Şerefle bitirilmesi icap eden en ağır vazife hayattır. -- toegueville
dilaşup kuşu
dilaşup kuşu
@dilasup-kusu

Kurt Marti: Gece Seansı

23 Şubat 2018 Cuma
Yorum

Kurt Marti: Gece Seansı

6

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

1559

Okunma

Okuduğunuz yazı 23.2.2018 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Kurt Marti: Gece Seansı

Kurt Marti: Gece Seansı

Ev yanımda yerde oturuyordu, çenesi ellerinde, dirseklerini kıvırmış dizlerine dayamıştı. Önce gözümüzün önünde dağınık koni ışıkta oyalanan tıknaz herifi, rolüne yetersiz, Ernst’i sadece yeteneksiz bir parodi gibi sunan, yıllanmış bir komedyen sandım. Az sonra Ev’in terk ettiği eski kocası Ernst’in ta kendisi olduğunu fark ettim. Kalınca bir ipi cüsseli kirişten çatı katına doğru atmayı başarmıştı. İpin altına yakında duran sandalyeyi çekti. Ev üşüyordu, üzerinde bir çoban hırkası vardı. Onu kolumla sardım, itina ile omzuna masaj yapıyordum. Ernst külfetle sandalyenin üzerine tırmandı, ipin her iki ucu elinde, oradan aşağıya doğru tehdit ediyordu: Herkes seni parmağıyla gösterecek, bakın işte gidiyor, bu kadın, kendisine koşulsuz sadık olan kocasını ölüme sürükledi!
Boş ver, birşey söyleme, diye fısıldadım, Ernst’in o kalın ipe asla düğüm atmayı başaramayacağı zaten belliydi. Bu şapşal kendi idamını nasıl hayal ediyordu acaba? Kesinlikle bu şekilde, hiç düşünmeden bu işe girişerek başarılı olması mümkün değildi. Buna rağmen Ev yüzünü iki kolunun arasına gömdü. Utanıyordu onun adına.
Ernst öfkeyle kendi içine doğru küfür mü etmişti? Sadece söyleniyordu, sadece bir cızırdama duyuluyordu, fakat ortaya bir düğüm çıkmıyordu ve kıpkırmızı bir kafayla ve de şişmiş alın damarlarıyla tırmandı başarısız intaharcı sonunda sandalyeden aşağıya. Tam bir komedi! Kahkaha atmak geliyordu içimden, ama Ev titriyordu. Çatı katının zayıf ışığı söndü. Sanki daha fazla şefkate, daha fazla yakınlığa ihtiyacı var gibi sokuldu bana iyice, kollarımın arasında. Işık yandı tekrar, bir sonraki perde! Ernst şimdi de yazı masasında. Bir perçem kır saç düşüyordu heybetli alnına. En üst çekmeceden subaylık tabancasını çıkardı ortaya, öfkeyle şakağına dayadı.
Git işine, dedim seslice, dolu değil ki zaten. Sanki tam da bu repliği bekler gibi, tekrar el attı çekmeceye, bir zafer kazanamamış gibi değildi, mermi dolu bir şarjör çıkardı, tıkırdatarak taktı, emniyet tetiğini açtı ve namlusunu tekrardan sağ şakağına dayadı.
Hayır! diye haykırdı Ev.
Silahı indirdi, fakat bu kez sadece hemen tekrar sol eliyle sol şakağına dayamak için. Böyle daha mı iyi? diye sordu alaylı tavırla. Veya böyle belki de? Ve silahı alnına karşı doğrulttu. Veya aşağıdan doğru daha mı iyi olur, böyle? Ve namluyu katmerli çenesinin altından dayadı: Sen nasıl istiyorsan o şekilde, Ev.
Bırak, Ernst, diye rica etti kısık sesle.
Sadece geri dönersen, dedi ve tabanca namlusunu ağızına soktu. Bu hem iğrenç hem de olağanüstü komik pozda gözlerini Ev’e dikerek meydan okurcasına dondu. Veya onun yüzünün kılpayı yan tarafından arkamızda olan birşeye mi bakıyordu? Fakat arkamızda sadece odanın duvarı vardı.
Çıldırdı, diye fısıldadım Ev’e doğru, eğer dönersen seni mahvedecek.
Ernst’in yazı masasındaki ışık söndü. Ev sakinleşen bir tavırla içini çekti, elini saçının içinden geçirdi.
