- 13546 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kime azar, ona nazar.
Kime azar, ona nazar
“Kime azar, ona nazar”, bu cümle Yunus Emre’nin hocası Tapduk Emre’ye nispet edilir. Bu cümleyi ilk okuduğum anda, itiraf etmeliyim ki azarlamanın ne kadar incitici bir şey olduğu aklıma geldi. Bir kimse tarafından azarlanmak nasıl incitmez ki? Haklı veya haksız yere azarlanmak incitiyor elbette.
Ancak “Kime azar, ona nazar” cümlesinin son kısmı yani ‘nazar’ kelimesi azarlanmayı biraz farklı anlamlandırıyor. Cümlede bir çelişki var gibi görünse de, aslında bu çelişik görünen ifadeden merhamet süzülüyor
Hem azarlanacaksın hem de sevileceksin. Anne babalar da bunu yapmıyor mu? Sevdikleri için kızıyorlar ve sevdikleri için azarlıyorlar. Ancak onlardan daha merhametli birisi var ki, tüm muhabbetlerin ve merhametin son bulduğu ve adeta bir çiçek gibi solduğu anlarda dahi seviyor ve merhamet ediyor.
Kemâle ermek isteyeni azarlıyor. Azarıyla nazar ediyor. “Kime azar, ona nazar”. Her kim ki, sözün şiddetiyle sarsılıyor, işte o kendine getirilmek isteniyor. Bu sarsma elbetteki sadece sözle değil. Bizi kendimize getirmek isteyen Yaratıcı engeller koyuyor yollarımıza. Bizi engellerle sarsıyor ve böyle azarlıyor. Diyelim bir şeye niyet ettik. Ancak ne yaptıysak o şeyi gerçekleştiremedik. Her kapı yüzümüze kapandı. Rabbimizin kapıları yüzümüze kapatması bir nevi azardır. Ama bu kötü anlamda değildir. Zamanı gelmediği için, hırs yapıp bir ‘dağları ben yarattım’ edasıya işe koyulduğumuz için ve daha birçok niyetimizde bir sıkıntı olduğu için veya başka bir nedenden ötürü kapıları kapatıyor olabilir.
“Azarlamak” kelimesinin anlamı “kırıcı ve sert söz söylemek”tir.
Paylıyor bizi tabiri caizse. İddialarımız ve büyük konuşmalarımızın kurbanı olmamamız için durduruyor bizi. Engelliyor. Ne kadar çırpınsak da nafile.
“Nazar” kelimesine gelince... İşin en önemli kısmı burası aslında. Azarlama var ama bu öyle bir azarlama ki, bu azarı bir nazar takip ediyor.
Peki nedir nazar? Nazar kelimesi “bakış, bakma” anlamlarına gelir. Bakış değer vermekle ilgilidir. Değer veren kimse yüze bakar. Sadece yüze bakmak da yetmez. Kalbe ve ruha da bakmak gerekir. Nazar etmeyen, yani bakışını bizden esirgeyen kişi ya bizi ciddiye almıyordur yahut utangaçtır.
Söz konusu Allah’ın kuluna nazarı olduğu zaman ise, Allah’ın önemsediği ve yüzüne ve kalbine bakmaya değer gördüğü kişi olmak anlamına geliyor. Dolayısıyla Allah bizi azarlıyorsa, bize nazar ediyor demektir. Allah bize nazar ediyorsa, bizi seviyor demektir. Her ne kadar acımasız ve zalim bir engellenme olarak görünse de bazı şeyler, mevlâ sevdiğinden dolayı bazı şeylerden alıkoyuyor. Bizi kemâle erdirmek için azarlıyor.
Velhâsıl, Allah’ın merhameti ve sevgisi çok farklı şekillerde tezâhür edebiliyor. Bize düşen Allah’ın merhametini okuyabilmek. O’nun azarında dahi bir merhametin olduğuna inanmak ve beklemek.
Onun “Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı” (Duha, 4), sözünü unutmamak ve azarına gücenmemek duası ile...
Zeynep Zuhal Kılınç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.