- 1603 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KORUYUCU AİLE OLMAK-BİR YAVRUYA KUCAK AÇMAK ÇOK GÜZEL..
’’Dün çok duygulandigim bir anim oldu sizinle paylaşmak isterim kızım dün yanimiza geldiginden beri ilkkez oz annesiyle görüştü tepkisini düşüncelerini çok merak ediyordum benimde bir anne oldugumu düşünerek ..
İçgüdülerimle kızımdan annesine mektup yazmasını istediğimi söyledim birde annesine hediye aldık mektubu ondan gizli okudum hislerini merak ediyordum..
Sevgili anneciğim diye başlamıştı beni merak etme annem bana çok iyi bakıyor ve bana sen çok şanslısın iki tane annen var diyor güzel bir geleceğe sahip olmam için burada yeni ailemle yaşayacağım burası yuvadan çok iyi ailemi çok seviyorum vs. devam etmişti ..
Çok duygulandım ve dün bana annesinin sözlerinden neler konuştuğundan bahsetti tüm gece ağladım bu görüşme kızım için çok iyi geçti asıl travmayı ben yaşadım annesi ona annenin sözünden çıkma onu üzme ona iyi bak sözünü dinle vs. demiş mektubu okumuş ağlamış koynuna koymuş aynı şey benimde başıma gelebilir...
Bir annenin evladından ayrılmak zorunda kalması çok zor aklıma biyolojik kızımla aynı durumda olma ihtimalim geldi çocuklarımızı ne olursa olsun öz ailelerine karşı ötekileştirme tarzında konuşarak sogutmayalim çünkü herkez çocuk doğururken ilk kucağına aldığında onu nasıl büyüteceğini hayal eder bunu düşünerek aileleri konusunda yaklaşımımızı böyle değerlendirelim.
***
’1985 yılında eşimle evlendik.Başından beri hep bir çocuğumuzun olmasını istedik.Neler yapmadık neler denemedik ki.Nerede bir türbe nerede bir nefesi kuvvetli hoca varsa hemen gidip kurbanlar keserek ondan bir dua istedik.Tabii bu arada başından beri neden çocuk olmadığının tesbiti için hastanelere başvurduk.
Yıllar yılları kovaladı.Hanımda yumurtlama güçlüğü vardı.İlk önceleri çikolata kisti denilen rahatsızlık sonraları yumurtaların noksanlaşması sonucu yaptığımız onlarca inseminasyon yani aşılama yumurtlama takipleri ve 2001 ve 2004 yıllarında çok iyi merkezlerde yaptırdığımız tüp bebek tedavilerinden de bir netice alamadık.Birkaç düşük oldu buna da çok üzüldük.
Sorun eşimden kaynaklanıyordu bende bir eksiklik yoktu.Bundan sonra ya dışardan bir yumurta dönörü veya ikinci bir evlilikten başka bir çıkar yolumuz kalmamıştı.Bu ikisi de ailede bütünlüğü bozan ve dinen uygun olmayan neticelere varabilecek girişimlerdi.
Bu arada acaba başka şeyler yapabilir miyiz diye düşünürken başka arkadaşlarımızın tek ya da ikiz bebek aldıklarını görüyor onlardaki olumlu yöndeki değişimleri merakla izliyorduk.
Neden olmasındı?İlla kendi canımdan kendi kanımdan olması mı gerekiyordu?Pekala bende eşimde yakın arkadaşlarımızın kayınlarımın çocuklarını sevip onlarla mutlu olabiliyorduk.Peki evimize neşe katacak bir miniği nereden nasıl alabilirdik?
İlk önce Ankarada Çocuk Esirgeme Kurumunda bulunan bir arkadaşımın yanına vardım.Uzmanlarla konuştuğumda beni Ankara İl müdürlüğüne yönlerdiler.Onlarda beni yerinde başvuru yapabileceğim için Kırıkkale İl Müdürlüğüne gönderdiler.
Yıl 2005 idi Sevim Hanım olduğunu unutmadığım sosyal çalışmacı bayanla evlat edinme başvurusu için görüşmelere başladık.Gereken belgeleri tapu resimleri, sağlık raporunu ibraz ederek evdeki incelemelere başladık.
Bu arada işte çalışıyordum ailem olaya sıcak bakmıyorlardı ve bende de nasıl olacak daha yaşımız çok geç değil dursun bakalım şeklinde endişeler vardı.Sevim ve Aynur hanımlar henüz net bir karar içinde değilsiniz dosyanızı donduralım kat-i karara vardığınız zaman bize tekrar gelirsiniz dediler.
2013 yılında 26 yıl çalıştığım öğretmenlik mesleğimden sağlık nedenlerim dolayısıyla erken emekliye ayrıldım.Bende bir boşluk ve depresyon başladı.Ne olacaktı bundan sonra ölümü bekleyecek miydim yoksa hayata yeniden başlayıp bir yerden yeniden başlayıp hayatımıza yeni renkler katabilecek miydim?
Bizim ailede tek eksiklik evde bir sessizlik olması çocuk seslerinin yuvamızda olmamasıydı.Çare tedavi olmak çocuk sahibi olmaktı.Bu nasıl olacak diye son bir başvuru yaptığımız Ankara’daki bir özel hastanede tek çıkar yolun yumurta donörü ile dışarda yapılacak tedavi olduğunu öğrendiğimizde tüm ümitlerim birden yok olmuştu.Bize artık evlat edinme ya da koruyucu aile olmaktan başka bir çıkar yol kalmamıştı.
Hemen eşimle beraber 2014 yılı eylülünde Kırıkkale İl Müdürlüğüne başvuru yaprak görüşmelere başladık.Bakanlığın bir değişim geçirdiğini, adının değiştiğini uzmanların değiştiğini gördüğümde içimde kıpırdamalar başlamıştı çoktan.
Eşimin yanaşmamasına rağmen ben ilerde çok güzel günlerin bizi beklediğini düşünerek tatlı rüyalara dalıyordum.İl Müdürlüğüne her gelip gitmemizde içimde bir huzur duyuyor mutluluğumuzun artttığını kalben müşahade ediyordum.
Uzun görüşmeler sonucunda ilerleyen yaşımızdan dolayı ancak koruyucu aile olmanın bize uygun olabileceğini söylediler, dinen bu durumun daha iyi olduğunu okuduğum kitaplardan ve yaptığım görüşmelerden öğrenmiş kat-i kararımızı pekiştirmiştik.Sağlık heyet raporlarımızı gereken diğer evrakları hazırlayıp verdik.
Uzun süren ev incelemelerinden sonra 2016 yılı eylülünde bizi görüşmeye çağırdılar.Özel bir okulda müdürlük yapmaktaydım.Telaşla gittiğimiz görüşmede yedi sekiz yaşında bir erkek çocuk önerdiler.Sıkıcı geçen görüşmemizde iyi şeyler söylemediğimizden olsa gerek uzun bir süre bizi aramadılar.
Bende sekiz yaşında bir çocuğun ailesini bilebiceği ,evde her şeyin farkında olacağı dolayısıyla onunla güzel bir iletişim kuramayacağımız endişesi başlamıştı.Bu nedenle ilk çocuğu istememiştim.
