- 518 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN GİDERİM BATUM'A, (1)
BEN GİDERİM BATUM’A, BATUM’UN BATAĞINA...!
Bizim Batum dediğimiz.Gürcü’lerin, Acara’ların Batumi dediği bu şehrin havaalanına inişimizde,bu eski türkü sözleri aklıma geldi... mırıldandım. Bizim türkülerimizde adı geçen bu şehir,bizden bir şehirdir diye düşündüm.
Şehrin eski bir Osmanlı beldesi olması, kurtuluş mücadelesinde, istemesekte elimizden çıkmış bulunması, karadenizdeki sınırlarımızdan hemen yirmi kilometre ötesindeki bu liman kentinin bizim olmaması, beni hakikaten çok üzdü. Zira bu şehir de tıpkı Musul ve Kerkük gibi, Milli Misak’tı.
Rehberimizin anlattığına göre,Batum, sularının bolluğu neticesi,bataklığı bol olan bir yermiş. Ancak, şu an öyle bir bataklık görmek söz konusu değil. Günümüzde Kafkaslara ve yakın bölgesine kumar turizminin yaygınlığı sebebiyle LAZ-VEGAS olarak nam saldığını yine rehberimiz hanımefendiden öğreniyoruz.
Özellikle yaz aylarında, normalde 180.000 (yüzseksenbin) olan Batum nüfusunun, 400.000 (dörtyüzbin) civarına eriştiğini, Karadeniz sahillerinde en uzun plajların bu şehirde olması sebebiyle bu nüfus yoğunluğunun oluştuğunu öğreniyoruz. Batum’daki gösterişli mimari özellikli binalara bakarak, buranın zengin bir belde olduğunu düşünüyoruz.Tabii Batum Limanının, Azeri petrolünün, Avrupa’ya ve tüm dünyaya sevk adresinin olduğunu da notlarımıza düşüyoruz. Batum, görülmeye değer BOTANİK BAHÇESİ ile, muazzam bir görüntü veriyor. Batum’un 9 km. kuzeyinde bulunan bu şaheser mekan,dünyanın bir çok farklı bölgesinden 2000 (ikibin) civarında farklı sınıftan odunsu bitki çeşidiyle 1880’li yıllarda oluşturulmaya başlanmış.
Özellikle geceleri hem kumar turizmi, hem de fuhuş turizmiyle bu şehrin, bataklıktan batakhaneye doğru bir yol aldığını söyleyebiliriz. Yani bir zamanlar bizim olan Batum, artık bizden bir Batum değil.
Batum’da özellikle ALTIN POST heykelinin, ALFABE kulesinin, TİYATRO binasının, AŞK heykelinin ve buna benzer birçok mimari güzellikteki eserlerin bulunduğu Avrupa meydanı’nından bahsetmesek olmaz.
AYSİAD(Denizli-Avrasya Yönetici Sanayici İş Adamları Derneği) kafilesi olarak, bizlerin de bir öğle namazı kılmamız nasip olan, Batum’un tek camisi olarak, ban de burdayım dercesine,mahsun duran Batum ORTA CAMİSİ, sanıyorum hepimizin aklından hiç çıkmayacak.
Eski bir Osmanlı toprağı olan Batum mutfağının, Türk mutfağıyla da benzerlik taşıdığını öğreniyor ve notlarımız arasına kaydediyoruz. Tarihi kaynaklar, Batum ve çevresinin Taş devri’nden itibaren yerleşik olduğunu, taş ve bronz devirlerine ait buluntuların ÇORUH HAVZASI ve etrafında keşfedildiğini, yine bu bölgede İskitlerin ve Amaozonların yaşadığını da rehberimizden öğreniyoruz. 1549 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilen Batum, 331 sene Osmanlı idaresinde kaldıktan sonra, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı,yani 93 harbi savaş tazminatı olarak, Berlin anlaşması neticesi Ruslara bırakılmış.
Batum’daki bir günlük gezimizden sonra, SARP sınır kapısını geçip Karadeniz sahil yolundan otobüsümüz ilerledikçe, gerçek bir cennet köşesinde olduğumuzu fark ediyoruz. Hele Kaçkar dağlarına yönelip,Ayder Yaylasındaki o yeşilin her tonuyla bezenmiş ağaçların, keskin derelerinden azgınca akan akan suyun yarattığı görüntü bizlere muazzam bir duygu ve hayranlığa götürdü.
