- 1603 Okunma
- 14 Yorum
- 1 Beğeni
BİLİYORUM GINA GELDİ AMA YİNE DE GÜNCELLEYECEĞİM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Cumhurbaşkanımızın ’ İslamın güncellenmesi gerekiyor’ Sözü üzerine neredeyse herkeste bir güncelleme merakı aldı başını... İlgili - ilgisiz, bilgili-bilgisiz herkes bir şeyler yazıyor. Elimi kafama attım, baktım yaş altmış dört olmasına rağmen hâla başım kel değil. O halde ’Ben de yazayım bir şeyler ’ dedim.
Yanlış anlaşılmasın İslamda Güncelleme olur mu olmaz mı konusuna hiiiç dokunmayacağım. ’ Cumhurbaşkanımız onu demek istemedi, bunu demek istedi’ gibi bir avukatlığa ise hiç niyetim yok. Zaten sayın Cumhurbaşkanımızın da ben gibi bir avukata ihtiyacı yok.
Eee o halde ne halt edeceğim?
Efendim, geçmişten günümüze kimler, neleri güncelledi işte onu anlatacağım. Böylece bu güncelleme meselesinin yeni ortaya çıkmış bir mesele olmadığını izah etmeye çalışacağım. Çünkü bu güncelleme olayının sadece Cumhurbaşkanımız tarafından yapıldığı sanılıyor.
Kendimden başlayayım
Mesela yıllar önce ’ Yeşil Komünist’ Dediğim Necmettin Erbakan’a şimdi ’ Rahmetli Erbakan, Allahın rahmeti üzerine olsun. ’ Diyorum.
Aynı şekilde yıllar önce ’ Katil Ecevit ’ dediğim Bülent Ecevit’e şimdi ’ Bu memlekette adı yolsuzluğa karışmamış tek lider. Nurlar içinde yatsın.’ Diyorum.
Bundan utanç mı duymalıyım? Bence kesinlikle hayır. Çünkü mesela Mustafa Kemal Atatürk bile Çanakkale Savaşında ’ Düşman’ dediği insanlara daha sonra ’ ‘Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar’ Dememiş miydi? ( Gerçi bana kalırsa dememişti ama sevgili Atatürkçü (!) kardeşler bana bırakmıyorlar o işleri malum. Onlara göre demişti ve bu da Atatürk’ün üstün hoşgörüsünün bir kanıtıydı.)
Kısacası öncelikle kendimde bayağı güncellemeler yapmışım. Ancak ne var biliyor musunuz? Benimle aynı güncellemeleri yapmış olan pek çok zevat bugün hâla ’ Biz eskiden neysek bugün de oyuz’ Diyorlar. Tabii ki ben yemiyorum ama yiyen de bir hayli fazla.
Neyse...
Cumhurbaşkanımızın yaptığı güncellemelerin haddi hesabı yok. Tek tek saymaya kalksam bu yazı, makale olmaktan çıkar roman olur. Ancak yine de sadece bir tanesini örnek olarak vereyim:
Yok, yazmakla olmayacak. Resimlere bakın: 2.Resim: ABD askerleri Türk askerinin başına çuval geçirmiş 2. Resmin devamı: Kahraman Türk ordusu Silvan’dan ayrılıyor. Bu esnada da pkk lı itler askere hakaret ediyor. Asker ise tek cevap vermeden yoluna devam ediyor. Niçin olabiliyor bütün bunlar: ’ Aman aman bir tatsızlık çıkmasın’ Meselesi ( Hepsi de bu hükumet zamanının olayları )
Devam edelim resimlere:
Bugün: 3. Resim: Cumhurbaşkanımız ABD ye ’ Sen hiç Osmanlı tokadı yemedin galiba ’ diyor
4. Resim: Cumhurbaşkanımız daha dün ’ Dokunmayın’ dediği teröristlerden bugün kaç tanesini geberttiğimizi resmi olarak açıklıyor. ( Son rakam 3347 idi.) ( Bunlar da bu hükumet zamanının olayları )
Müthiş bir güncelleme...
Amaa durun yahu. Bu ülkede sadece Cumhurbaşkanımız ve ben mi güncelledik kendimizi? Başkaları yok mu?
Mesela: Bundan kırk sene önce Atatürk’e ’ Gardrop Devrimcisi’ Diyenlerin alayı bugün kendilerini ’ Atatürkçü’ olarak güncellediler.
