ARKA SOKAKTAKİ KIRIK KANEPE
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Güvenilmek, sevilmekten iyidir.
GEORGE MACDONALD
…
Kimsenin kimseye bir merhaba diyecek kadar bile güveninin kalmadığı şu zamanda hangimiz ben şu kişiye kendimden bile çok güveniyorum diyebilir ki. Bir an olsun elinizi binlerce kandırmaca ile dolu fıçının içinden çekip kalbinize doğru uzatın lütfen ve tüm içtenliğinizle sorun kendinize şu soruyu, güven kelimesi ile yan yana getirdiğinizde sırıtmayan bir varlık var mı hayatınızda?
Yakından ya da uzaktan uğramış bile olsa, eğer cevap evet ise boşverin şu yazıyı okumayı da kalkıp o kişiyi arayın hemen. Arayın ve şunu söyleyin ona: Öylesine aradım, hiçbir sebep yoktu aramak için, hiçbir isteğim de yok senden, sadece sesini duymak istedim ve aradım… Bu yaptığınız karşısında şaşkın bir tepkide bulunmasına aldırmayın ve telefon ahizesini yerine koyarken içinizde beliren o çok farklı duygunun tadını çıkarın…
Bir güneş gözlüğü bile insanın birçok gizini örterken, insanlar birbirlerinin gözlerinin içine bakmaktan korkar hale gelmişken ve hepimizin arkamızda bir çift gözü daha çıkmışken güvenden kim bahsedebilir ki bana…
Söz konusu güven olunca hep aynı benzetmeyi yapar kalemim. Dış cephesi yoldan geçenlere gösterişli görünen ve sanki her türlü depreme göğüs gerecekmiş gibi güvenli duran bir beton yığınına benzer bütün ruhlar. Mutlaka her birinin bir ömür boyu yaşamak istediği bir şehir vardır ama aksine hepsi de nefes alamadıkları şehirlere dikilmiştir mühendisleri tarafından. İnşa edilirken en çok güvendikleri de mutlaka birer parçalarını çalmıştır kendilerinden…
Ön sokaklarına bakan taraflarını yoldan her geçene göstermelerine (üstelik farklı göstermelerine) rağmen arka sokaklarını hep gizlerler herkesten… Oysaki neler gizlidir aslında o arka bahçelerde… Zira yoldan geçenlerin de işine gelmez arka sokakları görmek… Merak etmezler hiçbir zaman ve sadece kendilerine gösterilenlere inanmak istercesine yollarına devam ederler…
Söyler misiniz bana, arka sokaklar yalnız kediler için midir? Ruhumuzun arka sokaklarında kedileri gereğinden fazla besleyip şımarttığımız halde neden başkalarının bu sokaklara girmesini engelleriz?
Belki kirimiz belli olmasın diye, belki dağıttığımız ruhumuz gün yüzüne çıkmasın diye…
Belki de sokaklar dile gelir de konuşur diye…
Arka sokağımda çürümeye bırakılmış kırık bir kanepe var şimdi, kim bilir kim tarafından ne zaman atılmıştı oraya… Ben bile hatırlamıyorum artık…
Eskimeden önce insana saflık hissi veren bembeyaz bir kaplaması vardı kanepenin… Şimdilerde ise insanlar tarafından hoyratça kullanılan kanepe kirden görünmeyecek halde ve simsiyah… Üstelik her türlü ağırlığı kaldıracak kadar güçlü de değil artık, bir tarafı kırık… Yastıkları ise çoktan çalınmış…
Bazen bir sokak kedisi uğrar o arka sokağa ve kıvrılır kalır o kırık kanepeye. Neden arka sokaklar sadece o kediyi kabul eder bilir misiniz? Çünkü güven duygusu kaybolmuş bir insan ancak güven duygusu kaybolmuş diğer bir canlıya güvenebilir…
Güven duygusunu kaybetmiş, güvenmeyen, güvenilmeyen, arka sokakları terk edilmiş birer beton yığınıyız artık… Ansızın gelen bir depremin bizi alıp götürmesini bekliyoruz usulca…
Bahçemizde bir sokak kedisi, bir kırık kanepe ve anılarla…
Pelin…
Ekim 2008
YORUMLAR
Yakından ya da uzaktan uğramış bile olsa, eğer cevap evet ise boşverin şu yazıyı okumayı da kalkıp o kişiyi arayın hemen. Arayın ve şunu söyleyin ona: Öylesine aradım, hiçbir sebep yoktu aramak için, hiçbir isteğim de yok senden, sadece sesini duymak istedim ve aradım… Bu yaptığınız karşısında şaşkın bir tepkide bulunmasına aldırmayın ve telefon ahizesini yerine koyarken içinizde beliren o çok farklı duygunun tadını çıkarın…
umut.......
Güven duygusunu kaybetmiş, güvenmeyen, güvenilmeyen, arka sokakları terk edilmiş birer beton yığınıyız artık… Ansızın gelen bir depremin bizi alıp götürmesini bekliyoruz usulca…
Bahçemizde bir sokak kedisi, bir kırık kanepe ve anılarla…
ve gerçek......
tebriklerimle.....
evet güzel bir yazı,kimimize göre çok haklı ,kimimize göre karamsar...
benim güvenebileceğim bir insan var gerçekten hayatımda...o da bana çok güvenir biliyorum,ama kalkın arayın demişsiniz ya onu yapamam:)
benimki farklı biraz,bir ara paylaşırım yazılarımda...
ama bu yazı farkında olup da inadına reddettiğim şeyleri gene karşıma çıkardı...
yüreğinize sağlık...bu tarz yazıları seviyorum,ben de yazıyorum bazen...
toplumda güven sorunu mu?kesinlikle var,yanında da önyargı bedava...
sevgiler...
