- 762 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Sadece bir merhaba ile tanışmıştık
Sen ve Ben,
hayatın sillesini,acılarını dibine kadar yaşamış olan iki insan!
Neydi bizi birbirimizle karşılaştıran?
Şimdi soruyorum dostlar?
Kim bu sorunun altına cevap yazabilir ki?
Kimin lügatında bunu anlatabilecek,
kelimeler,cümleler mevcuttur.
Yoksa sorunun cevabı,sorunun içindemi saklı?
Yok,olmaz.
Acılardan cevap olurmu hiç?
Hayatıma nasıl girdin veya ben senin hayatına nasıl girdim.
Girince neler mi oldu?
Böyle oldu;
Senin gönül dergahından içeri,
bir MERHABA ile girdim ben.
Hayata dair umudum kalmamıştı,çok mutsuzdum.
Ne oldu anlayamadım,tuttun ellerimden.
Beni adeta yakaladın yüreğimden.
Hiç bırakmayacak gibi sımsıkı tuttun.
Sıcacıktın,ısıttın beni.
Müptelası olmuştum,senin o sımsıcak yüreğinin.
Beni öyle bir sarmıştın ki,bulutların üzerinde geziyordum.
Hayat artık anlam kazanmıştı,senin yanındayken.
O çöpe attığım tüm hayallerime can geldi.
Sen geldin ömrüme yar.
Hoşgeldin.İyiki de geldin.
Kışa dönmüş yaşantıma da,bahar havasında meltem rüzgarlarıyla tat verdin.
Şimdi cennet bahçesindeyim ben ve yanımda sen.
Hatırlarmısın?
Biz sadece bir MERHABA ile tanışmıştık.
Sana her bakışımda kendimi gördüm ben.
Aynada da kendime baktığımda seni.
Hani suya bakınca kendini görürsün ya,
İşte; sana bakmak suya bakmak gibiydi.
Berrak,tertemiz ve bir o kadarda masum.
Evet, hayatın acısını dibine kadar tatmış iki insanız biz.
Ama hayatın ta kendisiydi,bizi yakınlaştıran.
Çünkü ikimizinde gözlerinde nemli bulutlar vardı.
Gözyaşlarımız birbiriyle temas etti.
Sen ve Ben kısacası artık olduk BİZ.
Hatırlarmısın?
Biz sadece bir MERHABA ile tanışmıştık.
Recep Hamza
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.