’YEŞİL’İN HER TONUNA KOŞTUK AYDER’E
BU YAYLADA COŞKUN AKAR HER DERE’
’AYDER YAYLASI ÇOK HARİKA, BAMBAŞKA
BU GÜZELLİKLER İÇİNDE İNSAN, NASIL GELMESİN AŞK’A’
Gecikmeli öğle yemeği için girdiğimiz FIRTINA DERESİ’ndeki azgın sularda RAFDİNG sporu yapanların görüntüleri, yüreklerimizi ağzımıza getirdi. Yediğimiz, yöreye has MUHLAMA ve tereyağda kızartılmış ALABALIK, tedılmaya değerdi.Yemekten sonra içilen çaylar ve tulum eşliğinde hep beraber atılan HORON, günün yorgunluğunu giderdi. Akşam vaktinde Ayder’deki otelimizdeydik. Ayder gerçek bir tabiat harikası. Kaldığımız otel üç gün önce başbakanımız tarafından açılmış, ve bu otelde bir gün konaklamış...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanımız Faruk Çelik bey, ailesiyle birlikte kısa bir tatil için burayı tercih etmiş.
AYSİAD grubumuzdan TANER ATİLLA Bey’in görüşme talebini geri çevirmedi. Uzun bir sohbetimiz oldu. İş ve çalişmea hayatımızla ilgili sorunlarımızı dinledi. Sorularımızı cevapladı. Görüş,düşünce ve uygulamalarından bahsetti. Bizler için unutulmaz bir anı oluştu. Gerçekten tatilde olmasına rağmen, bizlere bir saatten fazla bir zaman ayırarak bir devlet adamındaki mütavaziliğin güzelliğini göstermiş oldu.Kendilerine teşekkür ediyoruz.
’KALDIĞIMIZ OTEL GAYET TEMİZ VE GÜZELDİ,
BAŞBAKANIMIZ KALMIŞ, ODASI KEMAL YAMUÇ’A ÖZELDİ.’
Gezimizin üçüncü günü kısa bir Ayder yürüyüşünden sonra, hedefimizde RİZE’yi görmek vardı.Otobüsle Rize’ye doğru ilerlerken,Rize’ye hayat veren, yamaçlardan tepelere kader uzanan ÇAY BAHÇELERİ’ni ve çay toplayan peştemallı kızları hayranlıkla izledik.yanlarına giderek onlarla birlikte çay toplamanın zevkine vardık. Onlara eşlik ettik,fotoğraflar çektik. Yeşillikler birbirinden epey mesafeli, ahşap, zaman zaman da modern denebilecek görüntüde villa tipi evlerle bölünüyordu. Bu evlere hangi yoldan, hangi vasıtalarla ılaşıyorlar hala aklım almadı. Karadeniz’de, gezi boyunca özellikle derelerdeki taş köprüler ve zirvelerdei ahşap camiler sıklıkla karşılaştığımız manzaralardandı.
Rize’deki en yaygın el sanatının dokumacılık olduğunu, RİZE BEZİ namıyla özellikle iç çamaşırlarında kullanıldığını ve kendir, kenevir lifler,nden yapılan bu bezin, Rize’nin tarihi bir değeri olduğunu öğreniyoruz. Girdiğimiz bir turistik tesiste Rize bezinin dokunuşunu seyrediyoruz.
Nihayetinde Rize’ye varıyoruz... Rize, tepe ve yamaçları üzerine kurulmuş. İlk durağımız Çaykur’a ait çay bahçesi. Otobüsümüzün park ettiği alandan çay bahçesine varmak için epey zaman harcadık.
’RİZE’NİN TEPESİNE YAYA ÇIKTIK. YORULDUK
BİR KAÇ BARDAK ÇAY İÇTİK DAHA ANCAK DURULDUK.
RİZE’NİN TEPESİNDE HAVA ÇOK SICAK VE NEMLİ
İÇTİĞİMİZ ÇAYLAR, TAVŞAN KANINDA, DEMLİ’
Doğrusu, Çay bahçesinin bulunduğu tepeden, karşı tepedeki Rize Kalesi’ni ve uçsuz bucaksız Karadeniz’i seyretmek bütün yorgunluğumuzu aldı, bitirdi.
Ya ARİF’im..
. ’ARİF OLSA DA İNSAN, BURALARDA HAYAT ZOR
BİZ EŞLİK EDİYOR GAZETECİ YAZAR, ARİF ZOR’
DEVAMI SONRA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.