Bıyıkları sarkık herhangi bir vatandaşı gördüklerinde ’ Faşizme karşı omuz omuza ’ diyenler bugün aynı faşistlerle (!) birlikte hem Gezi olaylarında hem de Adalet yürüyüşünde omuz omuza olmakta bir beis görmedikleri gibi kendilerine faşist denilenler de kendilerini güncelleyip onlarla omuz omuza olmakta bir beis görmediler. ( 1. Resim )
’ Kanımız aksa da zafer İslamın’ Diyenlerin pek çoğu, ’ Hedef Turan, Rehber Kur’an’ Diyenler, Türklük ruhu, İslam şuuru ’ Diyenler kendilerini güncelleyip bu memleketi hain Arapların emperyalizminden korumak için(!) Kur’anı cüz kesesi içinde ve bir daha yerinden çıkmamacasına duvara asmak suretiyle kendilerini güncellerken Türklük ruhunu da nane ruhu ile tuz ruhu karışımı bir acayip nesneye döndürdüler içinden İslam şuurunu çıkararak.
Eskiden ’Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur’ Diyenler sırf Cumhurbaşkanını Devlet başkanı olarak seçtirmemek amacıyla İYİ bir parti kurarlarken değirmenin suyunun İngiltere’den gelen 6.000.000 sterlin olması onları hiç rahatsız etmedi. ’Hani Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktu? Bu kadar çok para dostluk için mi verildi yani?’ Diye soramadılar. Çünkü güncellenmişlerdi.
Güncelleme öyle bir boyut kazanmıştı ki 15 Temmuz Darbe girişimine ’ Tiyatro, oyun’ diyen zihniyetin Ataşehir Belediye başkanı, bu ilçede Deniz Gezmiş Parkı, Erdal Eren Kültür Merkezi gibi yerler açarken aynı zamanda kendisini güncelleyerek ’15 Temmuz Şehitleri ve Demokrasi Parkı’ da açtı. ( Haa Bülent Ecevit Parkı da vardır bu ilçede )
’Türkiye asla İran olmayacaktır. Çarşaflılar ve türbanlılar İran’a ’ Diyenler sonra ’ Türkiye ile İran savaşırsa İran’ın yanında olurum’ Diyerek kendilerini İrancı olarak güncellediler. ( 6. Resim )
Offf offf. Bu güncellemelerin hangi birisini anlatayım ki?
28 Şubat darbesinde tankların üzerine yürüyemeyen ablanın yıllar sonra kendisini güncelleyip 30.000 Bozkurtla Saraya yürüyecek olmasını mı?
Namazla dalga geçen hain şerefsizlerin yıllar sonra kendilerini güncelleyip bir Fetöcünün imamlığında Cuma namazı kılmasını mı? ( 7. Resim )
Zamanında ’ Komünistler Moskova’ya’ Diyenlerin yıllar sonra kendilerini güncelleyip herkesten önce Moskova’ya koşmalarını mı?
’ Yıllarca zindanlarda, tabutluklarda işkenceler gördük. Pek çok yoldaşımız, ülküdaşımız faili meçhul cinayetlere kurban gittiler’ Diyenlerin daha beş dakika geçmeden kendilerini güncelleyip ’ On beş sene öncesinde bu ülkede huzur ve refah vardı.’ Diyebilmelerini mi?
Kronolojik sıra takip etmediğim için kusura bakmayın. Güncelleme örnekleri o kadar çok ki, öylesine karışık kuruşuk yazdım.
Mesela eskinin Fetocuları bugün kendilerini anti- Fetocu olarak güncellerken yine eskinin anti-Fetocuları kendilerini Fetocu olarak güncellediler.
Çok kısa zaman öncesine kadar ’ İslam’ Kelimesini ağzınıza aldığınızda ’ Eyvah ! Şeriat geliyor’ Diye uykuları kaçanlar şimdi neredeyse ’ Şeriat İsterüüüz’ Diye yollara dökülecek kadar İslamı savunur (!) şekilde güncellediler kendilerini. Baksanıza ’ "Allah’ın ayetlerini sorgulamak, Cumhurbaşkanının işi değil. Ayetler sorgulanamaz" Demeye başladılar.
Ha bir de bozkurt işareti meselesi vardı değil mi?
