Yönetimde Kadın Olmak
İnsanlığın var oluşuyla beraber. Kadınlar ve erkekler birlikte yaşam mücadelesi vermişlerdir. Ailede eşit hak ve görevlere sahip olmuşlardır. Zamanla güce gereksinim duyulan işlerde erkeklerin başarılı olması nedeniyle fiziksel gücün önem kazandığı o dönemde kadın ve erkeğin arasındaki denge bozulmaya başlamıştır. Kadın çok çalışmasına rağmen toplumda erkeğe göre daha az yer edinmiş. Erkek ise, fiziksel gücü sebebiyle daha saygın ve daha önemli bir yer edinmiştir. Erkekler kadınları; muhtaç, bağımlı, pasif vb. özeliklerle nitelendirmişlerdir.
Zaman içinde kadının iş yaşamındaki statüsü yavaş yavaş yükselmeye başlamış. 1900’lü yılların başlarında kadınlarda erkeklerle beraber yönetim kadrolarında azda olsa yer almaya başlamışlardır. Günümüze kadar kadınlar, yönetimde artarak rol almışlarsada erkeklere göre çok azınlıkta kalmışlardır.
Eğitim yönetiminde kadın istihdamı konusunda genellikle kadının toplumdaki yeri ölçü olarak kabul görmektedir.
Genellikle toplumda, kadınların yönetimde nitelikli görevlere uygun potansiyeli oluşturup oluşturmadıkları tartışılır. Oysa ki kadınların ve erkeklerin yönetimdeki başarıları konusunda bir genelleme yapmak aldatıcıdır. Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda liderlik tutum ve stilinde cinsiyetten kaynaklanan farklılıklar olduğunu göstermemiştir.(Ferber ve diğerleri,1979) Yönetim kademelerinde kadınlar erkeklerden daha az nitelikli olmadıkları gibi (Tkach,1980) kadınların yöneticilik konusunda bazı üstün özelliklere de sahip oldukları kanıtlanmıştır. Bu farklılıklar kadınların başarılı yöneticiler olma olasılığını arttırmaktadır.(Reif ve diğerleri,1925)
Bazı araştırmacılara göre kadın ile erkek arasındaki biyolojik ve pskolojik farklar onların yönetimdeki performanslarını etkileyebileceğini belirtmektedirler. Buna göre erkekler sağ ve sol yarı kürelerden oluşan beynin sağ yarı küresi etkisinde olduklarından yaratıcı ve görsel konularda güçlüdürler. Kadınlar ise sol beyin yarı küresi etkisinde daha çok sözel ağırlıklı üstünlük taşırlar yani kadınlar olaylara daha geniş açıdan bakarken, erkekler ayrıntılarda daha güçlüdürler.
Kadınlar kişiliklerini geliştirirken; insanlarla ilişki kurarlar, geliştirirler ve devam ettirirler. Erkekler ise bağımsızlık ve başarı ile kendilerini geliştirirler. Bu nedenle erkekler daha çok rekabetçi ilişkilere yönelirken, kadınlar iş birliğine yönelirler.
Bu nedenledir ki kadının iş birlikçi özelliği liderlikte değerli bir etkendir. İş birliği, takım oluşturmak için kesinlikle gerekli olan bir ögedir. Kadınlar yönetimde takım çalışmasına ve başarısına yönelirler. Grubun tüm bireylerine önem verirler ve katılımını sağlarlar. Böylece bireysel başarı değil takım başarısı kadın yöneticiler açısından daha değerlidir. Ayrıca kadınların insan ilişkilerine önem vermeleri, onların liderlik özelliklerini de olumlu yönde etkiler.
Kadınlarımıza saygıyla...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.