2017 yılı başında uzman arkadaşlar bizi tekrar aradıklarında çok sevindim.Görüşmede bizi koruyucu aile konusunda iyi bulduklarını tekrardan bizimle çalışmaya var mısınız dediklerinde evet demekten bu durumu mutlaka yaşamamız gerektiğine onları ikna etmeye çalışmıştım.Sağlık raporunu tekrardan aldık, ücretini ödemek biraz zorumuza gitmese de bunun gerekli olduğuna emin olarak.Mevzuat bunu gerektiriyordu ve her iki yılda bir almak zorunluydu.
2017 yılı temmuz ayında bizi yine görüşmeye çağırdılar.Koşa koşa gittik.Pes etmemek gerekiyor eğer bir çocuk alacak iseniz.Sizin kararlı olmanızı görmek istiyorlar.Çocuk almak için bir çok aile sırada.Bakanlığın isteği Çocuk Yuvalarını lağvetmek Sevgi Evleri açmak şimdilerde ise Sevgi Evlerine yerleştirilen kimsesi olan ya da olmayan çocukları evlat edindirme ya da koruyucu aile modeliyle ana babalarla buluşturabilmek..
2002 yılı başında koruyucu aile sayısı tüm Türkiyede 400-500 kişi kadar iken bugün bu sayı 4500-5500 aralığına gelmiş ve her geçen günde durmadan artmaktadır.Bir Yuvada 400-500 çocuk sevgi ile büyüyemez.Bir Sevgi Evinde de 6-7 çocuğa bir bakıcı anne aynı oranda sevgiyi verip ilgilenemez.
Nereden biliyorum bendeniz de Zihinsel engelliler okıulunda emekli olana kadar 7 yıl kadar çalıştım.Ne kadar iyi olsanız da onca çocuğa sevgi sunamıyor sadece bazı konularda kişisel eğitim verebiliyorsunuz..
Yakın çevremizden ilimizden anne babası ayrılmak üzere olan uzun saçlı 6 ve 3.5 yaşlarında iki kardeşi koruyucu aile olarak alır mısınız dediler.Aynı anda aynı evde kalan beş altı çocuk üzerinde çalışıyorlardı.Küçük kız çocuğunu çok sevdik.Hanım bir haftadır böyle bir kız çocuğuyla rüyamda uğraşıyordum dediğinde bu çocuğun bize Allahımızın bir hediyesi olduğu kanaatı bende uyanmıştı çoktan..
Ablası da 6 yaşında bu kardeşleri ayırmamak en güzeli ama eşim ikisine nasıl bakacağız sen özel okuldaki müdürlüğe bakarken ben evde hangi biriyle uğraşacağım hem birini okula gönderirken birinin yeme içmesiyle uğraşmak beni de yormaz mı dediğinde ona da hak vermiştim.Tamam küçük olanı alalım büyüğün küçüğü görmesine izin verelim dedim, tamam dediler.Büyük olan için ilerde bir çalışma yaparız dediler.
Kurban Bayramı öncesi bu minik kızımızı bize iki saatliğine dört saatliğine ve yatılı olarak verip bize alıştırmaya çalıştırdılar.İki saatin nasıl geçtiğini anlamadık hemen götürüp teslim ettik.Kurban Bayramı arefesinde bize bu sefer beş günlüğüne teslim ettiler.Arefe günü alışverişe çıktık kızımızla ona en güzel elbiseleri aldık.Çocukta bir mahzunluk olsa da bizimle gezerken çok mutlu oluyordu.Annemin mezarına babamın mezarına götürdüm dualar ediyordu kızımız bizimle onlara.
Kızımız bizlere özellikle hanıma çok benziyordu.Kızımıza benzesin diye hanımda saçlarını kızıla yakın kına ile kınalamıştı.Hanım benden on yaş kadar genç ona küçük çocuk çok yakışıyor.Bana torun mu bu diyorlar bende yok çocuk diyorum.Çok geç kalmışsınız diyorlar.Olsun diyorum içimden yine de geç kalmadık..
Yemek seçmeyen pilavı şekerlemeyi, çikolatayı, muzu, çileği çok seven kızımız benimle parka sokağa çıkıp gezmeyi çok seviyordu.Benimde çok istediğim bir şeydi bu..Artık baba kız beraberce bazen evden çıkıp parka sokağa Avm gidiyor hoşca vakitler geçiriyorduk..
Alıştı kızımız bize bizde ona her ay ücreti yatırılıyor bankaya, arada karnelerini aldıkları zaman yemekli eğlenceler yapılıyor beraber iştirak ediyoruz.Devlet sağlık güvencesi veriyor hanımı sigortalıyorlar biz istemesek de, ilerde anneler emekli olabiliyor.
Kızımız ablası ile öz ailesi ile istedikleri zaman kurumda uzmanlar eşliğinde görüşüyor.İstenilende bu sanıyorum hem ailesine hem bize bağlı ayaklarının üzerinde durabilen iyi yetiştirilmiş bir birey olarak yetiştirmek her anne babanın istediği değil mi?
Devlet kendi okutuyor sonrada iş önceliği veriyor bu çocuklara.Bazı ailelerin kuruma bundan dolayı çocuklarını verdiklerini duymuştum.Devlette işe alınan pek çok örneklerini de görmüştüm..
Durmadan aileler tedavi görerek çocuk sahibi olmak istiyorlar hastaneler dop dolu.Durmadan bazı duyarsız aileler doğurduğu çocukları sanki bir kedi köpekmiş gibi acımadan camiye ya da çöpe bırakıyorlar..Devlet hangi birine eğitim versin hangi birine kucak açsın.
Devlet değimiz sen ben öğretmenler memurlar imamlar.Devletin yükünü hafifletmek için gönüllü ya da istekli kalıcı koruyucu aile olmak istemez misiniz?Yukarıdan beri yazıyorum emekliler için çocuğu olmayıp çocuk sevgisini kokusunu tatmak isteyenler için bundan büyük fırsat olabilir mi?
İnanın üç dört gün evimden kızımdan ayrı kalsam duramıyor devamlı telefonla eşimi arıyorum.Başına bir şey gelir mi diye tedbirler alıyorum.Hergün ona çarşıdan bir şeyler getirmekten büyük mutluluk duyuyorum.
Kısaca hayatımın ikinci baharımı yaşıyorum.Kalp hastasıydım iki stent vardı kalbimde bugünlerde bunu hiç düşünmüyorum Allahım biraz ömür ver kızımın büyüdüğünü bana göster diye dualar ediyorum..
Kızımla yazın havuza gideceğiz tatile gideceğiz kermeslerimiz başladı hanımla oralara gidecekler..Ona bir giysi almak ne kadar mutlu ediyor beni bir bilseniz.
Artık onun için yaşıyorum ona iyi bir gelecek hazırlamak için çabalıyorum.Eve gelince beni ayakta karşılaması boynuma atılması benimle oyunlar oynaması hele canım babacığım canım anneciğim demesi bazen de kurban olurum sizlere no’lur başka çocuk almayın ben yeterim size demesi bizi çok mutlu ediyor.
Çocuk olsa da her şeyin farkında.Anne babasıyla bir iki ayda bir olan kısa görüşme sonrasında hiç açık vermiyor hemence lafı değiştiriyor.’
