- 1365 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mardin;çayın demli,misafirin kıymetli olduğu yerdir.
Mardin,Mezopotamya ovasının bitiminde,dağın güneye bakan yamacında kurulmuş otantik bir kenttir.Her tarafı tarih kokmakta hatta fışkırmaktadır.
Yöre halkının deyimiyle"Gündüz mezarlık,gece gerdanlık";şair Refik Durbaş’ın dizelerinde de,"Şair sen kiminle konuşursun/Mardin yoldaşın değilse" olan kenttir.
Tam 4 yıl çalıştım burada.
Şehir kulübünün çatısından,Savurkapı’daki büromuzdan engin bir denizi andıran ve bakmaya doyamadığımız Kızıltepe ovası.Köylerin geceleri de balıkçı teknesi misali dizilişi.Bak bak ve yeni dünyalar yarat;çünkü hayal kurmanın sınırı yok.Ve baharda koyunlarını yayan Derik köylülerinin kara çadırları.Geceleri kahve satarak geçimini sağlayanların,fincanlarını birbirine vurarak"kahve mırra,kahve mırra"diye bağırmaları ve Rudo’nun da kebapları.
Bir gün yolumuz görev icabı Derik Issız mezrasına düştü.İki müfettiş,bir ebe ve şoför Ramazan ile beraber Atlı(Kasr-ı Kanco)köyünün arabasıyla buraya gittik.
Ebe hanım çocuklara aşı yaparken biz de köy odasında bekledik.Yörenin en meşhur dumanı üstünde etli pilavını yiyip,üzerine de çayımızı içtik.
Ama yola çıkınca,demli çayın etkisiyle kulaklarım"zonk zonk"etmeye başladı.
Şoför Ramazan’a,
-Köylülerin bize garezi mi vardı ki çayı bu kadar demli yaptılar diye sordum.
Cevap çok ilginçti.
-Yok be Hocam!Çayın demi misafirin kıymetidir.Bu mezra sizden kıymetli misafir görmedi ki!