- 644 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
hasbihal
Geçmişin yargıları, geleceğin kaygıları bizi dişli çarkında öğütürken verdiğimiz hayat mücadelesi her zaman takdire şayan gelmiştir bana. Esasen yorgunlukları olan bir insan olarak bugüne baktığımda geldiğim noktaya bile isteye gelmediğimi görüyorum. Bu sebeple ahkam kesip eğitici ders vermeye hak bulamıyorum kendimde. Ancak yalnızca hayatı ya da içine düştüğümüz kısır döngüleri birlikte izleyebilmek için sarf ettiğim sözcüklerin senin için bir şey ifade ediyor olmasını istiyorum. Hayatındaki önyargıları, eski izlenimleri, beklenti ve hayal kırıklıklarını kaç insan tam manasıyla fark ediyor? Yaptığı bir fiilin tetikleyicisinin ne olduğunu kaçımız biliyoruz? Kaçımız büyümekten haberdar? Büyürken yolda neler olduğuyla hangimiz ilgileniyor? İnsanın yaratılıştan getirdiği samimiyet ve masumiyeti ne zaman tam hangi anda kaybettiğini kim sorguluyor? Bize hayat yolunda ne oluyor da şimdiye ulaşıyoruz seyri göz ardı edip? İlmekleri unutup motifleri görmeye ne zaman başlıyor insan bu hayat dokumasında? Ya geleceğe dair durumlar...Ne zaman öleceğini bilemeyen bir insan hem rahat hem bir manada tetikte nasıl kalabilir? Ve yarınından endişelenen insan ahiret inancına sahipse eğer, öteleri düşünmekten hangi noktada kaçınır? Gelecek dediğimiz şey tam olarak neye benzer? Hiçbir olasılığa hakim olamamak bir insanı neden aciz hissettirirken bi çabaya yöneltmez? Ve bu yazı değil soru karmaşasıyla dolu olan zihnin sahibi insanın, huzurun nerede olduğunu sorgularken umudu hangi noktada tükenir?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.