- 2152 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GENÇLERİMİZ BUGÜN NEDEN BÖYLE OLDULAR!!
Bazen senelerce emek verdiğim bir öğrencimin, uzaktan arkadaşların yalan beyanına ve sonrasında gazabına muhatap oluyorum.
Ticari işler anlıyacağınız ,babanıza güvenmeyin işinizi sağlama almadan bir kağıda imza atmayın...
Ev almakda araba satmakta zor ortalık kurt galericilerin ve emlakçilerin tekelinde safların bu dünyada yeri yok.Adamı ayakta işletiyorlar.Sonra kıvım kıvım kıvran avukata para yedir dur.
Avukatlar acından mı ölecek zıkkım yesinler diyeceğim ama haksızlık olacak.Hem nasıl meslek bu ya haklının da avukatı var haksızın da avukatı var.Avukatlar olmasa adamlar bizi daha da perişan ederler.
’Bir öğrencim vardı,ismi mevzuu bahis değil.Çocukluğunda yaramaz bir çocuk olduğu hiç gözümün önünden gitmiyor.
Hoca önünde bir gün ders halkasına da oturmadı sanırım.Herkes okula giderken o lüzumsuz işlerle vaktini geçiriyordu.
Hulasa beş yıllık ilk Mektebi çat pat ite kaka bitirmişti.Uzaktan bakınca iyi bir çocuk sanılırsa da içinde ne şeytanlıklar gizli gözlerinden belli oluyordu.
İleride yaman bir çocuk olacağı her halinden belliydi.Ben dışarda görevde olduğum sıralarda büyümüş,serpilmiş kocaman bir genç olmuştu.
Askerlik sonrası ticarete atıldığını duyduğumda sevindim.Birden saman alevi gibi parlamıştı.
Her tarafta onu konuşuyorlardı.Ne yaman ticaret yaptığından,hep kazandığından,çok uyanık bir genç olduğundan her mecliste bahsediliyordu.
Brova bizim delikanlıya bu iş eğitimle filan alakalı değil,Allah vergisi doğuştan yetenekli bu çocuk diye düşünüyordum.
Bir zengin ailenin kızını alarak dünya evine girdiğinde sayılamayacak başarılara imza atan bu öğrencim attığı her adımda kendinden emin,kararlı duruş sergileyerek başarı çıtasını yükseltiyor,herkesi kendine hayran bırakıyordu.Uzaktan takip ediyor,hayırlı havadislerini işitiyordum.
Mutlu geçen bir kaç yılın sonunda öğrencim mutlu aile yuvasını genişletmiş,çoluk coçuğa karışmış,iyi bir baba kisvesine bürünerek orta yaşın başında biraz dünyalık hırslarının tesiriyle mal melal biriktirmeye başlamıştı.
Bize yakın bir evde oturuyordu.Bir ev,ardından lüks daireler,arabalar alan öğrencim alıyor ,satıyor devamlı servetine servet katıyordu.
Ticarette iyi kazanç vardı ve ekip çalışması sonucunda hatasız olarak yapılan işlerin semeresini alıyordu.
Hiç ticari münasebetimiz olmadı onunla uzak durmaya gayret ettim.
Belki bir yanılgı sonucu iş yaparımda öğrencimle aramıza fitne girmesin diye uzak durmaya gayret ettim.
Dostum olsun ama uzakta olsun,kusurlarını ben görmeyeyim istedim.
Daha önce dost bildiğim arkadaşlarla aynı kurumda görev yapmaya başlayınca ne sıkıntılar çektiğimi ben bilirim.
Dost, yakın sanarak mahrem sırlarınızı paylaşıyorsunuz ama dost sandığınız kişi bunları sonra size silah olarak çeviriyor.
Çok mal haramsız,çok laf yalansız olmaz demişler.Bu söze bayılırım.Hele dur derler mal sahibi ölmeyince malın haram mı helal mi olduğu anlaşılmaz derdi büyükler..Bizim öğrenci haksız mezattan, mal edinme işlerine de el atmış.
Daha ucuza alınıyor sonra karlı bir biçimde nakite dönüşüyormuş.Olmaz böyle Sevgili kardeşim.
Sen duymadın mı dedim ’Ağlayanın malı,gülene fayda vermez’Alma mazlumun ahını ,çıkar aheste aheste’,’İkindi alışverişi yapmayınız,nedir ikindi alışverişi Ya Resulallah.
