KUTSAL GÖREVLERDEN BİRİ ANNEYE SEVGİ…!
Anneler için o kadar şey yazıldı ve söylendi ki her biri de kutsallıkları arasında yerlerini aldı. Düşünüyorum da hani insanlar evlenince eşleri için bir elmanın diğer yarısı gibi olurlar ya işte bir insan doğarken zaten annelerinin bir parçası olarak doğmuyorlar mı ?
O zaman ne yapılsa annelerin hakkı ödenir ?
Peki günümüzde annelere yeteri kadar değer veriliyor mu ? Bence günümüz Türkiye’ si gibi annelerin değeri de zengin çok zengin ; fakir çok fakir : annelerin bazıları sevgiye boğulurken, bazıları yıllarca hatırlanmıyor. Eğer bu dünyadan göçmüş ise bir rahmet bile okunmuyor.
Şöyle düşünmek gerekmez mi? Hangi fedakarlık, sevgi ve şefkat annelerin ki ile bir tutulabilir. Yıllarca çocuklarının rahatsızlığına, özrüne hayatını feda etmiş binlerce insana rastlamak size ne düşündürüyor acaba ?
Bir slaytta şu hikayenin işlenmesi beni kendimden geçirmişti. Ecnebi bir ülkede bunları yaşayan biri yaşadıklarını şöyle anlatmış :
‘’ Annemin yalnızca bir gözü vardı. Ondan nefret ederdim… Çünkü bu durum beni utandırıyordu. Ailemizi geçindirmek için okulda aşçılık yapardı. İlkokulda iken bir gün annem bana merhaba demeye gelmişti. Yerin dibine geçmiştim. Bunu bana nasıl yapabilirdi? Onu görmezden geldim. Ona nefretle baktım ve oradan kaçtım. Ertesi gün sınıfta bir arkadaşım dedi ki, “Eeee, senin annenin yalnızca bir gözü var!” Yerin dibine girmek istedim. Ve de annemin ortadan kaybolmasını. Bu yüzden o gün onunla karşılaşınca dedim ki, “Beni gülünç duruma düşüreceğine ölsen daha iyi?!!!”
Annem karşılık vermedi. Dediklerim hakkında bir saniye bile durup düşünmedim. Çünkü çok kızmıştım. Onun duyguları beni ilgilendirmiyordu. Onu evde istemiyordum..
Çok çalıştım ve Singapur’a okumaya gittim. Sonra evlendim. Kendi evimi aldım. Çocuklarım oldu ve hayatımdan memnundum. Bir gün annem beni ziyarete gelmişti. Kaç yıldır beni görmemiş ve torunlarını tanımamıştı. Kapıya gelince çocuklarım ona güldüler.
Ona “Evime gelip çocuklarımı nasıl korkutabilirsin! HEMEN BURADAN GİT!”
diye bağırdım. Buna annem, sessizce “Kusura bakmayın. Yanlış adrese geldim galiba” dedi ve gözden kayboldu. Bir gün mezunlar toplantısı için okuldan bir mektup aldım.
Karıma “İş seyahatine gidiyorum.” diye bahane uydurdum. Mezunlar toplantısından sonra sırf meraktan eski eve gittim!!!. Komşularım, annemin öldüğünü söylediler.
Hiç üzülmemiştim. Bana verilsin diye annemin bıraktığı bir mektup verdiler.
“En sevgili oğlum, her zaman seni düşünüyorum…Singapur’a gelip çocuklarını korkuttuğum için üzgünüm. Mezunlar gününe geleceksin diye çok sevinmiştim. Ama seni görmek için yataktan kalkabilir miyim bilemiyorum. Sen büyürken sürekli bir utanç kaynağı olduğum için üzgünüm.
Biliyor musun… Sen çok küçükken bir kaza geçirmiştin ve bir gözünü kaybetmiştin.
Anne olarak senin tek bir gözle büyümene dayanamazdım. Bu yüzden sana kendi gözümü verdim…O gözle benim yerime görüyor diye seninle o kadar gurur duyuyordum ki.
