- 486 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir başka 8 Mart
Adam televizyon karşısına oturmuş çerez yiyordu. Ağzına attığı parçayı yutmuştu ki öksürük tuttu. Yüzü kızardı. Panikle ayağa fırladı. Salonda bir sağa bir sola seğirtti. Boğazını temizledi. Derin bir nefes aldı. Rahatlamıştı. Kanepeye uzanıp kapıya doğru seslendi. “Çay oldu mu?” Mutfaktan cevap geldi. “Oldu canım, dolduracağım.” Adam çerez tabağına baktı ama eli gitmedi. Yanına kızı geldi. “İyi misin baba?” Adam başını sevip yanına oturttu. Haber spikeri 8 Mart Dünya Kadınlar günüyle ilgili haberi okurken çocuk merakla “Kadınlar gününde ne olmuş?” diye sordu. Adam televizyonun sesini kısıp ilgiyle “8 Mart 1857’de ABD’nin New York kentinde dokuma işçilerinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlamasından” konuya girip “Polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçinin can vermesine,“ kadar anlattı. Çocuk soluksuz dinledi. Babasının lafı bittiğinde elinden tutup kaldırdı. “O zaman çayları sen dağıtabilirsin.” Adam gülümseyip yerine oturdu. “O başka bu başka.” Çocuğun suratı asıldı. Annesinin yanına giderken adam seslendi. “Kızım, çayımı getirir misin?” “O başka bu başka.”