- 561 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ahlak ve din çelişkisi
*Ahlâk ve Din çelişkisi*
Bir bireyin ahlaklı, güvenilir, saygın ve dürüst olabilmesi için herhangi bir dini inanca sahip olması, bunu vurgulaması, ön plana çıkarması gerekmiyor.
Yüzlerce yabancı bilim insanı ve yazar tanıdım. Evreni tanımlamasına, insanları, diğer canlıları kucaklamasına, özlemlerine, öngörülerine hayran kaldım, imrendim.
Bunların içinde ateist de var, budist de, hıristiyan da, müslüman da.
Müslümanlık da ise ilkesel ahlak anlayışı daha üst seviyededir.
Ahlakı, adaleti, hakkaniyeti, şeffaflığı, dürüstlüğü, şefkati, dayanışmayı boşayarak, kaynakların vurguladığı gibi bir müslüman olamazsınız. Yani, "müslümansam bana her şey mübah, ahlaklı olmama gerek yok" diyemezsiniz.
Can alarak, can yakarak, çalarak, hile yaparak dindarlığı vitrine çıkardığımız zaman, diğer insanlara şu soruyu sorma hakkı doğar:
*Din buysa ahlâk nerede, ahlâk buysa din nerede?*
Dindarlığımız vicdanımızda kalsın harcamayalım, ama bol keseden adalet dağıtalım.
Herkese, kurda, kuşa, dinliye, dinsize, aça, susuza, zengine, fakire...
İşte o zaman cennet karaborsada pazarlanmayacak, kimse de cehenneme layık görülmeyecek, ilahi iradeye ortak olamayacaktır.
İnsanın, insanlığın merkezde olmadığı her fikir, inanç, düşünce, mekan, zemin; kaymaya, yok olmaya, yıkılmaya mahkûmdur.
23.04.2018
*Ali Rıza Malkoç*
#armozdeyis
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.