- 585 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
• Bazı zaman soracak sual bulamazsınız ya”
işte öyle yakınıyorum…
Şurada şöyleydi, burada böyle insanlar tanırız ki, çıraklığından, kalfalığından taaa ki ustalığına kadar.
Bakınız bu yazımda söz nereye, hangi bir yere gelecek. Bir kuruluş düşünün, hakikate kalpleri de kafaları da kapalı sakat insan ya da insanlar tarafından ele geçirilmiş. Fakat, kuruluşunun kutsiyetinden dolayı pek çok sağlam insan gelmiş-geçmiş.
Şöyle etraflıca özetin özetini yazacağım ki, her insan az ya da çok kendini bilir. Hâl ve davranışlarının doğru ve ya da yanlış olduğunu akli selimle düşündüğünde anlar ve sıkıntıyı keşfeder.
Eli kulağındaydı geldi ikinci bir fakat, sağlam insan, hatasını-yanlışını fark ettiği yerde rücu eder ve o hatayı bir daha yapmamak için çare arar, çaba gösterir. Sakat insan da yanlışının farkındadır, nefsine yenik düşer ve değişmek için çare aramaz, çaba sarfetmez ve gayret göstermez.
Evet, sakat ve sağlam insan haricinde bir insan daha var ki, düşman başına. Neden diye sual eder gibisiniz. Buyurun, nedeni yanlışının farkındadır ama nefsine hoş gelen her ne var ise meşrulaştırmak için her şeyi bilgisini, konumunu ve hatta kutsalını kullanır.
Bu üç insan tipini de öğrenmek kabilinden, hani küçüklüğümüzde elbiselerimizi büyük alırlardı ki seneye de giyelim diye. Bende bu konunun şu önemini büyük yazayım ki, seneye de okuyasınız. (BİLGİSİNİ, KONUMUNU HATTA KUTSALINI KULLANAN) bu insandan kendinizi sakının.
Böyle bir dert ile sarardım, soldum
saçımı, başımı yoldum
Velhâsıl sağlam olan doğrudur kabul ediyorum
sakat olan yanlıştır reddediyorum.
Size bir şey daha diyeyim ki, bizim köy duruşlu masum düşüncelerim ile ben ülkemi bile sakınıyorum…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.