Aşağıda Koruyucu aile mevzuatı hakkında soruları olabilenlere yönelik Bakanlığın hazırladığı bröşürden bazı pasajları sizlere sunuyorum.Belki sizlerde bir miniğin ellerinden tutup ömrünüzün kalan kısmını depresyonla değil de huzurla geçirirsiniz.
Ankarada kuruma ilk başvuruyu yaptığımda uzman arkadaşım bana-İnsanlar kedi köpek alıp besliyorlar neden olmasın insan bu eğitilirse neler yapılmaz ki demişti.’’
***
Koruyucu Aile olmayı düşünenlere ilham vermesi dileklerimle bizim hikayemiz ... Bugün 24 Kasım. Öğretmenler günü olarak özel bir gün olmasının yanı sıra bizim ailemiz için ayrıca özel bir gün. 24 Kasım bizim en küçük prensesimizin aramıza katıldığı günün 1. yıl dönümü…
Geçen sene bugün kızımız yanımıza geldiğinde çok sessizdi, şaşkındı, korkuyordu. Arabadaki sessizliğini ve ürkmüşlüğünü tarif etmem mümkün değil.
...le bir gün önce yaptığımız konuşmada “Nasıl olacak, başarabilir miyiz?” dediğimizi ve sonrasında “Eğer o hiç tanımadığı bir eve, yeni anne babasına, ablalarına alışabilirse biz de yapabiliriz, başarabiliriz.” demiştik. Allah’a çok şükür öyle de oldu…
Kuzum 3 gün sonra, 2 yaşında hayatında ilk kez dolu dolu baba dedi. Anne kelimesi onun için sıradan bir kelimeydi çünkü sosyal hizmetler kurumundaki tüm kadınlar onun annesiydi ama şimdi yanında onu çok seven, sarılan, öpen, her gece şarkı söyleyen annesi var...
Bir de 2 pırlanta ablası var ki onlarla nasıl gurur duyduğumu anlatmam mümkün değil. Onların yaşlarındaki çocuklar oyuncaklarını sakınırken onlar evlerini, odalarını, tüm eşyalarını en önemlisi anne-babalarını seve seve paylaştılar… Abla oldular, öğretmen oldular, can oldular…
Demem o ki Allah nasip etti, ailece bir prensesin hayatına dokunabildik. Kızımızın yanımıza geldiği o anı unutmam mümkün değil. Kurumdaki annelerin onu uğurlarken ağlamalarını, en sevdiği kıyafetlerini ve en sevdiği bebeğini bir torbaya koymalarını, beni sıkı sıkı sevdiği yemekler, uyku düzeni vb. konularda tembihlemelerini, onu bebeklikten büyüten annelerinin “Ben dayanamayacağım” deyip kapıya bile gelemeyişlerini…
Bugün, 1 yıl sonra çok şükür kızımızın her şeyi, evi, odası, yatağı, oyuncakları var. En önemlisi onu çoook seven ailesi, dedeleri, anneannesi, babaannesi, teyzeleri, dayıları, arkadaşları var… Ona bugüne kadar emek verenlerle de hikayelerimizi mutlulukla paylaşıyorum. Kuzum mutlu oldukça onlar daha da mutlu oluyorlar...
Bu bölüm sana kuzucum; En küçük kızım, bebeğim, kalbimizden doğanım.. Hani sen bana sanki seni tembihlemişim gibi kreş çıkışı her gün “Anne ben senin kalbinden doğdum değil mi?” diyor, kalbime dokunuyorsun, herkes sana bayılıyor ya, iyi ki kalbimizden doğdun güzel kızım benim.. İyi ki geldin, iyi ki.. Bundan sonrasında da inşallah seni ve ablalarını sağlıkla büyütür, güzel günlerinizi görürüz tüm evlatlarımızın.. 1. Yılımız kutlu olsun meleğim…
Seni çok seven annen, baban ve ablaların…
***
Herkese merhabalar. Sanırım bugün hayatımdaki en zor günlerden birini geçiriyorum. 6 aydır koruyucu ailesi olduğumuz kızımızın annesinin vefat haberini aldık bugün.
Kuzumuzun annesinin genç yaşta ölümüne her seyden habersiz olan kuzum yerine ağlayıp, onun acısını yasıyorum. Hayatım boyunca da ölümünden önce kızını görüp vedalaşamamış olmasının vicdani yükünü taşıyacağım.
Bu sistem istisnasız koruyucu aile İle biyolojik aileyi birbirinden uzak tutup, kendi de yapması gerekenleri yapmadığı icin çocuğu İle vedalaşamayan bir annenin vicdan yükü de bize kaldı.
Ama bu postu yazmamın asıl amacı daha büyük bir acı yaşıyor olmam. Kurum annenin vefatını, babanın kızkardeşinden öğreniyor ve hala kızımızı almak istediğini söylüyor. Memurumuz da önümüzdeki hafta görüşeceklerini ve koşullarına bakılacağını söyledi.
Biyolojik anne veya baba almak istediğinde sadece SGK li işi olmasına ve yasayacak bir düzeni olmasına bakılıyor. Peki hala icin de ayni sey mi olacak? Bu kadar kolay mi acaba? Kan bağı olduğu icin bizim 6 aydır kurduğumuz bağın hiç bir önemi kalmayacak mi?
Belki doğduğundan beri hiç görmeyen hala icin “halasıdır, çocuğa zarar veren bir durum da yoksa, siz profesyonel çocuk bakmak icin yola çıkanların söz hakkı yok” mu diyecekler? Gercekten içim yanıyor...Çifte ölüm acısı yaşıyorum...
Bu arada kızımızın kurum tarafından bize anlatılan hikayesi, Doğumdan kısa bir süre sonra baba, anneyi terk etmiş, anne daha sonra kanser olmuş ve çocuğuna bakamamış şeklindeydi. Babayı sorduğumuzda ortada yok dediler. Araştırmayacak misiniz, babaya sormayacak misiniz dediğimizde “biz çocuğu İle ilgilenmeyen ebeveynin peşinden koşmayız” yanıtını aldık.
Bugun ise memurumuz “meğer anne çocuğu baba tarafından kaçırmış, göstermemiş” diyor. Zamanında gerekli araştırma yapılsa halanın isteyip istemediği öğrenilecek ve ben simdi gözyaşları içinde kızımdan ayrılırsam ne yaparım diye düşünmeyecektim.
Ne yasayacağız bilmiyorum. Biyolojik aileye ve kan bağına bu kadar öncelik verilen bir sistemde bizim icin iyi seyler olmayacağını düşünüyorum.
***
KORUYUCU AİLE MEVZUATI..
1.Kimler koruyucu aile olabilir?...
Hoşgörülü, sabırlı, esneklik gösterebilen, güvenli ve şefkatli bir ortam sağlayabilen, sevgisi ile bir çocuğun hayatında fark yaratmak isteyen ve mevzuatta belirtilen şartları taşıyan, Kurumla işbirliği içinde çocuk yararına hizmet vermeye kendini hazır hisseden herkes koruyucu aile olabilir.
