- 660 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
BIRAKINIZ YAPSINLAR,BIRAKINIZ GEÇSİNLER
Faizci, sömürücü, kapitalist sistemin amentüsü şu cümle idi:
“Laissez faire, laissez passer…”
Büyük iktisatçı diye takdim edilen Adam Smith tarafından söylenen ve iktisat öğrencilerine adeta amentü olarak öğretilen bu cümle “BIRAKINIZ YAPSINLAR, BIRAKINIZ GEÇSİNLER” cümlesidir.
Şu demektir:
İşadamının işine karışmayın. Hiç kimse karışmasın. Devlet de burnunu sokmasın. Onlar kâr etmek içgüdüsü ile en doğru yolu bulur, en güzel şekilde iktisadi kalkınmayı sağlar ve ülkeler de ancak bu şekilde kalkınır, insanlar da böylece mutluluğu bulur. Sakın karışmayın!..
Nitekim hırsı tatmin olmayan ve maneviyattan nasibini almamış olan kapitalist insanlar yaptılar, geçtiler.
Yüzyıllarca…
İnsan fıtratına uymayan bu sistemle insanları sömürüp fakirleştirdiler, emeği istismar ettiler, her şeyi menfaatlerine göre tanzim ettiler. Büyük yoksul kitleler türettiler. Kan gözyaşı, zulüm imparatorlukları kurdular.
“Böyle gitmez!” Diyenler sosyalizm ve komünizmi kurup bu sömürünün karşısına dikildiler.
Ama o da insan fıtratına uymayan bir sistem olduğu için ve başka zulüm ve gözyaşlarına sebep olduğu için, ancak 60-70 yıl ayakta kalabildi. Sonra sistem intihar etmek zorunda kaldı.
Bunun üzerine kapitalist sistem savunucuları hep azıttılar. Dünyada adeta tek başlarına kalmışlardı. Sistemlerini neredeyse kutsal ilan ettiler.
Sanal ve parlak çözümlerle insanların geleceklerini ipotek altına alıp ömürleri aşan sürelerle borçlandırıp, karlarına kar, faizlerine faiz ilave ettiler. Dünyanın toplam geliri 60-70 trilyon dolar iken, 600-700 trilyon dolarlık çarklar çevirmeye kalktılar.
Dünyada kamuya ait ne kadar servet ve üretim araçları varsa bunları özelleştirdiler. Sloganları belliydi:
Devlet bu işlerden çekilmeliydi, devlet ekonomiye karışmamalıydı. DEVLET GÖLGE ETMEMELİYDİ, BAŞKA İHSAN İSTEMEZLERDİ..
Bize de bulaştı bu hastalık.
Her şeyimizi özelleştirmeye başladık.
Ömrü boyunca faizi lanetlemiş olan bir Başbakanımız, “FAİZ BİR DÜNYA GERÇEĞİDİR. BUNA KARŞI ÇIKAMAYIZ!” diyerek sisteme entegre oldu… Halktan alınan vergilerle 80 yılda kurulmuş bulunan, en hayati tesislerimize varıncaya kadar özelleştirildi.
Hem de yerli- yabancı (potansiyel düşman) ayırımına bile girmeden….
Devletin ekonomi çarkının içinde bulunuyor olması adeta çağımızın bir ayıbıymış gibi sunuldu. “Haram-helal” tabirleri ile sisteme eleştiri getirenler bile şiddetle ayıplandı, eleştirildi, hatta cezalandırılmaya kalkışıldı…
Batıcı kapitalist sisteme dayalı sömürü medeniyeti, kendisine alternatif olabilecek tüm medeniyet ve kalıntılarını yeryüzünden silmek için atağa kalktı.
Üzüntüyle ifade ediyorum ki, bizim de desteğimizi alan ABD ve Avrupa koalisyonu, İslam ülkelerini sudan bahanelerle işgal etmeye, sömürmeye, ezmeye, katliama girişti. Halen de bu emellerini genişleterek hamle üstüne hamle yapıyorlar. Adeta kendi sömürü medeniyetlerine alternatif olabilecek, Dünya’nın çok büyük bir bölümünü insan fıtratına uygun olarak 10-13 asır boyunca sulh, sükun ve adil paylaşım üzerine yönetmiş olan bir medeniyetin kalıntılarını dahi silmek istiyor gibi…
Peki tünelin ucu nereye çıktı?!.
Tünelin ucu göründü.
Baraj kapakları çatladı, yıkımı tetikleyecek olan domino taşları devrilmeye başladı, süreç işliyor.
Faizci kapitalist sistem ABD ve Avrupa’da çökmeye başladı.
Hem de önlenemez bir hızla.
Müesseseleri, şirketleri, bankaları bırakın, devletler çöküşe geçti…
Acilen “Bize karışmasınlar” dedikleri devletin müdahalesini istemeye başladılar. İlk etapta 850 milyar doları destek olarak vergi gelirlerinden oluşan devlet bütçesinden almayı başardılar. Ama bu delik o kadar büyük ki, yama tutmuyor. Yamadıkça delik büyüyecek. Kendileri ifade ediyorlar.
Bir o kadar daha destek gelse, bana mısın demiyecek.
Aslında devletlerin müdahalesiyle önlenemeyecek boyuttadır kriz.
Hani devlet karışmayacaktı. Hani müdahale istemiyorlardı. Ne oldu?
Ne olacak, insan fıtratına uymayan batıl faiz sistemi çöküşte. Bunu önlemeye tüm devlet gelirlerinin bile yetmeyeceği ifade ediliyor.
Bizde neler olacak?
Bizim sistemimiz de onların çürükleri üzerine bina edildi.
Tüsiadçılar alarm düğmesine bastılar bile.
