- 872 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Hikayenin devamı
rakelin hikayesinden devam ediyorum .
Rakel hayatı boyunca tek başına yaşama mücadelesi vermiş kimseye eyvallah etmemiş .
yatılı ev işlerinde çalışmış huzur evinde çalışmış kadın sığınma evinde kalmış körler okulunda eğitim almış ne anne sahip çıkmış ne baba ne kardeş herkes duyarsız kalmış yıllar birbirini kovalamış gel zaman git zaman Rakel kendine başını sokacak bir ev almış sigortasını yaptırmış çalışıyormuş birden bire gökten zembilden çıkmış kardeşleri Ve ablaları artık kardeşleri olmuş !
babası olmuş akrabaları olmuş hal hatırı sorulur olmuş ama geçmişe baktığı zaman sıkıntıda iken kimse yanında yokmuş bir tek ablası yanındaymiş oda bir şekilde ondan faydalanıyormuş Rakel yaşadığı geçmişinden zerre bir şeyi unutmamış her şey anbean aklında sanki aklı NOFrost buzdolabı gibi her şeyi hatırlıyor ve köydeki ablasını da hatırlıyor köydeki ablası durumu iyi değildi köyde iken hiç iyi değildi çocukları küçüktü kocası fakirdi yetimdi sürekli babasından yardım alırdı .
köydeki ablası hep gelirdi ekmeğini suyunu ekmeğinden suyundan evin eşyasından her şey babasından alırdı küçük kız kardeşleri de ona sanki birer hizmetçiymiş gibi evde çay demler ona taşırdı yemek pişirir ona taşırdı kocası gurbete çalışmaya inşaatlarda çalışırken o gider yanında kardeşleri kalırdı yatar dı evde fareler tavanlarda gezinir ve küçük kardeşlerin yüreği ağzına gelirdi .
ablasının küçük çocuklarına bakarlardı sırtından taşırlardı yemek yedirirlerdi birer hizmetçi gibiydiler !
haksız hamal dılar gel zaman git zaman işte dedim ya çocuk denecek yaşta onlarda evlendirildiler evlenince ayrıldılar yolları ayrıldı her şey değişti ama abla çok nankör hiçbir zaman ne Şükrü oldu ne teşekkürü oldu her zaman mecburmuş gibi kardeşini ailesini babasını annesini mecbur bırakıyordu kullanıyordu sonra çocukları büyüdü durumu düzeldi kocası kumarı bıraktı kendine ev yaptı köyde durumu düzeldi şehirde de kendilerine ev aldılar gelinler getirdi kızları okutmaya başladı ama merhametten zerresini kapmamış eski kafalı örümcek beyinli başındaki eşarpla ayağındaki etekle namus budur tutumu içerisinde başı açıkların kötü kadın ilan ediyor kötü insan biliyor başı kapalılar namuslu oluyor onun için neyse .
yıllarca birbirlerini arayıp sormayan kardeşler bir gün Çatkapı ortanca ablası rakele gelmek istediğini söylüyor rakel de ben evdeyim gel diyor normalde evde bulunmuyor o gün evdeydi bir pazar günüydü ablası yolu şaşırdı gelemedi kardeşinin evine Rakel’i aradı Rakel ben yolu kaybettim şaşırdım yolu gelemiyorum eve neyse ben başka yere gideceğim ablamın oğlunun nişanı var Rakel de hemen atıldı ablamın oğlunun nişanı var bana niye söylemiyorsun bana söyle ben de geleyim beraber gidelim gel beraber gidelim dedi ve ablasını ikna etti eve getirdi evde dediki ablamın telefonunu ver abla ortanca ablası ben de konuşayım ablamla dedi telefonu aldı ablasıyla konuştu abla dedi ben de düğüne geleceğim beni niye çağırmadın sitem etti ablası da diyor ki düğüne gelirsen diyor uzun etek giyin eşarp takın ve hiçbir şey konuşma ablası sanki kötü kadınmış gibi pavyondan alınacak getirilecek gibi kız kardeşini ütülüyor uzun etek giyersen namuslu olacak dünyada bir tek kız kardeşi sanki pantolon giyiyor gömlek giyiyor ben de o gün elbise giymiştim uzun elbise giymiştim güzel giymiştim ama ablama anlatamıyorum abla üstüm başım iyi diyorum kıyafetlerim gayet iyiyim diyorum o yine de ısrarla bir tutum içerisinde uzun etek giyin diyor başka bir şey diyemiyor kız kardeşine hal hatırını soracağı yerde nasılsın iyi misin kardeşim kusura bakma seni arayamadım diyeceği yerde nazını niyazını çekeceği yerde özür dileyeği yerde sürekli ikazda bulunuyor bak diyorum uzun etek giyin uzun etek giyemeden bak burada seni döverim ona göre diyor seni bir şekilde döverim uzun etek giymesen eşarp takmasan başın açık olmasın eteğin kısa olmasın eteğin uzun olsun ona göre tembihliyor !
Rakel çok sinirleniyor bu sözlere ve açıyor ağzını yumuyor gözünü diyor ki beni düğüne davet etmedin yıllarca arayıp sormadın şimdi mi diyor namusluluk aklına geldi diyor namusluluk tutumunun içerisine girdin ben pavyon kadını olabilirdim bar kadını olabilirdim genel evine düşebilirdim bir gün arayıp sormadın beni hal hatırımı sormadın ne yiyorsun ne içiyorsun nerede kalıyorsun diye sormadın şimdi kalkmışsın ben seni gökte zembille bulmuş gibi öbür ablama soruyorum ve tesadüfen öğreniyorum oğlunun nişanı ve ben nişana gelmek istediğimi söylüyorum sen ısrarla bana diyorsun ki uzun etek giyin ben senin oğlunun düğününe gelmiyorum senin gibi bir ablam da yok sen benim için öldün ben artık seni öyle biliyorum diyor ve çok sinirleniyor telefonu yüzüne kapatıyor bu defa abla üzülüyor nedense bir merhamet duygusu içerisine kapılıyorEşini bir şekilde ikna ediyor düğüne götürüyor ama kız kardeş çok kırılmıştır ve o sinirle eniştesine orada nişanda selam bile vermiyor selam bile vermeden nişan dan ayrılıyor bir sinir küpü olmuş ve yol boyunca ortanca ablasına evine getiriyor ama tek kelime bile etmiyor konuşmuyor ama kendi kendini yiyip bitiriyor ben böyle insanları nasıl kardeş oldum nasıl böyle örümcek beyinli bir ailem oldu nasıl bu kadar duyarsız vurdumduymaz kardeşlerim oldu anlayamıyorum üzüntüden uyuyamıyor derslerine bile geç kalıyor bu nedenle çok üzgün ?
Hanım polat mavi 19 Mart 2018 İstanbul