- 1935 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KUTSAL BEKÇİ
Çağımız bilgi çağı,uzay çağı.Öğrenmeyen,güncel olaylardan,genel bilim ve her nevi insanlık ürünü olan bilgilerden mahrum olan insan,günümüzde cahil olarak nitelendirilmektedir.
Dünya’nın savaş ve yoksulluk olmayan her yöresinde olduğu gibi,ülkemizde de insanlar manen ve zihnen belirli bir yeterliliğe ulaşınca eğitim almaya başlar.Bu eğitim ailede başlar ve okullarda devam eder.
Bu eğitim sisteminin ustası öğretmen,çırağı da öğrencidir.Bu yüzdendir ki;öğretmenlik topluma yön veren en etkili,en kutsal meslektir.Bir toplumda öğretmen kesimi,Öğrenci topluluklarının kişilik ve akıllarını nasıl eğitirse,ülkenin geleceği de o doğrultuda şekillenir.
Atatürk’ün asıl düşman olarak gördüğü cehalete karşı,bu ülkenin yılmaz savunucuları önce öğretmenler,sonra onların eğittiği,onların yol gösterdiği öğrencilerdir.Bu nedenle bir ülkenin gelişmişliğini o ülkedeki öğrenci-öğretmen ilişkisine bakarak anlayabiliriz.
Ülkemizde de son günlerde birtakım tatsız olaylar yaşanmaktadır.Kendilerini öğretmen sanan bazı öğrenciler,öğretmenini kürsüsünden kaldırıp,onun mevkisine bağdaş kurup oturarak empati yaptığını sanmaktadır.Halbuki bu sadece kendi küçülmüşlüğünün,içi boşluğunun resmini çizmekten başka bir şey değildir.
Öğretme evrensel bir uğraştır.Ülkemizde her an,ana baba çocuklarına,usta çırağına,öğretmenler öğrencilerine bir şeyler öğretirler.Yani sürekli bir öğrenme ve öğretme durumu söz konusudur.Ancak öğretme ve öğrenmenin iki değişik işlev olduğu her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.Çünkü öğretme işi bir kişi tarafından gerçekleştirilirken,öğrenme başka bir kişide oluşur.Çok açık ve basit gibi görünse de aslında üzerinde ciddi bir şekilde durulması gereken bir durumdur bu.Öğretme-öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için o iki kişi arasında çok özel bir ilişki kurulması gerekir.Başka bir deyişle,öğretmen ve öğrenci arasında özel bir bağ kurulmalıdır.
1.Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Atatürk’e “Başöğretmen” unvanının verilmesinin nedeni:bizlere,aklımızı kullanmayı,ülkemizi sevmeyi,iyi ve topluma yararlı bir insan olmayı öğreten ve daima öğretecek olan yegane kişidir.Çünkü şu an bizlere eğitim vermekte olan,bu kutsal mesleği kendilerine yaşama amacı olarak benimsemiş insanlar,O’nun yorulmak nedir bilmez takipçileridir.
Biz Türk Gençliği olarak;Atatürk’ten ve onun takipçileri olan ışık kaynaklarımızdan çok iyi yararlanmalı,onların değerini sadece bu önemli günde değil,her gün bilmeliyiz.Tek amacımız,özgürlük ülkesini başkomutanının akıl,en büyük silahı ilim ve fen olan mantık ordusuyla her gün yeniden fethetmek olmalıdır.
Selam olsun,
Karanlığın ve cehlin güneşine
Selam olsun,
Erdemin ve bilginin eşlerine.
Onlar ki
Kişiliğe hürlük bağışlayan
Onlar ki
Karşılıksız alkışlayan