- 774 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SÖZÜ OLAN GELSİN !
Ne yani, sayımız az diye mi?
Teçhizatımız yok diye mi?
Yemeye çorba, üstümüzde urba yok diye mi?
Mühimmatımız yok diye mi, adına Zafer dedik, yüreğe destan diye kazıdık.
18 Martta, paraya, silaha, teçhizata, mühimmata, hatta teknolojiye karşı nasıl oldu da kazandık. Ölmek, nasıl yaşarken elde edilecek büyük mertebe oldu. Şehit olmak bir çocuk için nasıl, şerbet oldu. Bir dünya karşısındayken, sadece süngüyle nasıl koştuk, tek dişi kalmış canavarın peşinden.
Biz Çanakkale’de ölürken destan olsun diye mi savaştık. Zafer olsun diye mi şehit olduk. Şan için mi, şöhret için mi? Nam için mi düştük toprağa. O gün Şehit olan, Gazi olan her bir yiğit, seferin de, zaferin de, şanın da kimin olduğunu biliyordu. Kimse daha fazlası için değil, medeniyetin toprak dediği yerlere vatan dediğimiz için destan yazdık. Onların bir avuç diye gördüğü yerleri seccademiz yaptığımız için hiç umutsuzluğa kapılmadık. Onların işgal ettik dedikleri yerleri, tüten son ocak var olduğu sürece ayak bastırmayacağımız için yaşadık.
Çanakkale’de biz, bayrağımızın neden kırmızı olduğunu, hilalimizin neden nazlı olduğunu, toprak dediklerinin neden vatan olduğunu, sadece savaştıklarımıza değil, kendi milletimize de tek tek anlattık. Özgür olmadığımız yerde ne mal, ne mülk, ne de evlat bize helal değil diyerek, süngülerimizi taktık.
Dedik ki Çanakkale’de biz. Aç kalırız. Susuz kalırız. Uykusuz kalırız. Evsiz, anasız, babasız, evlatsız kalırız ama VATANSIZ kalamayız. BAYRAKSIZ kalamayız. EZANSIZ OLAMAYIZ. Bizim için mesele kazanmak değil, biz, savaş meydanlarına kazanmak için değil, bizi biz yapan ne varsa onun için çıkarız. Sefere çıkaran Allah, Allah için sefere çıkan biz.
Çanakkalede biz, Medeniyete neden tek dişi kalmış bir canavar olduğunu göstermek için vardık. Biz şehit olmak için koşarken, onlar yaşamak için kaçmaya başlamıştı bile. Bir avuç Türk’ü öldürmek için çıktıkları yolda, öldükçe şehit olan, şehit oldukça daha da coşan, kalabalıklaşan bir millet gördüler karşılarında.
Çanakkale’de biz dedik ki BÜTÜN DÜNYAYA, Bizi yenebilirsiniz, bizi öldürebilirsiniz, bizim üzerimize bütün gücünüzle gelip savaşabilirsiniz. Ama bizi sonsuza kadar esir alamazsınız. Bizi istikbalimizden edemezsiniz. Bizi Ezanımızdan ilelebet uzaklaştıramazsınız. Son Türk ölmeden, siz, asla Zafer kazandık diyemezsiniz.
Çanakkale’de biz dedik ki, en büyük servetimiz vatanımız, en büyük makamımız şehitlik makamı, en büyük sevdamız bayrağımız, sınırlar namusumuz, İslam sönmeyen nurumuzdur.
Sonra, bir vatan şairi çıktı dedi ki bize, “Verme, dünyaları alsan da bu Cennet Vatanı”
Peki biz bugün Çanakkale’ye NE DİYORUZ…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.