Şantajcı! diye tısladım ve bir nüans daha şefkatle ovuyordum omzunu.
Soluk bir ışık ağardı, üçüncü perde belliki çiftin yatak odasında. Ernst bir benzin bidonu açtı. Yüz ifadesi daha bir şaşkın olmuştu. Eğer geri dönmezsen yataklarımızı ateşe vereceğim, evimizi de, diye tehdit etti. Kısa kısa, taşıra taşıra döktü benzini yatak örtülerinin üzerine. Ev, şaşırtıcı bir sakinlik içindeydi şimdi, sitemde bulunarak: Peki çocuklar ne olacak, çocukları düşünsene!
Büyüdüler, gittiler, dedi sıkışmış bir ses tonuyla, ve sende gittin, herşeyin mahvolması kimin umurunda? Son kez söylüyorum, geri dön, aksi takdirde kendimi bitireceğim.
Öfkeyle çakmağımı uzattım: Buyur, al ve gösterini tamamla!
Herif beni git gide daha fazla kızdırıyordu. Çakmağın yerine Ev’in eline uzandı ve çakmak yere düştü. Ernst afalladı ve ağızını açtı. Henüz birşey söyleyemeden yatak odası karanlığa gömüldü. Ev dizlerime kapanmıştı, yanağını okşadım. Tanrım, bu şantajcı ona yıllarca nasıl eziyet etmiş, onu nasıl aşağılamış olmalıydı!
Ve sonra Ernst pencerenin önünde bir ipe asılıydı, ipe iki eliyle sımsıkı sarılarak hafifçe bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Oda karanlıkta kaldı, dışarısı gün gibi aydınlıktı. Her iki pencere kanadı açık duruyordu, aşağıdaki derinlerden trafiğin uğultusu işitiliyordu.
Tekrar aynı talepte bulundu, geri dön yoksa bırakacağım kendimi aşağıya.
Ev tepki vermiyordu artık, hareketsiz büzüldü. Daha ona doğru bakıyor muydu ki?
Geri dön, diye yalvardı, neredeyse inleyerek, söyle, geri döneceğim de, daha fazla tutunamayacağım.
Bırak kendini madem! Lanet olasıca! Diye bağırdı ta içimden katıksız bir öfke, bu tiyatrodan usanmıştım artık.
Ernst genişlemiş gözlerini şaşkınlıkla, anlayışsız dikmişti bana doğru. Sonra iki elini aynı anda bırakarak saldı kendini.
Son. Perde. Karanlık.
Ev’i arkamdan çekerek çıkışa doğru yöneldim. Dışarda asansörün önünde bizi genç bir adam karşıladı. Aşağı inerken yanısıra: Ne kadar basit, ah, bir yandan birşey olacak korkusuna kapılıyor insan, bir yandan diğer bir korku, birşeyin olamaması. Aşağıda gülümseyerek açtı liftin kapısını, sanki yeni yolcuları bekler gibi önüne dikildi. Oysa gece yarısını geçmişti, caddede neredeyse trafik yoktu.

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kurt marti: gece seansı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kurt marti: gece seansı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kurt Marti: Gece Seansı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Vaha Sahra
Vaha Sahra, @vaha-sahra
27.3.2018 18:43:26
Nelere zincirlemişiz kendimizi... Bağlamışız kendimizi... esaret ne kötü şey birine ya da birşeylere...

Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
24.2.2018 17:40:49
Yazınızın güne gelmesine çok sevindim zira daha çok okunmayı hak ediyor.

Tüm samimiyetimle kutluyorum değerli yazarım.

Selam ve saygılarımla...
ayşe1
ayşe1, @ayse1
24.2.2018 13:55:28
Özgün ve güzeldi.
Tebriklerim ve saygılarımla.
ayşe1
ayşe1, @ayse1
24.2.2018 13:55:26
Özgün ve güzeldi.
Tebriklerim ve saygılarımla.
ayşe1
ayşe1, @ayse1
24.2.2018 13:55:24
Özgün ve güzeldi.
Tebriklerim ve saygılarımla.
Dil-ruba Emine Genç
Dil-ruba Emine Genç, @dil-rubaeminegenc
24.2.2018 04:26:47
Gerçekten başarılı buldum. Tebrikler.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.