TC vatandaşı isenizSürekli Türkiye’de ikamet ediyorsanız,25-65 Yaşları arasındaysanız
En az ilkokul mezunu iseniz ,Düzenli gelire sahipseniz ,Çocuğun öz anne-babası ya da vasisi değilseniz koruyucu aile olabilirsiniz..
Evli ya da bekâr, çocuklu ya da çocuksuz herkes Koruyucu aile olmak üzere ikamet ettiği ilde bulunan il müdürlüğüne başvurabilir.Eşlerin birlikte başvurmaları gerekmektedir.
Özellikle çocuğun yakın çevresinde olan akrabalar, komşular ya da aile dostları tercih edilmektedir.
Akrabaların koruyucu aile olmak istemesi halinde yapılacak sosyal inceleme sonucuna göre yaş ve eğitim koşulları değerlendirilmektedir.
Koruyucu aile adaylarının yaşı değerlendirilirken, eşler arasındaki yaş farkının on yaş veya daha az olması halinde yaşı küçük olan eşin yaşı, bunun haricindeki durumlarda eşlerin yaş ortalaması esas alınır.
Adayların başvuru ve çocuğun yanlarına yerleştirildiği tarih itibarıyla belirlenen yaş aralığında bulunmaları, çocuğun yaş dönemine uygun davranış gösterebilme becerisi ve çocukla aralarında birebir ebeveyn-çocuk ilişkisi sağlanması esasları göz önünde bulundurulmaktadır.
Uzmanlaşmış koruyucu aile ya da geçici koruyucu aile modellerinde belirtilen başvuru şartlarına ek olarak; yanlarına yerleştirilecek çocuklara yardımcı olabilecek Bakanlıkça belirlenen lisans eğitimi almış veya eşlerden biri en az ilköğretim düzeyinde olmak üzere temel ana-baba eğitimleri, koruyucu aile birinci ve ikinci kademe eğitimlerini almış olmak gerekmektedir.
Koruyucu aile olmak isteyen kişi bekâr ise yerleştirilecek çocuğa diğer ebeveynin yoksunluğunu hissettirmeyecek akraba ilişkilerine sahip olması konusuna özellikle önem verilmektedir.
2.KORUYUCU AİLE MODELLERİ...
1.Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli:
Veli ya da vasi dışında kalan kan bağı bulunan akrabalar ya da çocuğun iletişim içinde olduğu veya tanıdığı bakıcı, komşu gibi yakın çevresinde olan, tercih etmeleri halinde en az temel ana, baba eğitimleri kapsamında eğitim almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.
2.Geçici Koruyucu Aile Modeli:
Acil koruma gereken ya da hakkında hizmet planı oluşturulmamış ve kuruluş bakımına yerleştirilmemiş ya da kendisi için planlanan hizmet modelinden çeşitli nedenlerle henüz yararlandırılamamış çocuklar için, temel ana, baba eğitimleri ve Koruyucu Aile Birinci ve İkinci Kademe Eğitimini almış profesyonel kişi ve ailelerin sağladığı birkaç gün ile en fazla bir ay arasında değişen bakımdır.
3.Süreli Koruyucu Aile Modeli:
Öz ailesi yanına kısa sürede döndürülme imkanı bulunmayan ya da kalıcı olarak aile yanına yerleştirilemeyen çocuklara, tercihen temel ana-baba eğitimleri ve Koruyucu Aile Birinci Kademe Eğitimini almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.
4.Uzmanlaşmış Koruyucu Aile Modeli:
Özel zorlukları ve ihtiyaçları olan çocuklara yardımcı olabilecek lisans eğitimine sahip olan veya eşlerden biri en az ilköğretim düzeyinde olmak üzere temel ana, baba eğitimleri, Koruyucu Aile Birinci ve İkinci Kademe Eğitimlerini almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.
2.İstenen Belgeler...
T.C. kimlik numarası beyanı Bir adet vesikalık fotoğraf Öğrenim durumunu gösterir belgenin onaylı örneği-İş, gelir ve sosyal güvenlik durumunu gösteren belgenin onaylı örneği -Koruyucu aile olacak kişiler ve varsa birlikte yaşadığı kişilerden, çocuğun yüksek yararından hareketle; 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile millete ve devlete karşı suçlar, topluma karşı suçlar, kişilere karşı suçlar ile uluslararası suçlardan ve çocuklara yönelik işlenen istismar suçlarından mahkûm olmadığına dair adli sicil belgesi. -Varsa koruyucu aile birinci kademe, koruyucu aile ikinci kademe veya temel aile eğitimi belgesi veya belgelerinin onaylı örneği.
Koruyucu aile olacak kişiler ve varsa birlikte yaşadığı kişilerin, çocuğun bakımını, psiko-sosyal gelişimini ve eğitimini etkileyecek ya da çocuğa zarar verecek düzeyde fiziksel engeli, ruhsal rahatsızlığı ve bulaşıcı hastalığının olmadığını gösteren, Devlet ya da üniversite hastanelerinin ilgili bölümlerinden alınan doktor raporu, gerekli görülmesi halinde kişinin sağlığına, devam eden hastalığına veya bağımlılığına ilişkin ayrıntılı rapor.
Kişilerin evli olması halinde her iki eş için de aynı belgeler istenir.
Koruyucu aile dosyası içinde yer alan belgeler, hiçbir şekilde başvurana iade edilmez.
Sosyal inceleme sürecinde tespit edilen durumlara ilişkin koruyucu aileyi tanımaya yönelik ihtiyaç duyulacak diğer belgeler de istenir.
Hizmet sürecinin devam ettiği her iki yılda bir ve koruyucu aileye yeni katılan her aile üyesi için doktor raporu ve adli sicil belgesi yenilenir. Tespit edilen duruma uygun işlem tesis edilir.
3.Değerlendirme Süreci...
Koruyucu aile yanına yerleştirme kararının çocuğun yüksek yararı ile uyumlu olması gerekmektedir.
Çocuğun gereksinimleri ile koruyucu aile adayının yetenek, deneyim ve uzmanlığının göz önünde bulundurularak yerleştirmenin yapılması çocuğun yüksek yararının sağlanmasında en uygun yöntemdir.
Bu, çocuğun aile ile uyuşmazlık yaşamasını ve sürekli koruyucu aile değişikliği yaşamasını engelleyecektir.
4.Çocukla Tanışma ve Yerleşme Süreci...
Koruyucu aile sözleşmesi imzalanıncaya kadar çocuk ve ailenin birlikte zaman geçirmeleri sağlanarak birbirlerini tanımaları ve alışmalarına uygun ortam sağlanması yönünde yerleştirme öncesi süreç planlanır.
Bu süreçte çocuk önce saatlik, daha sonra günlük, iki haftalık olarak ve toplamda en çok iki ayı geçmeyecek süreyle koruyucu aileye izinli verilebilir.
Süreçte olumlu kanaat oluşması, çocuğun ve ailenin de istekliliklerini belirtmeleri halinde İl Müdürlükleri ile yanına çocuk yerleştirilmesine karar verilen koruyucu aile arasında, Kurumun ve koruyucu ailenin yükümlülüklerini içeren bir sözleşme imzalanır. Sözleşme onaylandıktan sonra çocuk aileye teslim edilir.