Ah garip bozkurtum ah ! Türk adıyla kurulan ilk devletimizden bugüne Türklüğün simgesi bozkurtum...Kimler kullanmadı ki? ( 8. Resim: Kemal Kılıçdaroğlu 9. Resim: Bülent Arınç 10. Resim: Barack Obama 11. Resim: Adriana Lima adlı top model 12. Resim: Barbaros Şansal adlı top 13. Resim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ) Yani bozkurt bir çok güncellemelere vesile oldu.
Bu arada sayın Bahçeli de tabii ki kendisini güncellemiş. Baksanıza o da Rabia işareti ile güncelleme yapmış. ( 14. Resim )
Velhasılıkelam güncelleyen güncelleyene. Bu kadar güncelleme içinde belki de en masumu İslamın güncellenmesi.
İslam güncellenir mi güncellenmez mi diye merak edenler için bir öneriyle noktalıyayım.
Kur’anda içki ile ilgili olarak sırasıyla gelen dört ayete bakın ve kendinize şu soruyu sorun: Allah neden tek bir ayetle içkiyi yasaklamadı da içkiyle ilgili dört ayrı ayet gönderip dördüncüsünde yasakladı acaba? İşte bunu araştırdığınız zaman ’ İslam güncellenir mi güncellenmez mi sorusunun cevabını da bulacaksınız.
Ayetler geliş sırasına göre:
1- Nahl Suresi 67. Ayet
2- Nisa Suresi 43. Ayet
3- Bakara Suresi 219. Ayet
4- Maide Suresi 90. Ayet
YORUMLAR
sami biberoğulları
Güncellenememek de bir ayrıcalıktır. Sakın güncellenme)))
Selam ve sevgilerimle
: Barbaros Şansal adlı top 13,
Bunu fark etmemişim, insanların cinsel eğilimleriyle dalga geçmek, zamanının siyahileri için ırkçı yaklaşımlardan bi farkı yok, neden top yazma gereği duydunuz ? eşcinsel olmasını nede ayriyetten vurguladınız ?mesela cumhurbaşkanına (hetero) neden yazmıyorsunuz ?
bunun bir kaç nedeni vardır 1) eşcinselsiniz homofobi yaşıyorsunuz, latentsiniz kabul edemiyorsunuz
2) cahilsiniz çünkü cahillik bilmediğiniz konularda kesinlik ve biat içerir
siz hangisisiniz ?
sami biberoğulları
1- Top modeldeki top da cinsel ayrımcılığa giriyor mu? Yok hani cahil olduğum için soruyorum.
2- Bir satır hatta bir tek kelimeden yola çıkarak benim eşcinsel, homofobi yaşayan biri olduğumu söyleyebildiğine göre bu konuda oldukça tecrübeli olmalısın. Sen bir eşcinsel misin?
Cliff Burton
Öncelikle güncelleme kötü bir şey mi bunu bi düşünelim döneklik arasında fark var mı; var, kendi adıma yazdıklarımdan fetöcü kafa tasçı terör örgütü yandaşı ya da dinin sempatizanı olmadığımı çıkaracağınızı varsayıyorum,islamın güncellenmesi zaten yıllarca yapılıyor farkında değilsiniz (ki yapılması lazım,İslamın tanrısının sözleri kendi kitabı içinde bile değişkenlik gösterirken evrensel olduğunu varsaymak gerekir mi gerekmez mi bu tartışılır,Ama Yaratıcı kitabında bir çok sefer fikir değiştirmiştir,yani kendini döngüsel olarak güncellemiştir,kendi adıma ben güncellenmesi taraftarıyım, daha akla ve günümüze yatkın yorumlar neden olmasın bu konuda ihsan eli açık ve caner taslaman iyi götürüyor,çünkü kitap yorum meselesi yoruma açık olmayan şeyler ise insanlıkla ilgili pek değil genelde metafiziki kavramlar onlar da zaten ontolojinin sorunu,bu işi hristiyanlık iyi yapıyor son zamanlarda modern bilime ayak uydurmak için kendini revize ediyorlar islam da bunu yapmalı yoksa çok kayıp verecek.
selamlar
Cliff Burton tarafından 3/15/2018 7:45:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Yeter ki niyet iyi olsun. İyi niyetle yapılan her güncelleme nazar-ı dikkate alınmalıdır bence.
