- 880 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
PARDON HOCAM ! SİZ SULTAN II. ABDÜLHAMİT'TEN Mİ BAHSEDİYORSUNUZ YOKSA SEYYAR TAYYARDAN MI?
Dünden beri ilişki ve mantık kurmaya çalışıyorum. Beynimi bir hayli zorluyorum ama nafile. Lakin söyleyen öyle eften püften biri değil. Koskoca bir bir Profesör. Yani bir bilim adamı. Koskoca Sakarya Üniversitesinin koskoca Fen ve Edebiyat Fakültesinin koskoca Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu. Yani benim gibi sıradan basit bir Tarih öğretmeni değil.
Evet, değerli hocamız Kütahya Belediyesince Hezar Dinari Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Vefatının 100. Yılında Ulu Hakan 2. Abdülhamid Han Konferansı"nda, Osmanlı’nın bıraktığı tertemiz miras ve öz geçmişin bir mirasyedi gibi yırtılıp atıldığını belirtmiş. Abdülhamid Han’ın, imkansızlıklardan dolayı gidemediği yerlerin fotoğraflarını çektirerek izlediğini anlatan Sofuoğlu, şunları söylemiş:
"Google’ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han’dır. Gidemiyor, ulaşım imkanları yok, gitse sorun olacak payitahtta. Ne yapıyor; fotoğrafını çektiriyor, izliyor. Oradan bir şey üretiyor. Google’ın ilk mucidi bu anlamda Sultan Abdülhamid Han’dır. ’
Şimdi tamam Sultan II. Abdülhamit döneminde icat edilen ve ’Alamet’ adı konulan bir robottan bahsedilir ki bu aslında semzezene benzetilmiş, kurmalı bir çalar saattir.( 2. Resim bu robotla ilgili gazete haberi. 3. Resim ise robot denen şeyin aslında nasıl bir şey olduğu. ) Her saat başında ezan okuyan bu çalar saat Yenikapı Mevlevihanesi saat ustası tarafından Sultan II. Abdülhamit’in emriyle yaptırılmış ve zamanın Japon İmparatoru Meiji’ye Ertuğrul adlı gemi ile hediye olarak gönderilmiştir. Kısaca II. Abdülhamit’in bir icadı olmadığı gibi öyle heyecanlanacak bir şey de değildir. Zira bu tarihlerden yaklaşık bin sene önce Harun Reşit, Şarlken’e benzeri bir çalar saati hediye olarak göndermiştir.
Yine Sultan II. Abdülhamit döneminde ilk deniz altının yapıldığı da söylenir. İşin aslı ise şöyledir:
Yunanlıların Türklere karşı kullanılmak üzere denizaltı satın almaları üzerine Sultan II. Abdülhamit de iki denizaltı satın alır İngiltere’den...
Osmanlı Donanması’nın ilk denizaltısı. Vickers&Armstrong şirketi tarafından İngiltere’de inşa edilip, parçalar halinde Osmanlı’ya getirilmiş, Taşkızak Tersanesinde monte edilerek denize indirilmiştir (1886). 1888 yılında...Bu denizaltılardan ilkine Abdülhamit, ikincisine Abdülmecit adı verilmiştir. ( 4.Resimde Abdülhamit adlı denizaltıyı görmektesiniz. )
Yani II. Abdülhamit ilk denizaltıyı icat etmediği gibi onun döneminde bir denizaltı icadı da söz konusu olmamıştır. Olan şey İngiltere’den iki denizaltı satın alınmasıdır.
Şimdi biraz değil bayağı zorlayarak ’ II. Abdülhamit ilk denizaltıyı icat etmiştir. İlk robotu o icat etmiştir’ Diyebilir miyiz? Der mi deriz. Ortada robotun da, denizaltının da resimleri var. Kim nereden bilecek her ikisinin de çok daha önce icat edildiğini. Sallar gideriz. Belge diye bir iki de Osmanlıca yazılı resim koyduk mu işlem tamam. Yani ilk robotu da ilk denizaltıyı da Sultan II. Abdülhamit Hamit’in icad ettiğini söylemek çok da mantıksız değil.
Seyyar Tayyar misali ’ Ben icat ettim’ Deyip bir masal uydurmak o kadar da zor değil. İllevelakin okey oyunundan tutun da pişmaniyeye kadar her şeyi icat etmiş olan Seyyar Tayyar bile sallayınca mantıklı sallıyor.
Evet, Seyyar Tayyar bile mantıklı bir şekilde sallarken koskoca profesörümüz öyle bir sallıyor ki mantık hak getire.