5.Birlikte yaşamda sizi neler bekliyor?...
Yerleştirmenin ilk haftaları herkes için bir uyum dönemi olacaktır.
Bu dönemde sunacağınız en önemli şey, sürekli ve tutarlı bir aile yapısıdır.
Çünkü çocuklar farklı yaşantılarla koruyucu aile bakımına gelmekte, dolayısıyla yaşam tarzınıza ve beklentilerinize uyum sağlamaları, tekrar, açıklama ve sabır istemektedir.
Çocuğun aile bireylerine hitap şekli ile ilgili yaptığı seçimlere saygı gösterilmeli bu konuda çocuğa baskı yapılmamalıdır.
6.Çocukla sorunların çözümlenmesinde sağlanan destekler...
Koruyucu aile ve yanına yerleştirilen çocuk ile öz aile vakanın özelliklerine göre belirlenen aralıklarla, düzenli olarak mevzuat kapsamında izlenmektedir.
Bu izlemelerde;
1- Ekibin bir parçası olarak hareket etmeniz,
2- Bakım sürecinde Kuruma çocuk hakkındaki bilgileri aktarmanın gerekliliğini bilmeniz,
3- Koruyucu aile hizmetinden yararlandırılacak çocukla masallardaki gibi bir hayat sürecekleri yönünde duygulara sahip olabilmektedirler. Ancak birlikte yaşam, hayal edilenden farklıdır. Bu nedenle yapılan izlemelerde bu duruma ilişkin duygularınızı da paylaşmanız önemlidir.
İzlemelerin sürecin çocuk yararına olup olmadığının gözlemlenmesinin yanı sıra danışmanlık verilmesi amaçlı olduğunu bilmeniz kendinizi daha güçlü hissetmenizi sağlayacaktır.
7.Hizmetin sonlanması gerekli mi?...
Hizmet, çocuğun hizmetten yararlanma nedenlerinde oluşan değişiklikler veya sizin durumunuzla ilgili gelişmelerden kaynaklı olarak çocuğun yararı odağında sonlandırılabilir.
Koruyucu aileliğin sonlandırılması yeniden koruyucu aile olamayacağınız anlamına gelmemektedir.
Ancak;
1- Yanınızdaki çocuğun ihmal, istismar ve kötü muameleye maruz kaldığının belirlenmesi,
2- Sosyal ilişkileriniz açısından toplumun norm ve değerlerine aykırı düşen davranışlarınızın gözlenmesi,
3- Fizik ve ruh sağlığınızın, çocuğun bakımını etkileyecek derecede bozulmuş olduğunun Devlet ya da üniversite hastanelerince doktor raporu ile belirlenmesi,
4- Çocuğun toplum içinde alacağı konumu olumsuz etkileyecek her hangi bir suçtan ceza almanız,
5- Mesleki danışmanlık hizmeti ve yönlendirmelere uygun davranmayarak Kurumla iş birliği yapmamanız,
Konularında tespitler bulunması halinde koruyucu aile statünüz iptal edilir ve yanınıza bir daha çocuk yerleştirilmez.
8.Kurumla işbirliğinin önemi ve gerekliliği...
Aileler, kendi çocuklarını büyütürken nasıl sorunlar yaşıyorsa, koruyucu aile hizmeti verilirken de herhangi bir aşamada çocuktan, çocuğun kendi ailesinden ya da sizin koşullarınızdan kaynaklanabilecek sorunlar yaşayabilirler.
Bu tür sorunlarla karşılaşıldığında sorunu görmezden gelmek yerine vakit geçirmeksizin kurumla paylaşmanız çocukla iletişiminizi sağlıklı sürdürmenize ve çocuğun sağlıklı gelişimine yardımcı olacaktır.
Koruyucu aile olarak çocukla ilgili her tür bilgiyi Kurumla paylaşmanız çocuk için sorun olabilecek durumların objektif bir gözle erken süreçte belirlenmesine ve sorun oluşmadan müdahale edilmesine olanak tanıyacaktır.
Böylece çocukla beraber keyifli zaman geçirmeyi sağlamış olacaksınız.
9.Hizmet Kapsamında Sağlanan Destekler...
1- Koruyucu aile yanına yerleştirilen çocukların bakım, eğitim ve yetiştirilmelerine ilişkin harcamalara karşılık olmak üzere talepte bulunan koruyucu ailelere, çocuk başına aylık net ödeme yapılır.
2- Özel zorlukları veya ihtiyaçları bulunan ya da engelli çocuklar için aylık bakım ücreti özür ve yaş durumu dikkate alınarak belirtilen miktar %50 artırılarak uygulanır.
3- Koruyucu aile yanında eğitime veya mesleki eğitim ya da kursa devam etmeyen eğitim yaşındaki çocuklar için özel zorlukları ve ihtiyaçları bulunana ya da engelli çocuklar hariç aylık bakım ücreti yaş grubuna göre aldığı ücretin %50’si oranında ödenir.
4- Aile yanına aynı süreçte kardeş çocuklar hariç ikinci çocuk yerleştirilmesi halinde, ikinci çocuk yaş grubuna uygun ödemenin %80’i kadarı ödenir. Yerleştirilecek üçüncü ve daha fazla çocuk için yapılacak aylık ödeme ise bu çocukların yaş grupları itibarıyla kendileri için birinci fıkrada belirtilen ödemenin %60’ını geçemez.
5- Koruyucu aile yanına yerleştirilen her çocuk için giderlerinin karşılanması amacıyla aylık bakım ödemesi her ayın yedisine kadar peşin olarak yapılır. Ayın ilk beşinci gününden sonra yapılan yerleştirmelerde ve çocuğun koruyucu aile ilişkisinin sona erdiği ayda çocuğun koruyucu aile yanında kaldığı gün sayısı ile orantılı olarak ödeme yapılır, varsa fazla ödeme geri alınır.
6- Geçici koruyucu aile modelindeki ödemeler ise ay sonunda olmaktadır.
7-Her öğretim yılı başında bir defaya mahsus olmak üzere eğitim masrafları karşılığı olarak bakım ücreti üç kat olarak uygulanır.
8-Şubat ve Ağustos aylarında çocukların yıllık giyim masrafları karşılığı olarak bakım ücreti iki kat tutarında yapılır.
9-Koruyucu aile yanında bakılan çocukların sağlık harcamaları kuruluş bakımındaki çocuklarda olduğu gibi 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası hükümlerine göre karşılanır. Yine koruyucu aile yanındaki çocuklar koruyucu ailenin çalıştığı kurumun bağlı olduğu sağlık kuruluşu ya da anlaşması doktoruna da götürülebilmektedir. Ancak, bu durumda muayene ve tedavi bedeli Kurumumuz tarafından karşılanamamaktadır.
10-Servis ile okullarına gitmek zorunda olan çocukların okul servis ücretleri ile engelli çocukların servis ücretleri ve 4-5 yaş grubu kreş çağı veya anaokulu çocuklarının servis ücretleri, servis bulunmaması halinde ulaşım giderleri karşılığı otobüs bilet ücreti ödenir, servis bulunmaması halinde gidiş gelişlerdeki ulaştırma giderleri karşılığı otobüs bilet ücretleri ödenir.