Bir ülkenin kurucusuyla (Atatürk) onun kurduğu devlette yöneticilik yapmış ya da yaşamış olan insanların aynı düzlem bakışıyla bir fikir armonisini izole etmek ne kadar doğru..???
mavi_dans
Barbaros Şansal ( Top ) yazıp aynı makalede Atatürk'ü bir obje gibi misallemiş. Dünyanın hangi devletinde kurucusuna bu kadar indergeme edebiyatı yapılıyor!
Şaka gibi.
Den(iz)
sami biberoğulları
Şu yazdıklarınızı okuyunca gerçekten hayretler içinde kalmadım desem yalan olur.
Barbaros Şansal ( Top ) Yazmışı, aynı makalede Atatürk'ün adını kullanmışım ve siz buna tepkilisiniz. Çünkü Atatürk bu ülkenin kurucusu, onun adını kullandığımız yere dikkat etmeliyiz eğer onu seviyorsak.
Aynı makalede ben Allah'ın adını da kullanmışım, yani sadece Türkiye'ninn değil, tüm bildiğimiz bilmediğimiz evrenin kurucusu...Lakin '' Allahın adını böyle bir yazıda kullanmak ne kadar doğru?'' Diye soran yok. ''Eğer onu seviyorsak adını kullandığımız yere dikkat etmemiz gerekir'' Diyen yok.
Neyse. Ne yazarsam yazayım sanırım bu konuda anlaşamayacağız.
Yine de ilginize çok çok teşekkür ediyor, her ikinize de selamlarımı gönderiyorum.
Bu güncelleme durumuna önceden döneklik denirdi. Bu da bir güncelleme sanırım.
Yaklaşık yirmi beş sene önce edebiyat dergisi çıkarırdık. Ve stantlarda yüze yakın edebiyat dergisi bulunurdu. Biz bile beş farklı isimde dergiler çıkardık. Farklı görüşler farklı estetik tarzları vardı her birinde. Şimdi aynı stantları gezdiğimde on tane dergi ya var ya yok. Hoş onun yerine sosyal medya ve internet siteleri türedi cümlesi ile bu açığı kapattık diyelim.
Söz birliği yapmış gazeteler, aynı cümleleri kullanarak haber yapan televizyon kanalları ve son on beş yirmi sene içerisinde- şu an kırklı yaşlarında olması gereken- dünyaca tanınan bir edebiyatçı, bir müzisyen, bir heykeltıraş, bir ressam çıkaramamış olmamız çok manidar görünse de, bu oluşan ortam isyan etmeyen, kendini bir biat kültürüyle güncellemeye kaptırmış insanlar yüzünden olabilir mi? diye düşünmüyorum değil.
Rönesans dönemine bakın bir, güncelleme nasıl olmuş. Sınıfsal mücadele insanlığı nereye taşımış.
- Orucumu sevişerek açabilir miyim? sorusundan astronotlar nasıl abdest alacak sorusuna uzanan bir coğrafyada güncellemenin çok kolay olacağını sanmıyorum. Ya da güncelle kelimesinden çıkardığımız anlamlar farklı, bir çeşit toplumsal magazin güncellemeleri bu bahsettikleriniz, yok o eliyle şu işareti yapmış, yok bu şöyle demiş güncellemelerinden ziyade, edebiyatta, sanatta, matematikte ve tasavvufta oluşan güncellemeri bekliyorum.
Bu gidişle çok beklerim daha...
Saygılar.
sami biberoğulları
Öncelikle döneklik kavramını sanırım yanlış yorumluyorsunuz.
Döneklik bir takım şahsi çıkarlar yüzünden dün söylediğinden bugün vazgeçip tam tersini söylemektir. Ama daha önce yanlış bir yolda olup da doğruyu görünce hiç bir çıkar gözetmeksizin o doğruya yürümek döneklik değildir. Buna hidayet deriz biz.
Şu orucumu sevişerek ( hatta tam olarak '' karımla cim'a yaparak'' ) açabilir miyim gibi sorular soranlardan tutun da peygamberin saçının suyununun suyunun suyunu, yanmaz kefen, uçan şeyler ve daha nice sapıklıkları benden daha fazla yazan bir başka yazar varsa bu sitede gelsin alnından öpeceğim.
Haa, sizin beklediğiniz o güncellemeyi ben de bekliyorum işin doğrusu.
