Yarım kalanlara..
Terk edilmiş evde açık unutulmuş bir kapı gibisin. Nereye açıldığını bile bilemeden öylece duruyorsun karşımda…Uzaksın,soğuk bir mevsimin ürpertici telaşlarında tüm şehrin ağırlığını taşımış kadar yorgunsun…Aramızda uzun bir koridor boyunca yerlerde çamur, duvarda paslı çiviler ve küflü bir geçmiş…Biraz ötede bizi umursamayan kahverengi bir kedi ve dışarda tüm sesleriyle akan bir yaşam..
Koridorun sonunda hala öylece bekliyorsun…
Bekleyişim uzadıkça karanlık artıyor, karanlık artıkça korkum…Gitmek istiyorum..
İnsan kendine yabancı olur mu kendi eskittiği duvar kalıntılarına baktıkça?
Biz şimdi kırık dökük bir çerçeveden kalan cam gibiyiz...Bakışlarımız belirsiz, buğulu…Her baktığım nesne unutulmuşluğun resmi…
Ve hala yüzünün yarısı aydınlık yarısı ben.
Hep kal orada, diyor iç sesim..
Biraz ötede.
Okyanus uzaklığında…
İncecik bir fesleğen dalı olsan da rüzgara karşı yönünü çevirme kendinden.. Yıldızların kalbi senin içinde… Bu ay, gökyüzü ve kainatta ne varsa senin için var.
ben yokum.
Sen yalnızca doğacak günü düşün şimdi. Seni bekleyen güne hazırla yüreğini…
Ben böyle de mutluyum.
Rengini bahara adadığım ebabil kuşlarının yalnızlığıyla dokun dökülmüş duvarlara. İzlerini sür hatıraların.
Sesini dinle kelebeğin …bir yaprağın kalbinde kanat çırpınışını…onu karanlığa sürükleyen her şeye inat. dinle onu..
Gördüğün tüm sulara iyi bak!
Suyun halkalarında beliren gerçeklik sensin çünkü.
O halkalar ki hiç ulaşamadığım sonsuz uzaklıkta bitimsiz ışıklı yolculuk … Sana ve sona varamayan.
Kimin göğüne kapılırsan uçsuz bucaksız bir tutkunun serüveninde yol al. Kapıların olsun düş bahçende rengarenk..
Dünden kalan…Benden kalan.
Ardında yalnızlığın olsa da…Kapıları kapatma hiçbir zaman..
Aslında güzeldir de kimsesizlik, bir anlık duyumsanan..
Arınıştır bu,
Bu bir devrim….İçinden gelen..
Binlerce kişi içinde bunu hisseden yalnız sensin, Yalnız sen geceye tanıksın sessizliğinle..
Öyle bir dünya ki bu;
Bir an gelir, sesin suçlar seni…savunamazsın kendini , kendine bile…Tenini reddeder kokun ..
Yüzün dışlar seni tüm aynalardan, bilincin kayıp bir yelken olur aklın sarmalında..
Ellerin bir buğu içinde binlerce parça. Bin çiçekle gelse de bahar kapına..
Tutamaz onu ellerin.…
‘’Sevda kuşun kanadında
Ürkütürsen tutamazsın
Ökse ile sapanla vurursun da saramazsın
Hayat sırrının suyunu
Çeşmelerden bulamazsın
Ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın’’
Bunların hepsi gerçek bile değil belki..
Bir araya gelmeyecek hiçbir yanımız artık,
çünkü yaşam dediğimiz her an hep eksik kalandır…
YORUMLAR
çok güzeldi hena,
tam kendimi bulduğum anda başka bir kapıya varmak gibi...
ve orada yine kendini bulmak...
yazını sesli okudum keyifle okudum.
insan sesine yabancılaşır mı suretine yabancılaşır mı
evet,
sessizliğin manası çokça içine düşmeye gör yeter ki
üslubun harika
iyi ki varsın
hena
Çok teşekkür ederim Mahvash...''iyi ki varsın'' sözü çok özeldir.
Sen de iyi ki varsın..
Eksildikçe coğaldıģımıza büyüdüğümüze inanmışımdır hep. Ve de güçlendiğimize.
Bileyleniyoruz...keskinleşiyoruz ve derin sessizlikler ićinde kuvvetleniyoruz.
En azından benim için bunlar geçerli.
Başka türlü başedilemez başa gelenlerle.
Güzel yazına ve sana sevgilerimi yolluyorum.
hena
Ben de kocaman sevgilerimi yolluyorum güzel şiirlerin şairine...
Varlığın çok mutluluk verici Rüzgar ve daima...
Eksik kalması, eksikliği onu güçlü kılan
Ulaşılması için
Akışı canlı tutan, için için akıntıya sürükleyen
Kapıları hep açık bırakan ama
İçini kapatan ki
Eksikliği esintiye kapılmış yapraklar gibi
hafif sallantılı hikayeleriyle kendini daima anımsatan ...
Tamamlansa silikleşen yüzler misali
Belki
Unutulmaya, unutulacak olana daha yakın duran ...
Sevgimle Hena.
hena
Yorumun yazıdan da güzel Irmak..Çok teşekkürler,
okuman çok mutlu etti..
Sevgilerimle..