- 3734 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Sakalına Karışmış Umut Dolu Tebessümler
Yapılan hatalar, yerine konmaya çalışan sevdalar ve sanki bir gün, gelecekmişsin korkusuyla yaşayan,hayatıma giren kadınlar...bakma bana öyle, seni anlatmıyorum onlara bile...adını bile ağzıma almıyorum...büyük bir sevgiyle sarıyorum onları,büyük bir şefkatle...fakat hiç biri sen olamıyor,kurcalıyorlar geçmişimi...oysa bunu sen yapmazdın,sormazdın geçmişimi,kurcalamazdın önceki sevdalarımı ...ama bunlar öyle değil;hepsi bir gün mutlaka soruyor,daha önce birini sevdinmi diye;açıyorlar zorla kapattığım yaramı...bilirsinki yalan söyleyemem ben,dalarım o an hayaline , durgunlaşırım,ince kan sızar sol gözümden yüreğime...ve istemeden kırıyorum, seni kurcalayan o masum kadını..
Kısır bir döngüye girdi sevdam,buğulanan camlarda ismini yazmaksa anlamını yitiriyor..geçmiyorsunki artık evimin önünden.görmüyorsunki odamın buğulu camlarını...nerdesin diye sormuyorum sana nerde olduğunu biliyorum çünkü...ellerin olduğunu kabul etsede yüreğim tırnaklarım kabul etmiyor gidişini...kazıyor duvardan düşmeyen resmini....
Oysa ne güzel gitmekteydi her şey;sonu güzel biten masalların, prensesi yapıyordum onu...ama bu onlara fazla geliyor,kurcalıyorlar içimde kanayan seni..sonra ayrılıyoruz...elimde bir kaç şişe bira,gözlerimde dinmeyen yaşlarla,yüreğimde derin bir sızıyla ,giriyorum havasızlıktan kokmuş evimeı...ışığı bile yakmadan atıyorum kendimi bulduğum ilk odaya..belli bi süre sonra gözlerim alışyor karanlığa;açıp bir bira,odamın camından, dışardan geçen insanları seyrediyorum...köşe başında sızmaya çalışan şarapçı bir adama ilişiyor gözlerim..onun haberi olmadan dertleşiyorum onla...sanki oda hissediyor; bir süre sonra bakıyor ona baktığım cama...kaldırıyor şarabını camıma şerefe der gibi..anlıyorum;gitmem gereken yer orası..bu gecem orada geçmeli...atıyorum kendimi sokağa,tekelden iki şişe köpek öldüren alıp,oturuyorum şarapçının yanına..sakalına karışmış tebessümlerinde ne kadar umut dolu bir görsen,utanıyorum yaşadığım hayattan..anlatmaya başlıyor daha ben sormadan neden bu kadar içiyorsun diye...evliymiş bir zamanlar, iki kızı varmış,birini hem maddi sorunlardan,hem sosyal güvencesi olmadığından,lösemiye kurban vermiş...karısı daha fazla dayanamamış,öbür kızını alıp gitmiş,izini kaybettirmiş... ama kızgın değilim diyor adam.haklıydı karım diyor,öbür kızımıda kaybedersem yaşayamam diyordu..bana deli gibi aşıktı..ama aşk karın doyurmuyorki be abi..oda kaçtı diyor.ama bir gün her şey çok güzel olacak, dönecek biliyorum diyor...hiç umudunu kaybetmeden bekliyor...utanıyorum o an kendimden..seni o kadar sevemediğim için..sakalıma karışmış umut dolu tebessümler biriktiremediğim için...ve sızıyor şarabın son damlasını alamadan şişeden...sakalına karışmış umut dolu tebessümüyle...
Telefonum çalıyor o anda;bir mesaj geliyor ondan..biz hala sevgilimiyiz diye...cevap yazmaya gitmiyor elim, susmak istiyorum...ama içimde ki hırsıma yeniliyorum..ve mesajına sen nasıl görüyorsan diye,acımasız bir mesaj atıyorum...ve dalıyorum varlığının olduğu andaki hayaline...seni ne çok özlemişim...ama yoksun artık ve olmayacaksın biliyorum...
Yoksun...odamın duvarları sen kokmuyor...burnuma çarpmıyor taze demlenmiş çayın kokusu..koyu bir sensizlik hakim odama...anlıyorum..yoksun ..
Yoksun..yatağımın sen tarafı buz gibi...elbiselerimi ütülediğin ütünün buhar, sesi çınlamıyor kulaklarımda...garip bir hüzün kaplı kalbim..ağlıyorum..yoksun
Yoksun..saat işe gitme saatimi çoktan geçmiş..dudaklarımı nemlendiren öpücüğün yok kupkuruyum..derin bir sancı bedenimde...dalıyorum..yoksun...