Din, bilim, felsefe, siyaset, ticaret üzerine

Din siyasete yöneldiğinde; siyasete sığınmış ve yenilmiş duruma düşüyor.
Alt küme, şube konumundaki bir din; koltuk değneği gibi sadece kullananlara hizmet eder.
İnsanı insanla, yaratıcıyla, evrenle, sevgiyle ve toplumun geneliyle buluşturamaz.
Gönüllerin ve ortak vicdanın değil, piyasanın edilgen bir malı olabiliyor bu durumda din.
Manevi, huzur veren bir ışık olması gerekirken,
makam ve yönetme hırsının yolunu açan bir aparat durumuna indirgeniyor aynı zamanda.
Dinin yanlış algılanış şekli sadece politika değil elbette. İnsanların manevi beklenti ve duygularını, dayanışma ve iyilik yapma heveslerini kötüye kullanan bir kısım mistik ve ticari örgütlenmeler de din adına parazit üretmektedirler.
İyi bir bilim ve felsefe öğretisinden geçen birey; din, siyaset, ticaret ve diğer toplumsal ilişkilerde, en az usul hatası yapan konumunda olacaktır.
Polikanın noteri, ticaretin reklamcısı, baş olma sevdalılarının sıçrama tahtası yapılan din; yaradanın indirdiği din olamaz ve insanlar arasındaki toplumsal ilişkilere olumlu katkı da sağlayamaz.
Ayrıca inançsızlığını; tembelliğine, düşüncesizliğine, saldırganlığına, kılıf ve malzeme yapanlar da toplumların baş belası olmuşlardır.
Hiç kimseye kalmayacak bir dünyada, bu kadar akıl dışı, çarpık ilişkilerin nasıl geliştiğini çözümlemek zor bir uğraşı doğrusu.
26.04.2018
Ali Rıza Malkoç
#armozdeyis