Selam ve saygılar.
ikiodabisalon
Yazınızı dikkatle okuduğum için tekrar soruyorum. Yazarken alaycı bir dil kullanmışsınız gibi geldi, daha doğrusu ince bir mizah var. Bu yüzden ben de döneklik cümlesiyle başladım.
Vermiş olduğunuz örnekler hidayete ermişliğin mi yoksa dönekliğin örnekleri mi? Bu cevap bir önceki yorumunuzu en azından benim için açıklığa kavuşturmuş olacak.
Saygılar.
Siyasetin zemini çok kaygan ve kaypak bir çok dürüst insan bu yüzden girmiyor, girmek istemiyor. O felsefeyi ''Dün dündür bu gün bu gündür.'' felsefesini rahmetli Demirel sokmuştur siyasete... Zemin kayganlığının ve siyasetçinin kaypaklığının bir örneğidir. İslam'ın güncellemesine gelince zamanında tartışıp tartışıp durdular dini konularda oysa ki Allah'ın ayetleri üzerinde tartışanların zalimler olduğunu bildirmektedir. Bunlar kafa bulandırmaktan başka bir işe, fitneden başka bir işe yaramaz fitnenin de muhtelif ayetlerde adam öldürmekten daha kötü bir eylem/günah olduğu bildirilmiştir. Güzel bir yazıydı kutlarım Sami Hocam içtenlikle...
sami biberoğulları
Dün dündür bugün bu gündür çok ayrı bir felsefe. Daha doğrusu siyasetin en b.ktan tarafı ve maalesef bunun mucidi de Rahmetli Demireldir.
Bugün aslında tartıştığımız konu tam olarak İslam Dinini hurafelerden ve çok yanlış bir şekilde dine katılan adetlerden temizlemek meselesidir. Kısacası Allahın indirdiği dine dönmektir. Uyduruluna değil.
Selam ve sevgilerimle.
( Din açısı hariç diyerek yapıyorum yorumumu)
Herkes azıcık şöyle mini minnacık dürüst olursa çeşitli güncellemelerinin olduğunu itiraf eder :) Eee böyle düşününce de diğer güncellemelere çok kızamıyorsun haliyle. Kızdığın da oluyor o ayrı da o zaman da kendine bi bak derler diye korkuyorsun falan. Mesela şu bozkurt işareti, keşke diyorum :) Onu kimse güncellemese dokanmasa falan :D
Ben yazılarınızı severek okuyorum. Edebiyat hayatın içinden uzak olamaz. Sizin yazılar da öyle zaten :)
Efenim son olarak sizin güncellemeniz size, benim güncellemem bana! Deyip gidiyorum.
Saygı ve selam ile.
O qué tarafından 3/15/2018 10:54:24 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Sizin güncellemeniz size, benim güncellemem bana )))))))))
Selam ve saygılar.
İlgilenenlere hatırlatma yapmak amacıyla Obama'nın işaretine değinmek isterim. University of California Irvine'ın mezuniyet konuşmasında yapmıştır. Hareket bozkurtları değil, üniversitenin sembolü olan karıncayiyeni sembolize etmektedir. Saygılarımla.
sami biberoğulları
Ben bilmesine biliyordum ama '' Obama'ya bile Bozkurt işareti yaptırdık '' Diyenler bilmiyordu. Haa bir de Atatürk var. O daha da ilginçtir. Parmaklarıyla artık neyi işaret etmişse belli belirsiz bir bozkurt işaretine benzeme söz konusu. ( tek resim. Bir başka örneği de yok ) İşte o resim de Atatürk'ün Bozkurt işareti yaptığının delili olarak sunulur hep.
İlginize çok teşekkürler her zaman olduğu gibi.
sami biberoğulları
Çözüm önerileriniz derken?
İslamın güncellenmesi hakkındaki önerilerimi mi kast ediyorsunuz? Eğer buysa yazarım elbette ama bu yazının başlığında da belirttiğim gibi bu güncelleme konusundan artık gına geldi. İnsanlar çok da meraklı değil bu konuya.
Selam ve sevgilerimle.
Hocam son paragraftaki vurgu... Bahsettiğiniz ayetlerde güncelleme var ise bu Allah eliyle yapıldı insan eliyle değil. Örnek yanlış oldu bence hocam. Geri kalan sözlerinize katılıyorum.
Elimden geldiğince her yazılanı okumaya çalışıyorum. Sessizliğim olmadığım anlamına gelmiyor bilesiniz.
