- 495 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Marifetin 40 Kuralı(13. ve 14. kurallar)
13.Kural
Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca, şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.
Çağımız, sahte şeyhlerin, mürşitlerin kişilerin inancı üzerinden nemalandığı bir çağdır, ahir zamanın en belirgin özelliklerinden biri de budur. Bu sahte şeyhler dini kendi tekellerine almaya çalışarak insanları imanlarını tehlikeye sokacak şekilde yönlendirirler. "BENİM dediğim doğru, BANA inanın, BANA inanmayan cehennemliktir." diyerek şirk batağında debelenir dururlar. Allah’ın kelamını kendi nefsine ve çıkarına göre değiştirir, Allah’a değil de kendisine inanmamızı bekler. Hatta arkasına takılıp gelmeyenler "cehennemliktir" diyerek yargılar.(Haşa Allah kendisiymiş gibi hüküm verir.)
Hakiki şeyh(mürşit/ insan-ı Kâmil) ise insanı şirkten uzaklaştırmaya çalışandır, asıl şeyhin insanın kendi kalbi olduğunu öğretendir.
Hakikî mürşit insanın küçük âlem olduğunu bilir, bu nedenle ardından gelenlere dış âlemden geçip iç âleme yolculuk yapmaları için tavsiyelerde bulunur, ardından gelenlere bu yolculukta Kur’an ahlakıyla rehberlik yapar.
Hakiki mürşit, dışlamadan, incitmeden, kuldan karşılık beklemeden yapar bunları. O sırrının sırrına ermiştir, başkaları da o sırra kavuşsun diye gayrettedir.
Hakiki mürşidin sözleri ve davranışları Kur’an-ı Kerîm’le çelişmez. Tam tersi onlar Kur’an-ı Kerîm’i yaşayanlardır.
Her dönemde çevremizde bize bu yaşantısıyla örnek olacak insanlar vardır. Bu gönlü güzel insanların yolundan yürüyüp sırra ermek nasip olmaz her kula.
Rabbim gayret eden kullarına gönüllerini mürşid eylesin inşallah.
🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷
14.Kural
Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Nefs başına buyruk olmak ister, baskıyı sevmez, kendi istediği yöndeki değişimlerin dışındaki değişimlerden hoşlanmaz. Ruh ise nefsin üzerinde değişmesi için(Allah’ın istediği yönde) baskı kurar. Nefs bu baskıya çeşitli bahaneler üreterek direnir. Yalnız RUH nefse göre çok güçlüdür, gücü Allah’tan gelir. Nefs bu güç karşısında adım adım değişmek zorunda kalır.
Nefs değişmeyi kabullendiği anda âlemin de değiştiğini görür. Bu değişim nefsi teslim olmaya sevk eder. Nefs Ruhun istediği şekilde değiştiğinde(teslim olduğunda) âlem de değişir. Aslında âlem değişmemiştir, nefsin âleme bakış açısı değişmiştir.(nefs-i mutmain, olan insan RUH gözüyle bakar âleme)
Nefs değişen bu âlemden çok etkilenir, çünkü tüm kapıları birer birer açılan âlem daha önce görmediği, yaşamadığı güzelliklerle doludur.
Nefs direndiği değişimin nasıl da güzel ve etkileyici olduğunu öğrenmiştir, işte bundan ötürü Ruhun değişim isteğine kulak tıkayamaz artık.
Şeytanın ve nefsin sesine değil kalbinizin sesine kulak verin! Şeyhiniz kalbiniz(Ruhunuz) olsun. Kalbiniz sizi akla hayale gelmez değişimlere götürsün. Oturup âlemi gönül gözüyle(ruh gözüyle) seyreyleyin.
Enaniyetten merhameti sonsuz Rabbime sığınırım.
YORUMLAR
Üstadım saygı sevgi iki kuraldır
Riya ile riyakarı dışlamak ikilidir yine de (ÜÇ MAYMUN) hep gösterimde; Çelişkinin kralı var bunda; Bu yüzden İKİLİ KURAL bile çok geliyor sahte samimiyetlere... Değil mi üstadım...+5
HAYAT BİR ÇELİŞKİ
Yorumunuz için teşekkür ederim, SEVGİ VE SAYGI ikilisiyle kalmak dileğiyle iyi akşamlar.