- 1183 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Sentez
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sentez
Tez: Fikir ve önerme.
Antitez: Karşı fikir ve önerme.
Sentez: Birleşim.
Tez ve antitez bileşkesi, sentez! Bir fikir “Tez” olarak sunulduğunda, antitez olmaksızın kabul edilebilir ancak antitezinin üretilmesi açık olmalı! Yoksa tez, sentez olmaz!
Bilimsel ve felsefi alanda üretilen fikirler, senteze açık olduğunda işlenmiş olur! Tezin yani fikrin mutlak olarak “Doğru-yanlış” olduğunun belirlenmesi mümkün olmaz. İzafi olarak belirlenebilir ki bu da kıyas ile olabilir. Kıyas için ikincil bir tespite ihtiyaç vardır. Büyük-küçük, uzun-kısa, iyi-kötü, az-çok gibi değerlendirmeler göreceli yapılabilir! Misal; tenis topu, futbol topundan küçüktür! Göreceli değerlendirmeler “Mutlak” olmaz. Küçük, ne kadar küçük veya büyük, ne kadar büyük mutlak olarak bilinmiyor!
Evren ve insana dair tüm konularda akıl yürütmek gerekir! Felsefe buna dair üretilir! Üretilen fikirlerin sentezinden çıkan sonuçlar da mutlak doğru veya yanlış olmaz! Mutlak olan “Tek” olandır! Mesela en büyük, tek olabilir! “En” olması için “Tek” olması gerekir! En büyük sayı bilinmediği için “Sonsuz” denir!
Zaman konusuna girmek isterim. Zaman, izafi olduğundan geçmiş, gelecek ve an olarak düşünülür! “An” noktasından geçmiş ve gelecek belirlenir!
An: Bölünemeyecek denli kısa bir zaman parçası!
Bölünebilir olan her şey, izafidir! Zaman klasik olarak düşünüldüğünde bölünebilir. Geçmiş ve gelecek olarak düşünülebilir! “An” ise bölünemez ve bildik manada “Zaman” kapsamına girmez!
“Anda olmak” mı, “Anda kalmak” mı?
“Anda kalmak”, durağan bir ifade olduğundan zaten mümkün değildir!
“Anda olmak”, durağan değildir. Hareket halinde olmak gibi! Anda olmak “Ol” gibi. Bölünemeyen ve tek olan sonsuz bir kapsama işaret eder!
Misal: “Quantum fizikte çifte yarık deneyi” hatırlayalım. Tanecikler-le yapılan deneyde, klasik fizik kurallarına uygun sonuçlar çıkarken elektronlarla yapılan deneylerde, “Gözlem” in deneyi etkilediği görülüyor! Zaman için geçerli olan göreceliğin “An” için geçerli olmadığına dair benzer örnek vermek isterim. Kum saatinin üst kısmına, “Gelecek” diyorum; alt kısmına, “Geçmiş” (boğumdan geçmiş) diyorum; boğuma da “An” diyorum. Tanecikler-le yapılan deneyde, boğumdan geçme işi zaman alacak ve “Önce-sonra” gibi sıralamalar söz konusu olacaktır! Boğumlu yerde olmak ya da kalmak zaten mümkün değil! Bu deney, elektronlar ile yapıldığında elektronların tamamı için boğumlu kabın her noktasında olmak potansiyel olarak mümkün olabilir! Yine gözlem yapıldığında gözlenen elektronun yeri, gözlem anına dair izafi-göreceli belirlenmiş olur!
Bu deneyi uyarlıyorum; “Anda olmak” tüm zamanlarda potansiyel olarak bulunmaktır; zamanın izafiyetini aşmak gibi! “Anda kalmak” ise gözlemlenen elektronun yerinin, gözleme izafi belirlenmesi gibi! Kişi, “Anda” olduğunda, her yerde potansiyel olarak düşünülebilir! Anda önce ve sonra olmadığı gibi “An” için kısa veya uzun gibi bir belirleyicide yoktur! “An” tanımında belirtildiği gibi parçalanamaz! Yani bütündür! Bütün olan ise mutlaktır! Kapsam olarak daraltılmamıştır. Zaman, geçmiş ve gelecek olarak parçalanabilir; “An” ise tüm zamanı kapsar! “An”, klasik olarak bir bütünün parçası olarak düşünülür ancak burada anlattığım “An”, bütünün ta kendisidir! Zaman-mekan konularında ve zerre konusundaki diğer yazılarımda ayrıntılar var, bu yazımda kısaca “Zerre” konusuna değineceğim; zerre, bölünemeyen en küçük parça olarak düşünülür! “Zerre, bütünün aynısıdır.” Yani izafiyetin olmadığı boyutta, “Büyük-küçük; az-çok” kıyaslaması da olmaz! Bu duruma “An” veya “Ol” denilebilir! Zerre, aslında “Tek” tir “An” da tektir! 3. Boyuttaki izafiyet yüzünden “Çoğul” olarak düşünülür! Zerre bütünü nasıl kapsar ise “An” da zamanı öyle kapsar!
Son tahlilde; önceki yazılarımda sıkça bahsettiğim “Boyutlar” konusu çok önemli. “Zaman ve mekan” konusu da öyle, “Zerre ve bütün” konusu ve “Mutlak” manası da bilinmeli. Sentez için “Tez” ve “Antitez” gerekir. Bilmek “Kıyas” ile mümkün! Her tezin “Antitezini” zihinler zaten üretir ve “Sentez” yapar! Kişi “Antitez” olmaksızın bir tezi kabul ettiğini sanır; bilinçaltı bu ezber kabulü, mutlaka sentezlemek isteyecektir! Kabul edilmiş olarak bilinen tezler için “Antitez” bir şekilde devreye girecek, “Sentez” yapılacaktır! Akıl, benliğin sentez aracı gibi işleyecektir!
Selametle,
Ahmet Bektaş