- 1060 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAPAKLI - SİMENA KALEKÖY- ÜÇAĞIZ YÜRÜYÜŞÜ
Asi Yaban Keçileri doğa yürüyüşçüleri grubu ile bugünkü Likya Yolu’ndaki yürüyüşümüz başarı ile tamamlandı. Serhat Güner Turizm ve Seyahat Acentası ile organizeye katkı sunan , katılan tüm arkadaşlara teşekkür ederiz. Ben yol boyunca gidilecek güzergâh ve yerler hakkında turiST rehberi sıfatı ile gerekli önbilgilendirmeleri yaptım. Andriake antik liman kentini panoramik olarak durup seyrettik fotoğraf çektik ve açıkladım.
Kapaklı köyünden başlayan yürüyüşte öğle yemeği molasını Gökkaya körfezi kıyısında verdik.
Bu moladan sonra, yaklaşık yirmi dakikalık bir yürüyüşle Kamışlı balıkçı limanında bir mola daha verdik. Bu mola sırasında görme gözlüğümü piknik yaptığımız yerde unutmuş olduğumu farkederek geri dönmek zorunda kaldım. Keza görme gözlüğüm önemli idi benim için, alalı daha bir ay olmamıştı :)
Rotamızdaki Simena antik kenti ve Üçağız’a zaten ben rehber olarak yüzlerce defa gitmiştim. ve gerekli açıklamalrı da yeterince yapmıştım. Arkadaşlardan yarıyolda ayrılarak, gözlüğümü arayacağımı ve tur sonrası beni Kapaklı köyü( Başlanıç noktasından) almalarını söyledim. Geri döndüm ve şans eseri gözlüğüme tekrar kavuştum.
Tam nerede unuttuğumu bilmeden, yollara baka baka geldim. Yolda birkaç genç yürüyüşçüye rastladım ve gözlük bulup bulmadıklarını sordum.. Onlar da ters yönden geldiklerini açıkladılar ve benim arkamdan yola devam ettiler. Ben yemek yediğimiz yere yaklaşınca sırtımdaki ağırlığı bir taşın üstüne bırakıp yemek yediğim yeri kolaçan ettim. Gözlüğün siyah kutusu vardı fakat içinde gözlük yoktu?! Kafam karıştı, acaba nerede deyip, kekik topladığım yerlere doğru bakınıyordum ki arkamdan gelen çocukların, sırt çantamı bıraktığım yerde durduklarını farkettim.
Seslendim,
’O çanta benim çocuklar!’, derken karşı ses;
- Burda gözlük de var deyince, gittim, yerde buldukları gözlüğü verdiler.
-Nerede buldunuz?! deyince, bir çalının dibini gösterdiler, oysa ben o çalının dibine yaklaşmamıştım hiç.. Hâlâ o siyah kutusundan nasıl çıkıp da gözlük oraya gitti çözebilmiş değilim açıkçası. Yoksa birisi buldu, baktı numaralı gözlük ( Astiğmat) olunca ’ İşime yaramaz!’ deyip fırlatıp geçti mi? Yoksa benim dalgınlığım mı?!
Neyse, önemli olan, ben şansımı denedim geri dönmekle ve şans ilk kez bu kadar esrarengiz biçimde yardım etti bana :) Halkımız der ki ’ Helâl para ile alınmış’, ya da ’ Allah, fakiri sevindireceği zaman, eşeğini kaybettirir, yine buldururmuş’ günüm ona döndü biraz :)
Kapaklı köyünde köylüler ile keyifli sohbetimiz oldu, köydeki eski Rum evlerinden fotoğraflar çektim. Bir evin üstünde sıvanın içine gömme kiremit kırık parçaları ile ev sahibinin ya da yapan ustanın belki de adını yazması dikkatimi çekti.. 1924 yılıdaki mübadelede Anadolu’daki Rumlar Yunanistan’daki Türkler ile takas edilmişlerdi. O nedenle terkedilmiş Rum evlerinin bir kısmı yıkılmış harap, bir kısmı ise iskan edilmiş durumda. Bu evler mimari açıdan bakıldığında Türk evlerinden ilk bakışta ayrıdedilebiliyor, bacaları ve kiremit örtü tarzları çok değişik evler. Benzer biçimde Yunanistan’da da Türk evleri olduğunu beraberinde düşünmek gerekli elbette...
Arkeolojik açıdan ilginç olan, Zeytinyağı işliği, lahitler, kaya mezarları, Andriake’deki Sinogog, Granarium ( Bugün Müze) Purfur fabrikası, Batık kent ve batma nedenleri, Hamidiye koyu, Kaleköydeki dünyanın en küçük antik tiyatrosu ( 300 kişilk) bu rotada kayda değer özellikler. Fauna flora açısından ise bugünkü en çok dikkati çeken ise, gür otlar içinde çiçeklenmiş çok değişik bitkiler; papatyalar, yabani sümbüller, katırtırnakları, pıynar ve kesme ağaçları keçiboynuz ağaçlarından pekmez yapımı, seracılık, keçi ve koyun besleyen yörük kökenli insanlarımızın yaşam tarzları incelenmeye değer..
Köyde sohbetin en ilginç yanlarından birisi kısa bir süre önce hortum nedeniyle seraların gördüğü hasar idi. Sigorta yaptırmayan dönüm başına 10.-TL para tazminat alabilirken, sigorta yaptıran bir çiftçi de 1780 metre karelik sera için 82.000.- TL tazminat alınca, diğer çiftçilerin gözlerinin faltaşı gibi açık kaldığı idi... Bundan böyle herkes ’Tarım Sigortası’ yaptırma yanlısı olmuş anladığım kadarıyla... Hortum bu yıl Demre’de ve Üçağız, Kumluca beldesinde büyük hasara yol açmış ve aynı gün içinde üç ayrı hortumdan sözettiler..
Arkadaşlarımız Simena Üçağız etabını yürüyüp dönüşte beni köyden aldılar. Böyle değişik bir tur oldu benim için bugün. Unutkanlığın cezasını ayak çekiyor.
Haftaya bir başka etkinlikte buluşmak dileğiyle esen kalınız sevglili dostlar..
Şaban AKTAŞ
18.03.2018 - ANTALYA
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ - GÖKKAYA KÖRFEZİ // BATIK KENT ANTALYA - TR
KAPAKLI - SİMENA KALEKÖY- ÜÇAĞIZ YÜRÜYÜŞÜ Yazısına Yorum Yap
"KAPAKLI - SİMENA KALEKÖY- ÜÇAĞIZ YÜRÜYÜŞÜ" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.