Bütün sevgimle….
Annen…’’
Bu yıllarca annesinden utanarak yaşayan birinin hikayesi. Daha kaç tane böyle yaşanılması ürkütücü hikayeler var bilinmez. Ama . Bu utanç verici, vicdan azabı duyulucak ve insanlığından korkacak derece üzücü olayları kimler yaşayacak.
Bir de emelleri uğruna onlara zarar veren, dışarı çıkamaz hale getiren, evlatlığın e’ sini yerine getirmeyen ne çok insan var aramızda.
Allah-u Te-ala şevkatinin yüzde birini annelere vermiş ve o şevkatle canlılar yavrularını ; canları pahasına her türlü tehlikeye karşı korumak ve kollamaktadır.
Ne diyelim umarım bir ders almamıza bir nebze de olsa faydası olmuştur bu yaşanılanların. Unutmayalım ‘’Cennet anaların ayakları altındadır.’’ Sevgilerimle….
Cuma YAT
YORUMLAR
Anneler hiç düşünmeden değil gözünü canını bile anında verirler evlatları için ben çok çok mükemmel bir anne idim oğlumu canımdan çokkk severdim yıllarca okudu okudu askeri okullarda sıkıntılar yaşadı en sonunda askeri doktor oldu...ama bir gün izmire giderken benim kullandığım araba ile kaza yaptım 26 yaşında henüz yeni doktor çıkmış olan oğlumu gözlerimin önünde kaybettim deselerdi ki beynini ver anında verirdim hem de hiç düşünmeden...ne kadar acı evlat için her şeyini feda edebilen bir anne oğlunun ölümüne vesile oldu kader biliyorum ama kendimi hiç affetmiyorum 50 yaşıma kadar tek sigara içmediğim halde şimdi günde iki paket sigara içiyorum...ben nasıl yapabilirim bu kazayı diye...üstelik 35 yıldır araba kullanırım tek kazam bile olmamıştır taktiri ilahi biliyorum ama yine de bir anne için çok çokkkk acı...rabbim hiç bir anneye böyle acı yaşatmasın dilerim...yavrumun bütün hayalleri herşeyi bitti...keşke idam cezası olsa idi çıktığım ağır ceza mahkemesinde bilerek kaza yaptım diye idam edilmek isterdim...çok acılar içerisindeyim...bunları yazınca inançsız bir kadın zannetmeyin...iyi ki inançlıyım ve rabbimin sayesinde ayakta durmaya çalışıyorum ....kutlarım öğüt verici kaleminizi sevgilerimle
Yazınızı gözyaşları içinde hüzünlenerek okudum.İbret verici bir olaydı.Bir anne olarak içim sızladı.
Allah rahmet eylesin annenize.Mekanı cennet olsun.Bence zaten cennettedir.
Nekadar asil bir yüreğe sahipmiş.,Bu dünyada ve öbür dünyada hakkı asla ödenmez.
Bu anlamlı anınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.
Bu yıllarca annesinden utanarak yaşayan birinin hikayesi. Daha kaç tane böyle yaşanılması ürkütücü hikayeler var bilinmez. Ama . Bu utanç verici, vicdan azabı duyulucak ve insanlığından korkacak derece üzücü olayları kimler yaşayacak.
Bir de emelleri uğruna onlara zarar veren, dışarı çıkamaz hale getiren, evlatlığın e’ sini yerine getirmeyen ne çok insan var aramızda.
Allah-u Te-ala şevkatinin yüzde birini annelere vermiş ve o şevkatle canlılar yavrularını ; canları pahasına her türlü tehlikeye karşı korumak ve kollamaktadır.
Ne diyelim umarım bir ders almamıza bir nebze de olsa faydası olmuştur bu yaşanılanların. Unutmayalım ‘’Cennet anaların ayakları altındadır.’’ Sevgilerimle….
çok mu çok anlamlı
ve güzel bir yazı olmuş
tebrikler...