- 819 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ANÇUEZ SEVMİYORUM...
Manyak günler dostum...
Manyak kelimesi kadar Fransız günler bana bu anlar... Yerçekimsizlikte yer arıyorum dinginlik için içerime...
Buzdolabı poşetinde taşınan süs balığı gibi halim. Poşet damlatıyor iri iri... Biliyorum geçecek... Ama bu balık korkuyor gibi...
Şu son bir ay yine sevimsiz... Bilirsin; belirsizlik sevmem... Sisli havada gezmem... Ama şimdi sisler içindeyim... Belirsizlikler suyunda yüzmekteyim. Anlayacağın "tam benlik" değil! şu günler yine.
Geveze günlerimden bir gün daha... Kendi kendime konuştuğum... Gündeliklerin gölgesinde saklanırken "Düşünme kızım" diyorum. "Düşünsen ne geçecek eline... Olacağa etkisi olmayacak"... Her anlamda...
Çok iyi bildiğim gerilimleri, hiç bir halt bilmediğim gerilimlerle her gece halvet ediyorum. Bunlar bir encek çıkacak yakında başıma...
Ah dostum... Bir hafta var daha sonucun çıkmasına... Yedi gün... Sekiz gece... Öyle (!)...
Zamanın çok hızlı aktığından ve bir çok şey için yeterli olmayacağından yakınıyorum çokça. Bazen de zamanın gereksiz uzunluğu ve yaşama zorluğundan dert yanarken buluyorum kendimi kendime... Anla. Boğuluyorum susuz okyanusta sanki... Senin tabirinle "Ne emmeye ne gömmeye" geliyorum gibi...
Ah sen bilirsin benim bu arafta hallerimi... Bu kaç oldu? Bu kaçıncı daktilo metni bir kaç cümleye tabilik gerilimi? ... Galiba altı, yok yok yedi...
Diyorum ki; birşey yoktur, kızım boşa evhamdasın... Sonrasına odaklanmalısın. Bahar geldi, yaz gün kovalamakta... Planların var... Yavaştasın hayat koşusunda... Olta at hayallerine... Çek. Tuttuğun lazım. Bak, senden daha çok ağlanlayanlara mendilcibaşı gibisin hala... Herkesin hayatına bağlı misinaların var uzun kısa... Çekip koparmaya kalksan, parmakların kopar... Toparlan hatunum toparlan! Keskin depreston küpüne zarar!
Sonra "ançuez" geliyor aklıma...
Çok bildik, çok yabancı...
"maniaque" kadar "depressive" kadar...
Poşetteki balığın tuzlaması olur mu düşünür oluyor bu insan; bir İtalyan kadar...
Diyorum; ola ki fena çıktı sonucu, e senin dünyanın sonu mu?.. Belki de sonu... Kim bilir, belki sonun başlangıcı.... İçimde birşey kaynıyor o zaman alttan yukarı; ağlayacak gibi, kusacak gibi... Ama geçiyor hemen; umut nefesin ekmek kapısı... Galiba, ilk ikiden sonra büyük korkmaları bıraktım. Küçüklerle idare ediyorum. Galiba daha büyük korkmaları sona saklıyorum...
Abi ben ançuez sev-mi-yo-rum!
Başıma gelecekleri tahmin etmeler yoruyor beni. Kaderime fal açmak da inanışımın aksi... Fantastik planlar, matematik hesapları, acılı mantık uygulamaları... Bu balığın aklında kalabalık fikirler tırıs gidiyor... Yoruyor dostum yoruyor... Bilmemek...Çok bildiklerim içinden nasibim hangisi, bilmemek... Bilmek...Hiç bilmediklerimin sonsuzluğunu bilmek...
Ançuez düşmanlığı da bundan sebep...
10.04.2018