Hani sadece ’ Google ı Sultan II. Abdülhamit icat etti’ dese de başka bir laf etmese rahatlıkla ’ Olabilir ’ diyebilirim. Zira Kaiser II. Wilhelm’in ’Dünyadaki tüm akılların Yüzde 95 i II. Abdülhamit’te, % 4 ü bende, kalan %1 i de diğer dünya liderlerindedir’ Diye övdüğü II. Abdülhamit, bu dehasıyla Google ı icat etmiş diye düşünebilirdim ama sayın hocamızın yaptığı açıklamayı okuyunca resmen şok oldum.
Ben öğretmenlik yaptığım yıllarda bırakın lise öğrencilerini, ortaokul öğrencilerime ’ Çocuklar ! Google ı ilk icat eden II. Abdülhamittir. Gidemiyor, ulaşım imkanları yok, gitse sorun olacak payitahtta. Ne yapıyor; fotoğrafını çektiriyor, izliyor. Oradan bir şey üretiyor. Google’ın ilk mucidi bu anlamda Sultan Abdülhamid Han’dır.’ Deseydim sanırım ağızlarını bırakıp kıçlarıyla gülerlerdi bana ve şunları söylerlerdi dalgalarını geçerek:
- Yanılıyorsunuz Hocam. Google ı ilk icat eden Padişah II. Mahmuttur. Çünkü fotoğrafı olan ilk padişah odur. Dolayısıyla da bu fotoğrafa bakıp fikirler üretmek suretiyle Google ı ilk icat etme şerefi II. Mahmut’a aittir. Kesinlikle Avrupa askerlerinin fotoğraflarına bakmış ve yeni bir fikir olarak yeniçeri ocağını kaldırıp yerine Asakir-i mansure-i Muhammediye’yi kurmuştur. İstanbul yangınlarının fotoğrafını görüp ilk itfaiye teşkilatını kurmuştur. Avrupa gazetelerinin fotoğraflarını görmüş, ilk resmi gazeteyi çıkartmıştır vs...
-Hocaaammm. Fotoğraf makinesi II. Abdülhamit’ten çok daha önce icat edildiğine göre Google ı ilk icat eden fotoğraf makinesinin mucidi değil midir?
Veyahut da sorarlardı haylazlar:
- Hocaaam ! Google ı icat ettikten sonra en çok hangi siteleri tıklamış?
- Hocaam. Şehzadeler ev ödevlerini google dan print mi yapıyorlardı?
- Hocaaam. İcat ettiği google a ’El Gugul’ adını mı vermiş?
Hatta şunu bile sorarlardı:
-Hocaaam ! Siz Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’ten mi bahsediyorsunuz yoksa Seyyar Tayyar’dan mı?
Ebubekir Hocam ! Ben de merak içindeyim. Siz Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’ten mi bahsediyorsunuz yoksa Seyyar Tayyar’dan mı? Hani yani Tarih Profesörü olmak biraz olsun sorumluluk ve ciddiyet gerektiyor da o bakımdan sordum.
YORUMLAR
Değerli hocam, yağcılık, yalakalık olsun diye değil, ciddi ciddi düşünüyorum; devlet neden sizin gibi toplumu bilgilendiren, aydınlatan; sapmalardan, sapıtmalardan, araştırması, mantığı, muhakemesi ve entellektüel üslubuyla koruyan emek sahiplerine profesörlük payesi vermez?...
Emekli de olsa, "Benim işim bitti!" diye düşünen emeklilerden farklı olarak üretmeye devam eden ve sıradan, basit bir iş yapmayan vatandaşlarını neden farklı bir kategoride değerlendirmez?...
Aklıma yine aynı örnek-olay geldi...
Almanya'daki bir gurbetçimiz, bir yolun kenarındaki bir noktada bekçi imiş...
Birgün, arabanın biri, oradaki ahşap yön levhasına çarpıp, kırmış...
Bizim gurbetçi de tutmuş, o levhayı onarıp, eski işlevine kavuşturmuş...
Bir zaman sonra, Alman memurlar gelip, gurbetçimize sormuşlar:
"Buradaki yön levhasını kim onardı?"
"Ben"
"Neden onardın?"
"Boş vaktim vardı, iyilik de olsun diye..."
"İyi" demişler Alman memurlar, "o zaman şu parayı kabul ediniz"
Bizim gurbetçi, "Ben pek bir şey yapmadım, zaten boş vaktim vardı" filan demeye devam ettiyse de, Almanlar "Olsun!" demişler, "siz bir emek verdiniz, biz de bunu takdir ediyor, ödüllendiriyoruz..."
Selam ve saygılarımla.
Türk tarihi bir bütün
Tarihi kişilikler de iyisi kötüsüyle bizim
Abdülhamit değerli bir sultan
bu adamların bu gerçek dışı söz ve eylemleri insanları tarihten milli bilinçten uzaklaştıracak cinsten alaycı yalan uydurma hilekar,,,
bu konuda aşırı gayret ürkütüyor insanı
akıl ve bilim dışı sözlerin kime ne hayrı olacak merak ediyorum doğrusu