Milli neyimiz var neyimiz yok haraç mezat özelleştirildi. Vahşi kapitalist sistem sayesinde gelir dağılımımız iyice bozuldu. İşsiz sayımız hızla artıyor. “Bizi etkilemez demek” sadece güzel bir temenni olarak kalıyor. Domino taşları düşmeye başladı, bizi atlaması mümkün mü?
Yarın söylenmeye başlanacak olanları duyar gibi oluyoruz:
“-Ne yapalım yani, müdahale etmeyelim de batsınlar mı?”
Ver hazineden şu kadar destek….
Yetmedi, şu kadar daha, şu kadar daha!
Kapitalist baba devletler böyle yapmıyor mu? O halde bizde de çözüm devlet müdahalesi. Hazinenin batan müesseselere aktarılması…
Hani biz bunları devlete yük olmasınlar diye özelleştirmiştik?
Şimdi kat kat fazlasını ödeyip devletleştireceğiz!...
Böyle bir şey olmaz demeyin, perşembeler çarşambalardan sonra gelir. Cumaya atlayamazsınız!
Hanımefendiler! Beyler!..
Sömürüye dayalı, insan yaratılışına ters sistemler eninde sonunda yıkılacaktır. İsteseler de, istemeseler de.
Allah’ımız ne buyuruyor?
De ki: "Hak geldi, batılın önü de kalmaz, sonu da." (Sebe 49)
Yani Hakkın gelmesinden sonra batıllar artık yeni bir düzen oluşturamazlar. Oluşturduklarını zannederler, fakat eninde sonunda yıkılmaya mecbur ve mahkumdurlar…
Artık kapitalizmin de , komünizmin de insanlığı felakete götürdüğü yakınen ispat edildi.
Hakka dayalı, insan fıtratına uygun, uygulandığı çağlarda insanları mutlu etmiş, barış ve huzurun kaynağı olmuş sistemler!..
Evet artık çözümleri konuşmanın zamanı gelmiştir.
Yeni gündemimiz eninde sonunda bu olacaktır.
www.ekremsama.com
YORUMLAR
KAPİTALİST SİSTEMİN YARATICISI VE KANLI UYGULUYUCUSU, SÖMÜRÜCÜ BATININ, BATILIN SONU YAKINDIR. KANLI ABD VE DESTEKCİSİ AVRUPA ÜLKELERİ EKTİKLERİNİ BİÇECEK CEZASINI ÇEKECEK İNŞALLAH. TEK DİLEĞİMİZ, AVUNTUMUZ BUDUR. KALEMİNİZ VAR OLSUN. SELAM VE SAYGILARIMLA
ÜZÜMKARASI tarafından 9/22/2009 5:21:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hocam ; aslında ABD nin etrafına kudurmuş köpek edasında saldırması sonun başlangıcıydı bir anlamda. Kendi ürettikleri hayali düşmanlarla dünyada kaos çıkardı bu fitneci zümre. Elbette buzun üstüne ev yapılamayacaktı.Elbette zulme gökler bile isyan ederken , hak yerini bulacaktı. Şimdi temelden çatlama sesleri geliyor. Ülkemiz elbette etkilenecektir bu krizden. 2001 krizi kadar yıkım olmasa da bir gerçek var hocam ; artık herşey , her ülke değişiyor. Sistemler sorgulanmaya , algılar yenilenmeye başladı dünyada. Bu algılar ve değişimler sonucunda acaba izi ne bekliyor ? Bunu gerçekten bilmiyor ve merak ediyorum. Zira bıktım ! Bir gün umutlar beslemekten bir gün karamsarlığa bürünmekten. GÖRELİM MEVLA NEYLER ? NEYLERSE GÜZEL EYLER
tunar2019 tarafından 10/14/2008 8:40:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sorun sistemlerde olsaydı keşke..
Sorun insanlarda..
İnsani zaafların önüne geçilebilecek bir sistem ortaya konulamadığı sürece bu yapbozlar devam edecek..
Buyurun işte batı kapitalizminin yaşadığı süreci biz 28 şubat döneminde yaşamadık mı?
Ülke tarihinin en büyük müdahaleleri oldu hazineden..
Hortumlanan rekon sayıda bankanın zararları hazineden karşılanmadı mı?
O zamanlar daha özelleştirmeler de yoktu?(oransal olarak bakıldığında çok düşük mertebedeydi)
Değişik beyanlara göre 40-70 milyar doları bulan kaynağı uçup gimedi mi ülkenin?
Ne tam kapitalist ne de tam sosyalist komünist olamadan aynı süreçleri biz de yaşadık?
Nedenleri şuydu, buydu ayrı konu, tartışılır..Bugün dünyadaki çöküşün nedenleri de vardır elbet , o da tartışılır?
Bizim batıdan farkımız bu süreçlerde halkının refah içinde yaşadığı bir dönem olmayışı..
Batı çöktü diyoruz, doğrudur , çökmüştür belki de ama yaşımız gereği son 30 yılını biliyoruz.Halkının refahını bu dönemlerde yükseltti batı bize kıyasla...
Niçin onları sömüren kimseler olmadı?
Niçin batı halklarının yaşam standartları bizim hep çok çok üzerimizde oldu?
Aynı hataları biz de yaptıysak, aynı dönemlerde niçin bizim halkımız refahın kıyısından geçemedi,onlar niçin halkına refah sağlayabildi? üstelik ülkemiz benzer krizleri yaşadığı, hala da benzer krizleri beklediği halde?
Zaman değişti, sistemler değişti ,değişmeyen sadece insan kaldı?
İnsanoğlu bir şeyleri yanlış yapıyor..
Birşeyleri eksik..
Ama ne?