11- Koruyucu aile hizmeti kapsamındaki, okula devam eden veya öğrenimini sürdürememiş çocuklara, kuruluş bakımındaki çocuklara verilen miktarlar üzerinden harçlık ödenir. Koruyucu aile yanında bakılan çocukların kişisel gelişimleri için gerekli olan harçlık, koruyucu aile tarafından çocuğa verilir. Çocuğa verilen harçlığın, kuruluş bakımındaki çocuklara verilen harçlıkla aynı olması gerekmektedir.
12-Tam gün öğrenim görüp de yemeklerini evde yeme olanağı bulamayan çocuklara, öğrenim süresince harçlıkları iki kat artırılarak ödenir.
13- Bir meslek edinmek üzere kamu ya da özel kuruluşlar tarafından açılan kurslara katılacakların ücretsiz kontenjanlardan yararlanma durumları değerlendirilir, bu imkândan yararlanamayanların kurs süresince kurs bedelleri, eğitim ve öğretimlerine ilişkin etüt, kurs, yaz okulu, harç, sınav ve kayıt ücretleri ile bunlara ilişkin her türlü araç gereç ve malzeme giderleri karşılanır.
14- Başka illere öğrenim amacı ile gitmesi gereken çocukların ulaşım giderleri, bir günlük konaklama bedeli ile çocuğun okula kaydı ve kalacağı yere yerleştirilmesi ile ilgili olarak yardımcı olmak üzere giden koruyucu anne ve babanın da ulaşım ve bir günlük konaklama giderleri 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 8 inci maddesine göre memur veya hizmetli olmayanlar için ödenecek tutarı geçmeyecek şekilde ödenir.
15-Koruyucu aileler ve korudukları çocuklar için gerektiğinde üniversitelerin ilgili bölümlerindeki uzman kişilerden psikolojik ve psikiyatrik danışmanlık hizmeti sağlanır.
16-Gönüllü statüdeki koruyucu aileler yanındaki çocuklar için de talepte bulunulduğu takdirde aylık bakım ücreti dışındaki diğer ödemeler yapılmaktadır.
17-Geçici koruyucu aile modelinde ay içinde beş çocuktan fazla yerleştirme yapılması halinde çocuk başına ödemeye ilave olarak ek gösterge dahil en yüksek Devlet memuru aylığının yüzde otuzu eklenerek ödeme yapılır. Ayrıca, ihtiyaç halinde çocukların mama, bez, giyim ve okul malzeme masraflarının karşılanması amacıyla kuruluşta kalan çocuklar için ilgili mevzuatta belirlenen yıllık giyim kuşam tablosunda yer alan istihkaklara uygun olarak her çocuk için peşin ödeme yapılır.
18-Koruyucu ailelerden, eşine veya bir yakınına bağlı olmaksızın kendine ait sosyal güvencesi olmayan eşlerden birinin bir asgari ücret tutarı üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında isteğe bağlı sigortasını yaptırması ve ödeme belgesinin ibrazı halinde primleri aylık ödemelere ilave edilerek karşılanır.
19-Bu ödemelerin miktarı her yıl Bütçe Kanunu ile tespit edilecek memur maaş katsayısına bağlı olarak Ocak ve Temmuz aylarında değişir.
20-Bütçe imkanları dahilinde Bakanlıkça gönderilen ödenekten, koruyucu aile ve çocuğun takip edildiği İl/ilçe Müdürlüğünce ödeme yapılır.
10.Koruyucu Aile Aylık Ödeme Miktarları...
Koruyucu ailelere ödenen ücret ek gösterge dahil en yüksek devlet memuru aylık göstergesinin (9500) memur maaş katsayısıyla çarpımıyla elde edilen rakamın sırasıyla %50’si, %75’i, %80’i, %85’i ve %90’ı alınarak belirlenmektedir.
Harçlıklar ise kuruluş bakımındaki çocuklar için yapılan hesaplama ile belirlenmektedir. Memur maaş katsayısı, sırasıyla 600 (İlköğretim 1-4. sınıfı), 900 (İlköğretim 5-8. sınıfı), 1200 (Lise ve dengi okul) ve 2000 (Yüksek öğrenime devam eden) gösterge rakamı ile çarpılarak bulunan miktar kadar ödeme yapılmaktadır.
Servis ve kurs ücretlerine ilişkin olarak bulunulan İl’deki ortalama fiyatlara dikkat edilmelidir.
11.Sizden Beklenenler...
Koruyucu aile olarak sizden;
* Yanınıza yerleştirilen çocuğun her açıdan sağlıklı gelişimi için gerekli koşulları sağlamanız ve uygulamanız,
* Sağlık Bakanlığının belirlediği aralıklarda çocuk izlem protokollerine göre izlemini yaptırmanız, varsa tedavi planı ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmeniz, uygulanmasında koruyucu aile birimiyle işbirliği içerisinde olmanız,
* Çocuğun yeteneklerinin ve becerilerinin el verdiği ölçüde eğitim ve öğretimi ya da meslek sahibi edindirilmesi için gerekli çabayı göstermeniz,
* Görüştürülmesinde koruyucu aile birimince bir sakınca bulunmaması durumunda çocuğun; anne-babası ve diğer yakınları ile Kurumca uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamanız,
* Çocuğun kan bağı bulunan ya da eski çevresinden kişilerle il/ilçe müdürlüğünün bilgisi dışında iletişim kurulmamasını kabul etmeniz,
* Çocuğun karşılanabilir nitelikteki ihtiyaç, istek ve beklentileri ile çocuğu ilgilendiren kararlarda düşüncesini almanız,
* Çocuğun devam edeceği okul, katılacağı kurs, sünnet gibi hayatını etkileyen, değiştiren konularda sorumlu meslek elemanı ile birlikte karar almayı kabul etmeniz,
* Hizmet sürecinde çocukla ilgili oluşan her türlü rutin dışı değişiklikleri ve bunlara ilişkin duyumlarını zaman geçirmeksizin sorumlu meslek elemanına bildirmeniz,
* Koruyucu aile hizmet sürecine ve yerleştirilen çocuklara ilişkin olarak mesleki çalışmaları yürüten meslek elemanlarına gerekli çalışma şartlarını hazırlamakla, periyodik izlemeleri ve mesleki yönlendirmeleri kabul etmeniz,
* Koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının uygulanması için uygulama planı doğrultusunda işbirliği yapmanız,
* İl/ilçe müdürlükleri tarafından koruyucu aile konusunda yapılacak eğitim ve çalışmalara katılmayı kabul etmeniz,
* Size teslim edilen çocuğun, il/ilçe müdürlüğünün uygun görüşü olmaksızın başka bir kişi veya ailenin yanına bırakılarak oturma yerinin değiştirilemeyeceğini kabul etmeniz,
* Telefon değişikliği bilgisini hemen, adres bilgilerindeki değişikliklerini acil durumlar dışında değişiklik gerçekleşmeden bulunduğu il veya ilçede en az 20 gün önce, başka bir il veya ilçeye taşınma durumunda en az bir ay önce il veya ilçe müdürlüğüne bildirmeniz ve taşınma sonrasında da sürekli yerleşim yerini 20 gün içinde bildirmeniz,
* Görev veya tatil amacı ile çocukla birlikte yurt dışına gidilmek istenmesi durumunda, çocuğun veli ya da vasisinin izni gerektiğinden, yasal işlemlerin tamamlanmasına yetecek süre göz önüne alınarak, en kısa sürede durumu İl Müdürlüğüne bildirmeniz,
* Çocuğun koşullarının değişmesi sonucu il/ilçe müdürlüğü tarafından hizmet modelinde bir değişikliğe gidilmesinin planlanması halinde, çocuğun yararının gerektirdiği işlemlerin yapılabilmesi için her türlü destekte bulunmanız ve çocuğun ayrılık sürecine hazırlanmasında il/ilçe müdürlüğü ile iş birliği yapmayı kabul etmeniz,
* Çocuk yerleştirme önerisini geçerli bir mazereti olmaması halinde kabul etmeniz beklenmektedir.
