42
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2781
Okunma
Sabah uyandım.Üç kere geğirdim. Tuvalete her zaman ki yoldan gittim. Önce yüzümü yıkadım.Sonra dişlerimi fırçaladım. Yüzümden akan sularla biraz aynaya baktım. Bir daha geğirdim. Akşamdan kalınca çok boktan oluyorum ben söyleyeyim.
Dil bilgisi kurallarını aksatmadan dilimi tabaktaki bala daldırıp iğrenç bir şekilde kahvaltı yaptım. Eskiden beri ben kahvaltıyı böyle yaparım söyleyeyim.
Yola çıktım ...İşe gittim... aklıma hep eski anılarım geldi. İçi dolu bir öykü paylaşmak için hepsini buraya yazardım ama az önce elimi burnuma soktum. Sümük sevmezsiniz diye paylaşmak istemedim.
Gittiğim yolda hiç tünel olmamasına rağmen aklıma yapılması gereken bir uyarı geldi. Tünellerin girişlerine güneş gözlüklerinizi çıkarın yazmaları gerekir. Bence bu çok önemli.Dalga dalga yayılan fikirler birbirine karışıyor gökyüzüne tırmanıyordu.. Ama hiç merdiven yoktu.
Arabayı durdurup kafamı bulduğum ilk duvara vurdum. Bir daha vurdum. Sonra bir daha vurdum... İşte tam o anda balkonlarda asılı olan çamaşırları gördüm.. esen yelle üfür üfür üfürdüyorlardı. Çok duygulandım.Eskiden buralar hep dutluktu... Şimdi dut desenli donlara bakıyoruz...
Yolda yürürken giydiğim naylon çorap yüzünden bacaklarım kaşındı... Ama hiç kaşımadım. Bir direk görünce gidip bacağımı ona sürttüm. İnanmayacaksınız ama çorabım kaçmadı.
Şimdi ben tüm bunları yazınca harika bir öykü yazmış oluyorum. Okuyan herkese teşekkür ederim.
Ha unutmadan şimdi burnumda sümük yok.
Deniz...
Sevgilerimle...