- 371 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İsa İnsandır
Tevrat , Zebur ve İncil olarak bilinmekte olan metinlerin tercümesi bir asır önce padişahın emriyle yapılmış olup daha sonra bu tercüme üzeronde bazı sözcükler Yeni Türkçe’ye uydurularak günümüze kadar gelmişlerdir. Bundan bir asır önce tercümeyi yapan kişinin " İbranice, Kildani ve Yunani dillerine" ne kadar vakıf olduğuysa bilinmemektedir. Herhalde o zaman mevcud olan yabancı çevirilerden aktarılmış olsa gerek çünkü aynı yanlışlar ne yazık ki Türkçe çeviride de yer almıştır. Tevrat, Zebur ve İncil’in çevirisinde Rabbinik İbranice, Biblik Aramice vede Helenistik Grekçe bilmek gerekmektedir. Ayrıca ilk çeviriler içinse Latince’de bilmek gerekmektedir. Şimdi de gelelim yanlış yapılan çevirilerle İsa’nın nasıl Tanrılaştırıldığına Tevrat’taki Davut’un mezmurları 110:1deki bir ifadeyi İsa , kendisi için söylendiğini vurgulamakta , " Bana niçin Davut’un oğlu diyorsunuz . Davut bana Rab demektedir" diyor. Böylelikle Tanrı anlayışı üzerinde , kafalar karıştırılmakta ve bu Tevrat ifadesinin İncil’lerde birçok yerde İsa’nın Tanrılığı’nı ispat etmek için devamlı kullanıldığı görülmektedir. Konunun iyice anlaşılması için , Mezmur’un , "Rab, Rabbime dedi" kısmının Tevrat’ta orijinal İbranicesi’nede bakalım: "Niem YHWH la-adoni" burada adoni sözcüğü aynen Yunanca’daki Kyrios kelimesi gibi efendi anlamında , hem insan için hemde Tanrı için kullanılan bir sözcüktür. İncil’lerin İbranice orijinallerinde, İsa’ya hiyap şekillerinde efendim anlamında "adonai" de kullanılmıştırki, Yunanca çevirilerinde " Kyrios’un en önemli sebebi bu olmalı ve İsa’nın kimliğinin karıştırılmasında en önemli faktörlerden biri olduğu muhakkaktır. Ancak bununla insana hitap edilmiş olacağını , İsa için başka bir hitap şekli olan ve Yunanca İncil’lerde orijinal halini görmekte olduğumuz Aramice "Rabbi" kelimesi bize en önemli kanıttır. Eğer Yahudiler için İsa Tanrı olmuş olsaydı bir insana hitap edildiği gibi , Tanrı olan birine " Rabbi" diye hitap etmezlerdi. Bunlardan da anlaşılacağı üzere İbranice Tevrat ifadesibden anlaşılıyorki , önce bu ifade de iki defa Rab manasında bir terim kullanılmamaktadır. Rab olarak çevrilen sözcüğün ilki "YHWH" Yahovah veya Yahve okunan , Yahudilerin Tanrı’sının özel adıdır. İkinci sözcük "Adoni" ise İbranice’deki " Adonam" sözcüğüdür. Bu sözcüğü anlamak içinse Tanrı için mi yoksa insan için mi olduğunu anlamak gerekmektedir. Bunu doğru anlamak için Tevrat’ın Yahudi din adamları tarafından yapılan , ingilizce çevirisine bakalım " The Lord said to my lord" burada durum çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır. İngilizcede ikinci " lord" küçük harfle başladığından bu hitap bir insana ait olan " efendi" anlamında bir hitap şeklidir. Dolayısıyla bu Mezmur’daki şiirde ,;Tanrı Yahova’nın , bir insana hitap ettiği kesinleşmektedir. Ve bunun doğru çevirisiyse şöyledir: "Yahovah