- 1052 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TİTREYEN DUDAKLAR
Uzaklarda çok uzaklarda, hem de yakında ta ciğerimde yanan, kavuran bir acı ve hasret. Hepsinden kötüsü bir şey yapamamak, elin kolun bağlı kalmak.
Çaresizlik nedir dostlar şimdi daha iyi anlıyoruz. Çaresi olanların bir şey yapmadıkları durumda, çaresizlik nedir dostlar?
Zillet bu dostlar, tam anlamıyla bir zillet. Bu zilletle nasıl yaşanır, bir insanın hayatına bu kadar zillet nasıl sığar Allah’ım? Bir yanda Gazze, bir yanda Afganistan, Irak, Çeçenistan … ben burada rahat rahat nasıl yaşarım? Oralarda bomba yağarken kardeşlerimin başından, oralarda açlık varken, sefalet varken, ben nasıl yutarım şu lokmamı?
Oralarda Müslüman bacımın ırzına geçilirken ben kendimi nasıl namuslu sayarım?
Küçücük bir el, daha dünyayı tanıyalı birkaç ay olmamışken, sırf Müslüman diye acımasızca atılan bombaların şarapneli ile parçalanırken ben nasıl çocuk sevgisinden bahsederim, insan olmaktan dem vururum?
Zillet bu Allah’ım, bu zilletle nasıl yaşarım?
Ne zaman görsem televizyonda o küçük kızı, ne zaman görsem titreyen çenesini ve ellerini, ne zaman görsem patlayan bombaları kahroluyorum dostlar en az sizin kadar. Bir şair olsaydım keşke diyorum, şiirlerle anlatırdım, feryat ederdim mısralarda.
Derdimi iki satırla anlatmak mümkün değil.
Gözümü yumduğumda o görüntülerin arka planı geliyor karşıma, o küçük kız geliyor, sanki yakamı toparlamış hesap soruyor benden. Sen diyor, oralarda rahat rahat yaşarken ben ne durumdayım biliyor musun? Tutmuş yakamdan bırakmıyor bir türlü, çenesi titriyor, yüzü gözü kan ve is. Saçları dağılmış, korkmuş, ağlıyor bir yandan bir yandan da hesap soruyor. Neden, diyor sahip çıkmıyorsun bana? Senin çocukların rahatken ben neden böyleyim?
Benim, diyor attığım taşlar düşmana bir şey yapamazsa da seni sırat köprüsünde bulur.
Ağlıyor bir taraftan sonra tekrar soruyor, ben ne yaptım onlara da beni öldürüyorlar, diye. Elleri titriyor, gözlerinden yaşlar akıyor, ağlamaktan yorgun düşmüş.
Baba çoktan ölmüş, baba sevgisi tanıyor masum. Annesi sahip çıkmış, her şeyi o iken ağabeyini de kaybetmiş. Ağlıyor masum. Bir taraftan da soruyor annesine: Anne çocukları öldürmek için küçük bomba mı atıyorlar, diye.
Sahi herkesi öldürdüklerine göre, küçükler için küçük bomba mı atıyorlar? Yoksa misken bombasını bu amaçla mı yaptılar?
Şimdi bir bakın şunların hallerine. Sözde Nazilerin zulmüne uğramışlar. İnanmıyorum dostlar, inanmıyorum. Ya bunlar o zulme uğramadı, ya da o zulme uğrayanlar bunların ataları değil. Çünkü o zulmü gören zalim olamaz. Bir zulüm zalim im doğurdu? Olabilir mi dostlar. Böyle olsa bile mazlumun zalime yönelmesi gerekmez mi? Bir mazlum zalim olunca başka bir mazlumu mu bulur?
İnanmıyorum dostlar inanmıyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.