakarak Cuma namazına giden insan da bu duygu ile hareket eder. Güven duygusunu artıran şey, toplumda hırsızlığı, cinayetleri, zorbalığı minimize etmeyle hayat bulacaktır ancak. Toplumda ve özelde toplum bireylerindeki güven bunalımına neden olan hastalıkları tedavi etmekle olacaktır.
Güven duygusu yanlış hareketlerin içerisinde de yaşatılmak istenen bir olgudur. Hırsız hırsıza güven duymak ister. Zulüm eden devletler veya insanlar zulümleri esnasında birbirine güven duymak isterler. Bu durum içine düştükleri engelle alakalı olsa gerek. Belki de bu durum daha çok kendi emniyetlerini sağlama isteğinden doğmaktadır.
Bir de güven duygusunu saflıkla, iyi niyetle karıştırmamak gerekir. Bütün insanlara güven duygusunu cömertçe sunan insan, olumsuzluklarla çok sık karşılaşmakta ve hayal kırıklıklarına uğramaktadır. Bunu engellemek için tedbirli olmak ve çokta cömert davranmamak gerekiyor. Antibiyotik var diye hiç kimse bilerek hasta olmaz. Güven olgusu doğru hareket etmeyi de gerektirir. Güven duygusunda da bir sınır olmalı muhakkak. “Ağaca güvenme çürür, insana güvenme ölür” atasözümüz bir yönüyle bu durumu özetlemiş.
Güven duygusu toplumun gelişmişliğini de imler. Daha önce yapılan bir sosyal deney gündem olmuştu. Değişik ülkelerin değişik şehirlerinde cüzdan dolu para bilerek düşürülüyor ve içinde olan para, adrese dönüp dönmediğine göre, güvenli veya güvensiz şehirler ve ülkeler belirleniyor. Başkaca Sosyal medyada çokça dolaşan; “aynı sofrada yemek yedik. Karnı doyan düşman oldu” sözüyle de geldiğimiz günümüzün durumunu ne kadarda güzel özetlemektedir.
Velhasıl hayatımız içerinde güven duyarak ve karşımızdakine de güven vererek yaşamak en güzeli, en önemlisi. İnsanın kendine güveniyle başlayan bu halin dalga dalga çevreye, insanlara yayılarak büyümesi esas olmalıdır ki insanoğlu daha mutlu, huzurlu, sağlıklı olabilsin ve geleceğe umutla bakabilsin.
İlkay Coşkun
12.12.2017
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.