Kimsenin kimseye bir merhaba diyecek kadar bile güveninin kalmadığı şu zamanda hangimiz ben şu kişiye kendimden bile çok güveniyorum diyebilir ki. Bir an olsun elinizi binlerce kandırmaca ile dolu fıçının içinden çekip kalbinize doğru uzatın lütfen ve tüm içtenliğinizle sorun kendinize şu soruyu, güven kelimesi ile yan yana getirdiğinizde sırıtmayan bir varlık var mı hayatınızda?
************************************************************************
Gerçekten güven eksikliği var,insanımızda...Ama biz de aynı toplumun üyeleri değil miyiz.Yakın çevreme çoğunlukla güveniyorum ve benim kendisine güvenmediğim yakınlarım bile bana güvenirler.Hep müşahade ile gördüm ve görmeye devam ediyorum.....
Bir insana her konuda güven olur mu...hayır...Herkesin hayat anlayışı,çözümleri,imkanları,ahlakı,inançları farklı olduğuna göre her konuda güven olmaz.Gençtir hata yapar,yaşlıdır şu konuda çaresiz kalır....
Yazıdaki dil çok güzeldi.
Kurgu da öyle.
tebrik ederim....
Bazen bir sokak kedisi uğrar o arka sokağa ve kıvrılır kalır o kırık kanepeye. Neden arka sokaklar sadece o kediyi kabul eder bilir misiniz? Çünkü güven duygusu kaybolmuş bir insan ancak güven duygusu kaybolmuş diğer bir canlıya güvenebilir…
---------
Bu günün acı gerçeğini sermiş acımasızca önüme yazın.ben ısrarla güvenmek istiyorum. güvensiz stresli bir dünyada yaşamak istemiyorum asla. ne zor gülen dost yüze içinden şüpheyle bakmak biliyormusun. kendinden nefret ediyorsun. utanıyorsun bu düşünceleri kovmak istiyorsun kaffandan. ne acı güvendiklerin de hiç düşünmeden sırtından vurduğunda acımadan ha işte diyorsun bak güvenme dost görünen kalleşlere.
beni çook yaralayan bir konuydu değindiğin acıtan...ellerine sağlık. ders verişi güzel alana...kutluyorum.
güven her geçen gün eriyor , yok ediliyor evet...hatta insanlar artık eşine , kardeşine bile güvenemez hale geldi...
hayat bu hale getiriyor gibi saçma bahaneler üretenler , güven duygusunu zedeleyen insanları savunanlar da var... ki bunlar belkide en tehlikeli ve uzak durulması gereken insanlar(çevremde çok şükür yoklar:)
bir de şu var...hayat bizi paranoyak haline getiriyor...öyle bir dünya oluşturduk ki...yakında filmlerdeki sahneler yaşanacak gibi geliyor...
çok konuşacağım en iyisi susayım (:
sağlıcakla kalasın öğretmenim...
Arka sokaktaki kırık kanepe makalenizi okumağa başladığımda ,karşılaşacağım sondan bu denli etkileneceğimi kesinlikle bilemezdim.Her satırı yuttuğumda ne anlatmak istediinizi artık iyice anlamıştım.Kaybettiğimiz tüm değerlerimizle sayenizde bir kez daha yüzleşmiş oldum ve insan hayatının en ucuz olduğu ülkemizin yaşanmış onlarca
deprem gerçeği il irkildim ...Can kayıpları gelip/geçti gözleerimin önünden.....Sonra Titanic'te yaptığım o kabus dolu yolculuk sonucu buzul kayalıklara çarparak ayıldım işte o an da ayzberglerin görünmez yüzü ve yazınızın benzerliği ile başbaşa DANIŞ.Kaleminize sağlık dünler adına ..beklenen ürkütücü yarınlar adına ...
Bu denli ümitsiz olmamalı..Güvenlik sorunu Tanrı'nın dışında herkes için sözkonusu,bu tamam,ama,güven duymadan yaşamak imkansızdır.Bitirir insanı.Hayatımızı günü birlik yaşarken aslında biraz da bunu yaparız.Tuğla tuğla dostluklar öreriz.Çünkü bunlara illaki bir gün ihtiyacımız olacak.En fazla da ölürken başınızda bulkunacak bir veya iki dostunuz bulunmalı.Kıyısından döndümde değerini bilirim.Çok şükür hakiki dostları olan biriyim.Arkadaş çok ama,dost başka bir şey.Ya..Gözlerinizin ta arka bahçesini görerek sizi anlıyorum diyen dost.Olmalı...Kutladım efendim.Tam puan.Selam,saygı...
çok güzel bir anlatım olmuş ve tamda üzerine geldi.az önce kaba tabirle bir kazık yedim.önemsediğim birinden.şimdi canım öyle çok acıyor ki,ciğerlerimin sızladığını hissediyorum.
oysa ben kötü birşey yapmamıştım.güvenmiştim,inanmıştım.Ahh bazen unutuyorum.Kimseye hiç kimseye benim dışımdaki birine güvenmemem gerektiğini unutuyorum.Ama bazen muhtaç olduğumu hissediyorum.Birilerine güvenmek ihtiyacı.Sonra dannn...işte gerçekler.Güvende neymiş.gemisini yürüten kaptan.