GEÇME BİZİM BAHÇEMİZDEN MUSTAFA
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
GEÇME BİZİM BAHÇELERİMİZDEN MUSTAFA!
-Ama topum o tarafta, ona bakırken gözümü kapalı gezim teyze.
-Çimlere basıyorsun Mustafa…
-Ya Teyze, topum.
“Mustafaaaa…”
Ah bu Mustafa, gece gece de milletin bahçesine girilir mi be oğlum? Hem de elinde topla. Aslında iyi ki de topla, insanoğlu aklından bin bir şey geçer. On yaşında çocuk da olsan bu saatte bahçemde ne işin var der ya hani?
“Mustafaaa…”
-Haydaa, e yeter yani, çiminiz mi önemli çocuk mu? Alo güvenlik, nedir bu saatte Mustafa, Mustafa yetti ama değil mi, saat 00.00.
-Sormayın efendim, hani o hepinizin bahçesine topla giren şirin bir çocuk vardı ya?
-E e, ne olmuş?
-Bugün okulda ölmüş. Bayıldı sanmış öğretmenleri revire kaldırmışlar. Afganlı ailenin en küçük çocuğuymuş Mustafa. Aileyi aramış sormuşlar rahatsızlığı var mı diye yoktu demişler. Ambulansı aramışlar sonra, o da yarım saat sonra gelmiş. O zamana kadar da baygın sandıkları çocuk çoktan ölmüş gitmiş.
* *
Çimlere artık kimsenin topu kaçamayacak o çok önemli değil.
Ancak:
Okullarımızda ki Revir dediklerimiz Revirler gerçekten de ölüyle diriyi anlayamayacak kadar Revir mi?
“Ve asıl sorun Ambulanslarımızın hastalara zamanında yetişebilmesi.”
Davi/gerçekyaşamöyküsü/2018/15/04
YORUMLAR
hangimiz gece yatarken sokak çocukları için dua ediyoruz. ballı börek yerken kirli bir ekmek parçası kemiren kaç fotoğraf var gözümüzde.
nice Mustafalar harcandı. 17 yaşında Eren asıldı. Sırf asmak için yaşını büyüttü kendisine insan diyen aşağılık ............. neredeydik o zaman. neredeyiz şimdi. nerede olacağız yarın. Mustafalar hep sahipsiz kalacak. Şimdi okullar açılıyor. Gücü yeten en yakınındaki okula gitsin. Bir Mustafa mutlaka seni bekliyor. Bir defter, bir pabuç, bir çanta. Bir sigara parası. Sahip çıkın Mustafalara. Islak bir yorum bıraktım sayfana. geldiğim yerler yazdı. ben yazmadım.
sağ ol
eyvallah....
YAZGI_24 tarafından 9/13/2018 4:13:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Cidden özlettiniz.
Sözün özünü söylemiş yine kalem.
Kutluyorum yüreğimle.
Sevgilerimle...
Davidoff
Paylaşmak bazen üzüntüyü hafifletiyor.
Mustafa artık yok. Topu bahçedeki salıncağın kenarında duruyor.
Artık ne kadar tesirinde kalmışsam, bir çocuk ölmüş dediklerinde aklıma hep tıp literatüründe artık adı sanı anılmayan “kuşpalazı” gelir. Hâlbuki dünyada çocuk ölümleri en çok “b o m b a” ile oluyor şimdi. Ne tuhaf
Revir demişken revir ile alakalı yazının da ana fikrine paralel bir fıkra anlatayım, inşallah yazının duygusal tonajına halel gelmez;
“Bir bölükte bol baharatlı karavanalar yüzünden askerlerin büyük bir bölümü hemoroit olmuş revirde yatıyorlarmış. Bir gün komutan reviri ziyarete gelmiş tek tek hastaların hallerini soruyor
- Merhaba asker, hastalığın nedir?
- Sağ olun komutanım, hemeroidim var.
- Tedavi olarak ne yapıyorlar?
- İlaçlı pamuk efendim.
- Bir arzun var mı asker?
- Bir an evvel iyileşip tekrar vazifeme dönmek istiyorum komutanım.
Komutan sırayla bütün askerlere aynı soruları sormuş ve hep aynı cevapları alınca memnun olmuş. Sıra en son sıradaki adama gelmiş. Ona da aynı soruları sormaya başlamış:
- Merhaba asker, hastalığın nedir?
- Bademciklerimden rahatsızım efendim.
- Öyle mi? Peki ne ilaç kullanıyorlar?
- İlaçlı pamuk efendim.
- Güzel. Peki, bir isteğin var mı evladım?
- Var, efendim... Mümkünse sıra bana gelince pamuğu değiştirsinler kumandanım!”
Bizde böyle aga; tabiri caizse “ayılana gazoz bayılana limon”
“…Ve asıl sorun Ambulanslarımızın hastalara zamanında yetişebilmesi…”
Allah var haklarını yemeyelim şimdi. 112 santralindeki memurundan, doktoru, hemşiresi ambulans şoförüne kadar tüm ekip olarak bu alanda gerçekten bayağı mesafe kaydettik. Hepsinden Allah razı olsun eğer ki bu hizmette bir aksama varsa bu trafikteki saldımbayıramevlamkayıragillerden d*(lx2)*m*l*rın d*(lx2)*m*lığı yüzündendir.
Neyse biz küçük Mustafa’ya Allah’tan rahmet kederli ailesine sabırlar dileyelim…Çocuklar ölmesin lakin o da Allah'tan işte
Selamlar, saygılar
Davidoff
Doğrusunu söylemek gerekirse Ağyar kötüye gülümsenir mi diyeceğim ama ben gülümsedim.
Gelelim şu bizim trafik terörüne.
Gelemeyiz tabi ki... Çünkü Ambulansın geçemediği yollardan biz nasıl geleceğiz.
Sevgi ve teşekkürlerimle.
Büyüklerin ellerinden öpsek mi?
Bırakın yazı yazmayı yazılanları okumaya yorumlamaya dahi gücüm kalmamıştı.
Çok şükür yavaş yavaş iyileşiyorum. Tabii tam sağlığıma kavuşmak zaman alacak.
Buna da şükür...
Yazı mı? Çok güzel bir Davi klasiği. Oku. Ama okuyup geçme. Düşün. Elini yüreğine koy.
Bir kez daha düşün...
Teşekkürler Kardeşim.
Davidoff
Geçmiş olsun Ağabeyim. Umarım kötü bir şey yoktur.
Bizler elimizi yüreğimize koysak; orada kalır.
Elimizin neden yüreğimizde olduğunu soranlar olmalı...
Yorumunuz için teşekkür ederim. Saygıyla.
Lackalaşmıs sorunlar birkac cumle ile ne guzel anlatilmış.
Tebrik ederim Davi. Sevgiler.
Davidoff
İnsanoğlu işte; ne çabuk alışıyor bu tip haberlerle yaşamaya.
Sahi Sevgili Emine arkadaşım hiç evladını kaybetmiş bir annenin onun yokluğunda bir çamaşırına sarılıp kokusunu nasıl içine çektiğini gördünüz mü?
Ben ilk defa gördüm, bir daha da görmek nasip olmasın inşallah.
Yorumunuz için teşekkür ederim.