Saygılarımla.
sami biberoğulları
Öncelikle uzun bir aradan sonra hoş geldin sayfama. Yazılarıma gösterdiğin ilgiden dolayı ayrıca teşekkür ederim.
Bahsettiğim ayetlerin mealini tek tek yazayım mı yoksa sen bakar mısın?
Ancak şu kadarını yazayım kısaca. İlk üç ayette içki yasaktır diye bir ifade yok. Hatta birinde içki ve kumar ın faydalarının da olduğu ama zararının faydasından daha fazla olduğu söyleniyor. En son verdiğim ayette ise yasaklanıyor.
Peki Allah niçin direkt olarak '' İçki yasaktır?'' demiyor? Bunun bir hikmeti olması gerekmez mi?
Allahın güncelleme gibi bir şeye ihtiyacı olmadığına göre acaba neden böyle bir güncelleme yapmış? Bizlere bu konuda örnek olmak için olamaz mı? Yani Kur'anın kesin hükümleri dışındaki konularda zamana ve şartlara göre yeni hükümler konulabilir'' demiş olamaz mı?
Basit bir örnek: '' (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları dövün. '' Ayeti bugün artık '' Hayır orada dövün diye bir kelime yok. Diye tefsir ediliyor.
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam, çok müşkül durumdaki insanlar en başta gelir kendisini güncellemede...
Yalnız, bu nokta oldukça sofistike bir nitelik arz eder...
Bu noktanın şifresi ise 'öz'dür...
Yani, özü gözden kaçırırsak, güncellemeyi nitelemek mümkün olmaz...
Dolayısıyla, sizin sıraladığınız güncelleme örnekleri, Türkiye'nin geldiği noktada özün gözden kaçırıldığı örneklerdir...
Mesela, Türkiye'in bir ateş çemberinden çıkmaya çalıştığı süreçte, sanki bu kadar badire atlatılmamış, bu atlatılmada bu millet eskisinden çok daha bilinçli, fedakar davranmamış, daha kapsayıcı bir konsensüsü hak etmemiş gibi davranan bireysel ve/veya grupsal özneler (mesela, küçük bir parti) özü (ateş çemberinden çıkma sürecini) gözden kaçırdığının ve bunun da neye malolacağının farkında değilmiş gibi yapabiliyor...
O küçük partinin liderinin gördükleri ilgiden sevindirik olmuş halleri ve söylemine yansıyan özden yoksun tutumu, anlatmaya çalıştığım durumun ciddiyetini yeterince resmediyor...
Öyle ki, böylesi özneler 'düşmanların ilk önce kale kapılarını açan haini halletikleri' gibi basit bir imgeden bile yoksun olduklarını anlamıyorlar, anlamayacaklar...
"İlle de odunumun parası" diyen şizofrenleri saymıyorum bile...
Ne denir; "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın"...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Eğer '' ben bir kez arkadaşlar demişim. Emekli oluncaya kadar da arkadaşlar diyeceğim'' deseydim ne ben emekliliği görürdüm ne de onların pek çoğu mezun olmayı.
Bozuk plak gibi hep aynı yerde takılmanın anlamı yok. Değişmek lazım.
Selam ve sevgiler.
Sami ağabey, ben hemen hemen bütün Arap ülkelerinde kaldım.
Çoğunluk olarak hala yemeği elleriyle yiyorlar.
Yani bizim gibi öyle suyuna bandırma falan değil, her yemeği elleriyle yiyorlar. Örneğin; pilavı elleriyle toparlayıp öyle yiyorlar. Ki zaten pilavdan yapılan mendi diye bir yemekleri var. Bir gün etli mendi, ertesi gün tavuklu mendi, daha ertesi gün balıklı mendi, adamlara kaşığı gösteriyoruz, yok böyle daha iyi diyorlar.
Demek istediğim bazı kültürel kemikleşmiş alışkanlıkları güncellemek, deveye hendek atlatmaktan zor galiba
Selamlar saygılar
sami biberoğulları
Doğru güncellemeler yapılırsa Türk Milleti onu kabul eder. Güncellemeler yanlış olursa kabul görmez.
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam. Enteresan bir yazı kaleme almışsınız, okuyunca daha bir fark ettim. Meğer ne çok değişimler olmuş hayatımızda. yani moda deyimi ile Güncellemeleri görüp tanıklık etmişiz.