-Mezatta satılan malları almak veya pazara sunulmadan yolda karşılayıp onu değerinin çok altında bir paraya satın almaktır.’Hadisi Şerif.bunları söyledimse de dinleyen kim.
Bir gün nasıl olduysa yolum onun ticaret işini yürüttüğü Toprak mahalledeki’daki emlakçıya düştü.
Elimdeki o anda oturduğum arsası olan müstakil evimin değerini çok önceden,yıllar önce pazarlık konusu yapmıştık,ben vermemiştim.
Bu aralar oradan yol geçecekmiş arsa fiyatları geçen bir yıla oranla çok değerlenmiş benim bundan haberim olmamıştı.
Nasıl olduysa boş bulundum,birden arsalı evimi elimden geri dönüşü olmayacak bir şekilde çıkarmış bulundum.
Malımı oldukca ucuz denilebilecek bir fiyata öğrencime sunmuştum.
Sözümü yiyemedim,geri dönüş yapamadım.
Çünki senet sepet bir sürü belge imzalamıştım.
Bense ondan bana yardımcı olmasını,gerçek değerinde alacağını ümit ederek o kapıya varmıştım.
En çokta beni üzen taraf öğrencimin kısa günde bana bile kırk yalan söylemesi olmuştu.
Paramı almakta aceleci davranan öğrencim,arsamı,evimi hemen pazarlamıştı.
Alan kişilerden artık almak imkansızdı.Birde üstüne üstlük alanlar hemen çıkacaksınız demezler mi.
Oldumu bu yaptığın,ticarette müslümanı kazıklamak var mı dedim.Hocam kusura bakma bu işin raconu bu,babana bile acımayacaksın.
Yoksa ayakta kalamazsın dedi.Ticarette başarılı olmak için yalanmı söylemek ,kandırmak mı lazımdı.
Ne münasebet,haşa sümme haşa.Böyle kazanılan servet yerin dibine batsın,olmaz olsun.
Nasıl yiyeceksin be öğrencim.
Çoluk çocuğuna haram mal yedirip de onları hayırsız insanlar mı yapacaksın.Pazarda limon satsan daha iyi olurdu,ayıp değil ki.
Ufak tefek bir mal olsa neyse,yüklü bir mal,canın yongası.Üzerine biraz daha koyarak ondan daha güzelini almaktı muradım.
Bu kadar yaşın sahibiyim defalarca ticarette yanıldım.Hep arkadaşlarım ,dostlarım sandığım kişiler tarafından kandırıldım.
Aşırı sol görüşlü arkadaşlar arasında gavur...dediğimiz bir öğretmen arkadaş öyle derdi.’Paranın dini, imanı olmaz.
’Hakikaten doğruymuş ,nice dindar görünen kişiler insanları aldatır.
Nice dinden bigane kişiler de ticarette son derece dürüsttürler.
Demek ki okulda ben öğrencime dürüst olmayı,ticaret yaparken karşımızdaki kişileri kandırmamayı öğretememişim.Bu konuları camide İmam efendiler verir sanıyordum.Onlarda üstün körü verince bakın bende mağdur oldum.
Ha bizim öğrenci ne durumda,keyfi yerinde,yakında en büyük zenginlerden birisi de o olur.
Dünyalık yolunda yalan ,dolanla servetini katlamaya çalışıyor.Benim gözümde değeri sıfır.
Bir gün bende ,o da öleceğiz ve Allahın huzuruna varıp hesap vereceğiz.
Ama; Değer miydi üç paralık dünyalık için benim güvenimi sarsmaya öğrencim.
Şimdi bak artık bütün tüccarlar,emlakcılar,galericiler benim gözümde yalancı,dolandırıcı,aldatıcı sanki.Hiç birisine güvenim kalmadı.Kalbim kırıldı,bir kere.
Sen uyanık ol öğrencim.Ben saf olayım.Sen aldatan ol öğrencim,ben aldanan olayım.
Hakkımı helal eder miyim onu da bir düşüneyim.
Seni iyi yetiştirmemekle, aldattığın insanların vebali benim üzerimde olacak ve ben öbür alemde yargılanacaksam,helal etmiyorum bunu böyle bilesin.’
Ey öğrencilerim yavrularım!!Sizler küçükken yanlış yapınca bizler affediyoruz da bizler yaşlanıp bir yanlışlık yapınca affetmek, bağışlamak erdemini neden göstermiyorsunuz?..
Hocaya saygı nerede kalıyor?.Ana baba terbiyesi İslam terbiyesi nerede kalıyor.?Yoksa siz müslüman değil misiniz?+
17.03.2018//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.