Tüm bu konuların yanı sıra eğer;
Geçici koruyucu aile iseniz,
* Acil koruma gerektiren ve kuruluş bakımına yerleştirilmemiş olup, il veya ilçe müdürlüğü tarafından yerleştirilmek istenen çocukları, mazeretsiz olarak üç defadan fazla olmamak şartıyla günün her saatinde kabul etmeniz,
* İl veya ilçe dışına çıkılması gereken durumlarda önceden il veya ilçe müdürlüğüne bilgi vermeniz,
* Ev koşullarını hizmete uygun olarak düzenlemeniz,
* Geçici statüden vazgeçmek istemeniz halinde bu durumu en az bir ay önceden il veya ilçe müdürlüğüne bildirmeniz,
* Geçici statüden vazgeçmek için dilekçe ile bildirdiğiniz durumu, il veya ilçe müdürlüğünün uygun bulması halinde yanınızdaki çocuklar için kendilerine uygun hizmet modellerine geçişleri sağlanana kadar hizmeti sürdürmeniz beklenmektedir.
Uzmanlaşmış koruyucu aile iseniz,
* Koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının uygulanması için ilgili birimlerle işbirliği yapmayı kabul etmeniz,
* Varsa verilen denetim tedbiri hakkında ilgili birimlerle işbirliği yapmanız,
* Hazırlanan uygulama planı, varsa tedavi planı, eğitim tedbiri ile ilgili olarak eğitim planındaki yükümlülükleri yerine getirmeniz, uygulanmasında koruyucu aile birimiyle işbirliği içerisinde çalışmanız beklenmektedir.
12.Hangi çocuklar bu hizmet kapsamında koruyucu aileler yanına yerleştirilebilir?...
* Öz ailesi bulunan,
* Öz ailesince bir süre için bakılamayan,
* Çeşitli nedenlerle evlat edindirilme şansını tümüyle yitirmiş olan,
* Kız ya da erkek,
* Sağlıklı ya da özürlü,
* Tek ya da kardeş olup, koruyucu aile yanına yerleştirilmeye uygun olduğu meslek elemanları tarafından belirlenmiş çocuklardır.
13.Yerleştirilen çocukla sizin çocuklarınız arasındaki iletişim...
Yanınıza yerleştirilecek çocuk ailenizin bir bireyi olarak, anne – baba ilişkisinin yanı sıra varsa çocuklarınızla da kardeş ilişkisi içinde yer alacaktır.
Başvurunuz esnasında çocuğun yaş ve cinsiyetine ilişkin tercihleriniz değerlendirilirken yerleştirilecek çocuğun yararı kadar sizin çocuklarınızın da yararının korunmasına yönelik yönlendirmelerde bulunulacaktır.
Çocuklar arası rekabetin olması kaçınılmazdır. Her iki taraftaki çocuğun örselenmemesi için çocuklar arasında taraf olmamanız, kendi aralarında çözüm bulmaları için desteklemeniz, çatışmaları sükunetle karşılamanız, hemen karar vermeyerek aile yaşantısının kendi dengesini bulması için zaman tanımanız ve İl Müdürlüğümüzden danışmanlık almanız önemlidir.
14.Çocukların hakları...
Koruyucu aile yanında yaşayan bir çocuk olarak;
1.Hiç kimsenin bana vurmaya, bana bağırmaya, beni incitmeye, bana istemediğim şekilde davranmaya hakkı yoktur.
2.Kıyafetlerimi seçme ve nasıl giyineceğime karar vermeye,
3.Sağlıklı bir şekilde beslenmeye ve istediğim yemekleri söylemeye,
4.Odam bana özel bir yerdir ve buraya benden izinsiz girip eşyalarımı karıştırmamalarını istemeye,
5.Yaşadığım olayları paylaştığım ve kendilerinden yardım aldığım kişilerin bu olayların gizliliğini koruduklarını bilmeye,
6.Kendi öz ailemi, önceki sosyal çevremdeki kişileri ve yakınlarımı görmeye,
7.Eğitim almam konusunda koruyucu ailem tarafından desteklenmeye,
8.Kendimi hayata hazırlamam için beceri kazanma konusunda koruyucu ailem tarafından desteklenmeye,
9.Sosyal-kültürel ve sportif faaliyetlere ve kurslara katılmaya,
10.Risklere karşı korunabilmem için bilgilendirilmeye,
11.Sevilmeye ve olduğum gibi kabullenilmeye,
12.Yararlandığım hizmetler konusunda yapılan planları bilmeye,
13.Kurumun bana ne tür hizmetler sağladığını bilmeye,
14.Sağlık hizmetlerini zamanında almaya,
15.Koruyucu aile yanında sorun yaşadığımda bunu benimle ilgilenen meslek elemanıyla paylaşmaya ve onunla nasıl iletişim kuracağımı bilmeye (telefon, internet, yüz yüze görüşme vb.),
16.Yaşadığım ev ortamının kurallarını bilmeye HAKKIM VARDIR !!!
15.Çocuğun sizden önceki ve sonraki çevresi...
Koruyucu aile bakımının amacı gerçek anlamda çocuğun gelişimini güçlendirmektir. Toplumla ve kendisiyle barışık bir birey olmasını sağlamaktır. Bu nedenle; Koruyucu ailenin çocuğun geçmiş yaşantısını bilmesi ve bu yaşantısında önemli olan kişilerle iletişimini sürdürmesini kabul etmesi önemlidir. Çocuğun koruyucu ailesi ile kuracağı ilişki, öz ailesiyle yaşadığı deneyimlerden kopuk ve bağımsız olamaz.
Muhtemelen öz ailesi ile kurmuş olduğu duygusal bağ onun tüm ilişkilerini etkileyecektir. Bu gerçeklikten yola çıkarak, öz aile-koruyucu aile ve çocuk ilişkisinin kontrollü biçimde sağlanması, çocuğa gelişimini tamamlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu sağlıklı ortamı yaratmak amacını taşımaktadır. Çocuğun Koruyucu Aile yanındaki yaşamı; öz ailesi ile yaşamından ve gelişiminden kopuk, yeniden bir doğuş dönemi değildir.
Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar için geçmişinin bilinmesi ve kabul edilmesi daha da önemli hale gelmektedir. Bu dönemin özelliklerine bağlı olarak her çocukta görüldüğü gibi çocukların daha duyarlı ve tepkisel davranışlarının bulunduğu bilindiğinden, çocukların tüm özellikleri ile kabul edildiği ortamları oluşturarak daha mutlu olmaları ve daha sağlıklı ilişkiler kurmalarını sağlamak sizin hoşgörü, sabır ve çabalarınızla gerçekleşecektir.
Nasıl ki çocuk öz ailesiyle birlikte geçirdiği zamanın etkilerini sizinle birlikte yaşarken gösteriyorsa, sizinle yaşantısından da etkilenecek ve bu süreçte edindiği özellikleri gelecek yaşantısında gösterecektir.
Koruyucu aile, çocuğun günlük yaşamında ebeveyn rolünü üstlenir, kurum adına genel bakımından sorumludur; ancak ana-baba hakkına ve sorumluluğuna sahip olmadığı gibi öz ailenin yerini de almış değildir. Genellikle yalnızca belli bir süre çocuktan sorumludur; çocuğun geleceğini planlayamaz.
Çocuk üzerindeki kontrolünü öz aile ve kurumla paylaşır. Çocuğun sorumluluğunu almakla kuruma karşı sorumluluğu da yüklenmiştir. Kuruma çocuğun yetiştirilmesi hakkında bilgi vermek durumundadır. Kurum koruyucu ailelere sınırlar, çocuğa nasıl davranacakları ile ilgili kurallar koyar.
Bu kurallar, koruyucu aile ile çocuğun birlikte yaşayacakları süreci en sağlıklı ve keyifle geçirmelerini sağlamak
amacını taşır.
DİNİ BAKIMDAN KORUYUCU AİLE OLMANIN HÜKMÜ...
İslam’ın ilk yıllarında eski geleneğin devamı olarak bir süre muhafaza edilen evlatlık kurumu, Medine döneminde nazil olan “Allah, evlatlıklarınızı öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır.” (Ahzab, 33/4) mealindeki ayetle kaldırılmış, ardından gelen ayette de evlatlıkların evlat edinenlere değil asıl babalarına nispet edilmesi emredilmiştir. Buna göre dinimizde kimsesiz çocukların bakım ve gözetilmesi tavsiye edilmiş olmakla birlikte ‘hukuki birtakım sonuçlar doğuran bir evlatlık müessesi’ kabul edilmiş değildir.
Bunun tabii bir sonucu olarak evlatlığın nesebi, evlat edinene bağlanmaz, aralarında mahremiyet meydana gelmez ve mirasçılık ilişkisi doğmaz.
Bununla birlikte evlatlık kurumu zaman zaman ‘koruyucu aile’ tarzında varlığını sürdürmüştür.
İslam’ın evlatlık müessesesini kaldırması, yetim, öksüz ve kimsesiz çocuklarla ilgilenilmeyeceği anlamına gelmez. Çünkü İslam’a göre himayeye muhtaç çocuklara bakmak, onları beslemek, büyütmek büyük sevaptır ve bir insanlık ödevidir.
Hz. Peygamber (s.a.s.), işaret ve orta parmağını göstererek “Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız.” (Buhari, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42; Ebu Davud, Edeb, 132; Tirmizi, Birr, 14) buyurmuştur.
Bu itibarla, sevgiye, şefkate ve korumaya muhtaç kimsesiz çocuklar, kendilerine yardım eli uzatılarak, ailelerin yanında veya çocuk yuvalarında himaye edilmeli; eğitilip, sanat ve meslek sahibi yapılarak topluma kazandırılmalıdır.
Fakat bunu yapmak için hiçbir kimsenin, çocuğun kendi soy kütüğü ile ilişkisini kesme, öz ana babasını unutturma hakkı olmadığı gibi kanuni mirasçıları arasına katma, aile içi tesettür ve mahremiyet bakımından öz evlat gibi davranmak da doğru değildir.
Bunun yerine İslam’ın tavsiyesi; koruma altına almak, bakmak, büyütmek, ihtiyaçlarını karşılamak, hukuk ve helal-haram kuralları bakımından ona öz çocuk gibi değil, bir din kardeşi gibi muamele etmektir.
Koruyucu aile olmanın hükmü nedir?
İslam’ın ilk yıllarında eski geleneğin devamı olarak bir süre muhafaza edilen evlatlık kurumu, Medine döneminde nazil olan “Allah, evlatlıklarınızı öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır.” (Ahzab, 33/4) mealindeki ayetle kaldırılmış, ardından gelen ayette de evlatlıkların evlat edinenlere değil asıl babalarına nispet edilmesi emredilmiştir. Buna göre dinimizde kimsesiz çocukların bakım ve gözetilmesi tavsiye edilmiş olmakla birlikte ‘hukuki birtakım sonuçlar doğuran bir evlatlık müessesi’ kabul edilmiş değildir.
Bunun tabii bir sonucu olarak evlatlığın nesebi, evlat edinene bağlanmaz, aralarında mahremiyet meydana gelmez ve mirasçılık ilişkisi doğmaz. Bununla birlikte evlatlık kurumu zaman zaman ‘koruyucu aile’ tarzında varlığını sürdürmüştür. İslam’ın evlatlık müessesesini kaldırması, yetim, öksüz ve kimsesiz çocuklarla ilgilenilmeyeceği anlamına gelmez. Çünkü İslam’a göre himayeye muhtaç çocuklara bakmak, onları beslemek, büyütmek büyük sevaptır ve bir insanlık ödevidir.
Hz. Peygamber (s.a.s.), işaret ve orta parmağını göstererek “Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız.” (Buhari, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42; Ebu Davud, Edeb, 132; Tirmizi, Birr, 14) buyurmuştur. Bu itibarla, sevgiye, şefkate ve korumaya muhtaç kimsesiz çocuklar, kendilerine yardım eli uzatılarak, ailelerin yanında veya çocuk yuvalarında himaye edilmeli; eğitilip, sanat ve meslek sahibi yapılarak topluma kazandırılmalıdır.
Fakat bunu yapmak için hiçbir kimsenin, çocuğun kendi soy kütüğü ile ilişkisini kesme, öz ana babasını unutturma hakkı olmadığı gibi kanuni mirasçıları arasına katma, aile içi tesettür ve mahremiyet bakımından öz evlat gibi davranmak da doğru değildir. Bunun yerine İslam’ın tavsiyesi; koruma altına almak, bakmak, büyütmek, ihtiyaçlarını karşılamak, hukuk ve helal-haram kuralları bakımından ona öz çocuk gibi değil, bir din kardeşi gibi muamele etmektir.
Yuvada kurumda büyüyüp çok iyi yerlere gelen çocukların sayısı oldukça fazla.Kızımız şu anda bize muhtaç yada başka bir kıymetini bilen bir aileye.Bizde ona muhtacız ona ihtiyaç duyuyoruz.
İyilik yap denize at,balık bilmez ise Halık bilir demişler..İlerde ne olur Allah bilir kim öle kim kala.Ailesi alacakmış kızımız bizi bırakacakmış.Onu ancak Allah bilir.
Kimin ne kadar yaşayacağını da ancak Allah cc. bilir.Önemli olan anı iyi huzurlu kaliteli yaşamak değil mi??
27.03.2018//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.