- 456 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ANI 2
BİR ANI
Henüz Ilıca Öğretmen Okulunu yeni bitirip bıyığı terleyen heyecanlı bir öğretmem olarak Mardin Kızıltepe de bir köye tayinim çıktı. Elimde tahta bavulumla Mardin’e iner inmez köyümü sordum. Şu kahvede oturur köylüler dediler. İçeri girdim “ben sizin köye atanan öğretmenin deyinde hepsi birden ayağa kalktı. Hoş beş, çay ikramlarından sonra bana bir çip tutup yanıma da birini verip köye yollandık.
Köye varınca aşırı bir ilgiyle karşılandım. Bu bende inanılmaz güzel bir duygu oluşturdu. O gece köyde misafir oldum. En güzel odada en rahat yatakta yatırdılar beni. Sabah kahvaltıyı yaptıktan sonra tekrar Kızıltepe’ye geri dönmem gerekiyordu. Yanıma birini vermek istediler. İstemez” dedim, nasıl olsa geldiğim yerden geri dönecektim.
Tam köşeyi dönünce karşıma bir köpek çıktı, kaçtım kurtuldum ama tam kıranı aşarken bir koyun sürüsüne rastladım orada da sürünün köpeği bana saldırınca ayağım takıldı yâre düştüm. Allahtan köpek yer düşene bir şey yapmadığı için ucuz atlattım. Yola devam edeyim dedim Bu sefer karşında başka bir köpek, durdum bir yay çizip köpeği atlattım. Artık tecrübe sahibi olmuştum. Ama korkmadım değil. Hâlbuki köylüler sana demiş yanına birini verelim diye. Bu bana ders oldu.
Fakat o köyde yaptığım öğretmenliği hiç unutamıyorum.
Köylülerin samimiyetleri, bana karşı olan güvenleri ve hoşgörüleri.
Fakat şunu gördüm Ağalık sistemin mazlum köylü üzerinde ki baskıları oradaki vatandaşlarımızı isyankâr duruma getirmiş, köylü bağımsız değil, esaret durumunda, bunun da kabahatini devlete bulmuş dolayısıyla devlete küskün. Emperyalizmin arayıp ta bulamadığı bir istismar konusu. Yıllardan beri o bölgenin sancısı dinmemiş, bugün görüyoruz neler çektiğimizi.
Velhasıl işin özü yine eğitime dayanıyor.
Orası sürgün yeri değil de cazip bir hale getirilseydi, çocuklarımız eğitilseydi bu durumlar yaşana bilir miydi? Elbette hayır.
Gelmiş geçmiş bütün iktidarlar bundan sorumludur.
Benim o bölgede yaptığım gözlemlerim budur.
Düzelebilir mi ? Evet çok kolay önce emperyalizmin başını ezecek sonrada o bölgeye şefkatle yaklaşacaksın. Fransa’da bir laf var. Ne yapmalı? Cevap “Atatürk gibi düşün!”
NOT: Hikaye Değerli kardeşim Salim Şahinin ağzından alınmıştır.
Yusuf Yılmaz
*
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.