efendime dedi ki " veya " Tanrı efendime dedi ki" Yani Tanrı Yahovah yaratılmış olan bir insana seslendiği çok açıktır. Şimdi İbranice orijinalini yukarıda görmüş olduğumuz ifadenin Yunanca Tevrat olan septuagente nasıl çevrildiğine bakalım " allhlouia ecomologh somai soi kurie " çeviri aynen İbranice’deki " Yahovah efendime desi ki" manasındadır. Çünkü Tevrat’ın Yunanca çevirisi olan septuagent MÖ 3. Yüzyılda , 70 Yahudi asıllı din adamı tarafından İskenderiye’de yaşayan ve İbranice’yi unutmuş Yahudiler için yazılmıştır. Allhouia , Yahovah ve Kurie , Adonai anlamında efendim olarak dosdoğru bir şekilde çevrilmoştir. Şimdi de aynı ifadenin Markos İncil’ine Yunanca nasıl aktarılmış olduğuna bakalım; " eipen o kuriov tw kuriw " bütün meselenin özü buradadır. Yahovah manasındaki " allhouia" nedense Yunanca Tevrat’ta , yine Yunanca olan Markos ve diğer İncil’lere aktarılırken " Kuriov" , yani " efendi" olarak aktarılmıştır. Böylece çok açık olan " Tanrı efendime dedi ki" ifadesi " Efendim efendime dedi ki " olmuştur. Hristiyan uzmanlar tarafından ingilizce yapılmış olan çevirilerde , YahudilerinTevrat çevirilerinin yanlışlığı " The Lord said to my lord" şeklinde olduğunu , bununda Tanrı ’nın Tanrı’ya seslendiği şeklinde olduğunu görmekteyiz . Zaten Yahudilikte kesinlikle Tanrı’nın tek olmasından dolayı burada ikinci bir Tanrı’ya sesleniş olduğunu düşünmek mümkün değildir. Konuya asıl açık getirecek olan son derece önemli olan ayrıntı İncil’lerin elimizde bulunan Yunancaları yazılırken bilerek veya bilmeyerek Yunan asıllı yazarlar Yahve sözcüğünü Kuriov diye kullanmış oldukları için kavramlar iyice karışmış durumdadır. Bu ayrıntıda yine benim iddialarımı doğrulayan ve İsa’nın nasıl zorlama yorumlarla Tanrılaştırıldığının önemli kanıtlarındandır. Yahudi olan septuagent çevirmenlerse bu ayrıntıyı çok iyi bildikleri için hata yapmamışlardır. Hristiyan yayınevlerinden birisi Tevrat çevirilerinde 1997 ile 2000 yılında bir çeviri farklılığına gitmiştir. 1997 yılındaki çevirinde " Rab Rabbime dedi , Ben düşmanlarını senin ayaklarına basamak koyuncaya kadar , sağımda otur." ( Tevrat Mezmur 110 ) 2000 yılındaysa " Rab efendim " Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek sağımda otur. " ( Tevrat Mezmur 110) Dikkat edilirse 2000 yılındaki çeviride " Rab" efendi olmuş durumdadır. Buda anlatmiş olduğum " Rab’le ilgili anlatımımın doğruluğunu göstermektedir. Ancak yinede doğru çeviri " Tanrı efendime dedi" şeklinde olmalıydı. Buna rağmen Yunanca olan İncil’lere aynı ifade tahrifatlı aktarıldığından , " Rab Rabbime desi ki " olarak bırakmışlardır. Ancak onların yapacağı birşey yok çünkü Yunanca İncil’lerinde böyle farklı yazılmıştır. Üniteryan ( tevhidçi) Kilse bu gerçeği anlayarak buralarsa İncil’lere insan eli karışmış olduğunu kabul etmiş ve teslisi terk etmişlerdir. Şunuda belirtmeliyimki Tevrat’taki bu ifade Tanrı’ya ait bir seslenişte değil , Davut’un yazmış olduğu bir şiirdir ve herkes bilirki , şiirlerde her türlü hayali benzetme ve anlatımlar kullanılır. Hristiyanlar bunlara rağmen teslis inancına girmektedirler bunun sebebini öğrenmek için Carlos Madrigal’ın " Üç Tanrı mı Tek Tanrı mı? " isimli eserine bakalım şu ifadeleri kullanmaktadır: " Yehova diyor , seni Yehova azarlasın (bkn. Zekerye 3:2) Bu ayetlerde Tanrı bir " Ben " olarak kendine bir " sen " olarak sealendiği veya kendisinden söz ettiği açıkça görülmektedir. Şimdiyse Tevrat’ta aslında ne geçtiğine bakalım " 1 Rab , meleğinin önünde duran Başkâhin Yeşu’yu ve onu suçlamak içun sağında duran şeytan’ı bana gösterdi . 2 Rab’bin meleği şeytan’a Rab seni azarlasın , ey şeytan !" Dedi. " ( Tevrat Zekerya 3 ) Dikkat edilirse burada yazarın iddiasıyla ilgili herhangi bir ilgi yoktur. Burada sen duye hitap edilen şeytandır. Bunları teslise dökmek içinse yazar şunları kullanmaktadır. " Herbiri , üçünün arasındaki ilişkiler sayesinde bir benlik olarak belirir. Tanrı’da hem bir " Ben" , hemde bir " sen" ve bir " O" vardır. Bu nedenle , Tanrı Tanrı’ya " ben " seni " seviyorum vb diyebilir. " Rab Rabbime desi ki... "( Mezmur 110:1) " Tanrı seni meshetti ey Tanrı....." ( Mezmur 45:6-7) veya " Yehova desi , seni Yehova azarlasın....( Zekerya 3:2) ayetlerinde olduğu gibi ." Yazar Mezmur 45:6-7’de " Tanrı’nın Tanrı’yı " meshettiğini ve dolayısıyla iki değişik Tanrı’dan söz etttiğini iddia ederek , kendisine hitap edilen diğer Tanrı’nın , İsa olduğuna delil getirmektedir. Şimdiyse bu Tevrat ayetinin tamamını görelim . Kimin kime hitap ettiğini anlayalım . " 6 Ey Tanrı , tahtın sonsuzlukar boyunca kalıcıdır , Krallığının asası adalet asasıdır. 7 Doğruluğu sever , kötülükten nefret edersin. Bunun için Tanrı , senin Tanrn , seni sevinç yağıyla arkadaşlarından daha çok meshetti." ( Tevrat mezmur 45) dikkat edilirse tam bir metin içinden cımbızca çekilip alınmış bir ifade yine Mezmurlardan ancak bu beytin başında bir krala övgü için ve se " Âdemoğullarından daha güzelsin diye bir insana yazıldığı belirtildiği halde buradaki ifade de " arkadaşlarından daha çok meshedilen olunca hitap edilen bir insandır. Yine Galatya9-5i de aynı şekle sokmaktadırlar söyleki aslı 1. σάρκα κατὰ τὸ Χριστὸς ὁ ὧν ἐξ καὶ
bakın burası bir cümle.
2. πατέρες οἱ ὧν ἀμήν
bu ikinci cümle. ve "AMİN" İFADESİYLE SON BULUR.
3. cümlede ise tanrı ile ilgili ifadeler yer alır. yani isa ile ilgili bir ifade değildir. protestanlar bu 3.cümleyle diğerlerini karıştırıp isanın tanrı olarak anıldıgını soylerler. oysa "amin" ifadesiyle ikinci cüme son bulur ve 3. cumle baslar. o da sudur:
αἰῶνας τοὺς εἰς εὐλογητὸς, Θεὸς πάντων ἐπὶ ὢν ὁ
bu cümlenin ise birebir çevirisi şudur: çaglar boyu mubarektir Allah, herşeyin üzerinde.
Ayrıca yine The son of God direkt Tanrı’nın oğlu diye yorumlanmış halbuki anlamı Tanrı’nın yolundaki kul demektir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.