- 1639 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
t.g.y.
Sevgili t.g.y
Belki de sayın t.g.y. demeliyim.
Malum aramıza mesafeler, resmiyetler, yeşil kıyafetler, kuleler, köprüler ve büyüklü küçüklü dağlar girdi.
Hatırlar mısın bilmem. Beni sana getiren işaretlerdi. Ben de Hansel ve Gretel’in, evin yolunu bulabilmek için, işaret niyetine yollara bıraktığı ekmek kırıntılarını takip etme düşüncesindeki gibi, bir masal kahramanı edasında, hep seni gösteren işaretleri takip etmem gerektiğine inanmıştım. Bir nevi benim evim de sendin. Evime giden yolu kaybetmek istemiyordum. Sonra tüm işaretleri birer birer kargaların yediğine şahit olduk. Kargaların böyle hain olduğunu hiç düşünmemiştim. Her şeyde olduğu gibi kargalar da benim için hayal kırıklığı olarak son buldu.
Denizlerdeki med cezirler gibi insanların hayatında da gelmeli gitmeli haller oluyor. Sular yükseliyor, sonra çekiliyor. Bazen fırtınalar kopuyor falan. Ama galiba önemli olan dik durmak. Doğadaki düzenin aksine panik olan insanlar kendi canını kurtarma derdine düştüğünden ötürü etrafındakileri bir papatyayı ezer gibi çiğneyip geçebiliyor. Sular çekildiğinde dönüp bakıyorlar ki etraflarında insan bırakmamışlar. Çünkü nefes almak için onları aşağı batırmışlar.
T.g.y. bütün bunları anlatsam da anlamaz, anlayamayacağın için de umursamazsın. Herkes hayatını dilediği gibi yaşar elbette. Bir ölçü yoktur bazen iyilikte de, kötülükte de. Bizler insanları harcamak konusunda çok zenginizdir belki. Belki fakir ruhumuzu bu şekilde doyuruyoruzdur. En sevdiğimiz şeydir; itinayla insanları deste deste hayatımıza sokup, sonra onları tomar tomar etrafa saçmak. Bundan tuhaf bir haz duyarız.
Sen neyi seversin, neyi istemezsin, ciğerini bilirim diye binbeşyüz kere hava atsam da seni tanıdığıma dair, inan bana sadece seni hiç tanımadığıma kalıbımı basabilirim. İnsan kendisini tanıyabilmiş mi ki başkasını bilebilsin. Onca geçen zamandan sonra bunu demek eskiden canımı acıtırdı ama artık acıtmıyor. Ben seni tanımayı beceremedim. İnsan birini anlamak için çok çabaladığında yoruluyor. Bu kadar yorulduğum halde senin türünü çözememem muhakkak ki benim başarısızlığım. Filmin seninle ilgili kısmını açtığımda seni bulanık, ifadesiz bir silüet ile kendimi de yorgun, bıkkın bir halde görüyorum. Bu..
Kendim için en azından şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, lüzumundan fazla bir umarsızlığa gömüldüğümde hata yapma olasılığım da şiddetini artırıyor. Senin hataların ne şıklıkta ve ne sıklıkta oluyor bilmiyorum. Fakat ben bir önceki hatamı düzeltmek yerine daha büyük bir kayıtsızlıkla hatalarıma hata eklemeye bayılıyorum. Metanetli olmayı gereksiz buluyorum. Merhametli olduğum için beni sevdiğini söylediğinden beri merhametten de iğrenir oldum. Acımasız olmak kendini korumak adına en doğrusu mu acaba diyorum. Gaddar olmak üzüntü duymaktan iyidir haksız mıyım? Biraz gaddarlığın kimseye zararı olmaz, dozunu abartmazsak.. Haklıyım!
Sevgili t.g.y. üzülerek söylemiyorum ama böylesine yılgın ve hissiz olmamda payın büyük. Kendimi bazen kudretini herkes üzerinde sınayan o acayip yunan tanrıçalarına benzetiyorum. Galiba sana olan nefretimi bu şekilde bastırıyorum. İspat ettiklerim kendimce, kendime bile ağır geliyor. Böyle olmasını istemezdim dersem buna asla inanma. Tam da böyle olmasını istediğim için böyle yapıyorum. Nefretim bir tek sana mı sanıyorsun! Senden daha fazla öfke duyduğum bir tek insan var o da benim. Kimse kötü olanı hak ediyor demiyorum. Bu dünya daha iyisini hak etmiyor diyorum. Hiçbir şeyle gurur duymuyorum bu hayatta. Aksine ölesiye bir tiksinti böğürüyorum kalbimden. Dünyayı nereye kusacağımı kestiremiyorum. Hırsızı hırsıza ispiyon edemem. Bozacı da dünya, şıracı da..
Bana kalırsa sen bana, ben de sana bin kere daha kanarız. Ama buna inanmak kendime ihanet olur. İhanet intikamla eş değerdir, bunu da yaz o arif aklına.
Bana borçlu olduğunu söylemiştin bir keresinde. Bana borçlu değilsin. Senden bir alacağım da yok, sana verecek bir ruhum da. Ruhumu kaybetmesem yine de cimrilik etmezdim inan bana.
Hep demiştim sana yine diyorum. Hayat kısa, ölüm var ve bu yeni bir şey değil.
Üstelik yollar zincirini kıran herkes için bir umut kapısı. Artık zincir yok t.g.y. İkimiz için de..
nisan2018
YORUMLAR
Merhaba.Sitede gezinirken yazınızda durdum!İyi ki de durmuşum!Hepimizin hayatında "dünde" kalan kayıplar vardır mutlaka.İlginçtir,ben de bir yazımda,sizin kullandığınız "Hatırlar mısın bilmem" sorusunu aynen kullanmıştım.Neredeyse yarım asır geride kalsa da her şeyin bıraktığımız yerdeki gibi duruyor olması hüzün verici,hem de fazlasıyla.
Ve hayat da böyle bir şeymiş sanırım.Güzellikler dileğimle.
ey benim şiirim ! ey benim nesirim ! yalpalamadan yürüdüğüm acımasız gökyüzüm ! meleklerin işkence çarkı ! hurra, duyulmadık şiir ve anlı şanlı nesirim, ilk kez ! meleklerin gülüşleriyle başladı gün,. kalacak bütün damarlarımızda bu ağıt,bu şiir bu nesir…
kutsal bildiğim erdemi, kötülük ağacının karanlığından, emanet ettiğimiz erdenlerin ürpertisinden çıkaracağız …