Aslında insana tuhaf gelse de doğal ve sağlıklı olanı da bu galiba, nasıl ki dünün teknolojisiyle bugünün teknolojisi bir değilse,dünün insanının olanakları gereği yaşamın her alanında değişen gelişen olayları algılama biçimi de doğal olarak bir değil yani bir başka deyişle dünün bazı değerlerinin günümüzde Tabu olarak görülmesi gibi,
Sanırım asıl sorun, dünyadaki ve yaşamdaki (olumlu) değişimlere kapalı olmak ve geçmişe takılıp kalmak da. Böyle olunca da değişme ve gelişme kapalı olan statükocu insanlarla diyalog kurmak da pek kolay olmuyor. Bir Rus atasözünde olduğu gibi "insan ne kadar hayal kurarsa kursun, hayat kendi gerçeklerini kabul ettirir" Dolayısıyla, tartışmasız bir gerçek var ki gelecekte, geçmişe takılıp kalanlar değil, her alanda gelişime açık toplumlar değişen dünya düzeninde söz sahibi olacaklardır.
(Değişimi ve gelişimi beyni ile cinsel organı yer değiştirmiş gelişimi müstehcenlik sanan insanların oluşturduğu toplumlar, bu kapsamın dışındadır)
Sanırım, değişme ve gelişme kapalı olan toplumlardaki en temel sorun, insan hakları ve demokrasi kültürünü geliştirememiş olmalarından kaynaklanan Özgüven eksikliğidir.
Saygı ve sevgilerimle
Den(iz)
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Oldukça uzun bir aradan sonra seni tekrar sitede görmüş olduğumdan dolayı son derece mutlu oldum. Hoş geldin.
Bazı vatandaşlarımız maalesef yıllardır hep oldukları yerde saymayı marifet sanıyorlar. Oysa kendileri de en azından kılık kıyafetleriyle, kullandıkları araç gereçlerle oldukça büyük bir değişimin içindedirler. Hiç kimse 1990 lı yıllarda kullandığı takoz cep telefonunu kullanmıyor mesela. Hiç kimse telefon numarasını isteyen birine ev telefonunun numarasını vermiyor mesela...Örnekleri çoğaltabiliriz. Kısacası her birimizin zaman içinde bekareti bozulmuş. Lakin bunlar hâla '' ben el değmemiş bakireyim'' pozlarında. İşte bunu anlatmaya çalıştım aslında.
Selam ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
İlginize çok teşekkür ederim. Sağ olun.
Saygı ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Saygı ve sevgilerimle
Sevgili hocam;
Yazınızda Atatürk'ün bir yeri olduğunu düşünmüyorum. Verdiğiniz örnekle kıyaslama yapmış oluyorsunuz ki kıyasladığınız yere bakınca oldukça manidar durmuş. Ya da düzelteyim eğreti durmuş... hiç alakasız!
Diğer yazdıklarınız sizin fikriniz ve bakış açınızla harmanlanmış kişisel tespitlerdir. Bu da fikirler sizin olduğu için sizi bağlar.
Son olarak içeriğin edebiyata katkısı ne oldu?
Hocam sizi özlüyoruz ama bu tür yazılarınızı sevemedim bir türlü...
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Bu yazıya Atatürk'ten örneği özellikle koydum. Hatta en son bölümde dikkat edersen Kur'andan da örnek verdim.
Şu sebeple: Bir insan her zaman ve her durumda hep aynı şeyleri söylemez. Zamana ve şartlara göre söyleyecekleri değişebilir. Hatta değişmelidir de. Dün düşman dediğine ömür boyu düşman demek zorunda değilsin. Şartlar onlarla dost olmayı gerektirir, söylemini değiştirirsin. Hatta Atatürk olsan bile. Hatta Allahın kelamı Kur'an olsan bile...( O ayetleri kasıtlı olarak yazdım )
Diğer yazdıklarım bir fikir değildir aslında. Tespitlerdir.
Yazdığım yazının edebiyata hiç bir katkısı olmadı. Zaten yazarken böyle bir amaçla masa başına oturmamıştım.
Aslında anlamışsındır bu yazıyı neden kaleme aldığımı. Sen zeki bir insansın çünkü.
Bu tür yazılarımı ben de sevmiyorum. Keşke herkes sadece edebiyat yapsa da ben de de edebiyat yapsam.
Selam ve sevgilerimle.