3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
428
Okunma
ah şu unutma illeti,
bir kere yapıştı mı insanın yakasına bırakmıyor bir daha
önce küçük şeyleri unutmakla başlıyorsun işe,
sonra büyük şeyleri unutuyorsun git gide,
mesela,
insanlar hangi sebeplerden mutlu olurlardı,onu bile unuttum ben,
en son tahta kurumuzun çıkarttığı sesten mutlu olduğumu hatırlıyorum
bakımsız köy evimizin tahta tabanından gelen,
onun yaşama sevincini müjdeleyen..
ha sonra anlamıştık,
bu seslerin tahta kurusundan değil de,
daha büyük bir kemirgenden geldiğini,
mutluluğum kabusa dünüşmüştü işte o fare yüzünden..
ama neyse bu ayrı bi konu,
unutmazsam anlatırım size başka bir zaman,
fare ile olan mücadelemizi..
şimdi,nerde kalmıştık sahi?
hııımmm,
unutma illeti demiştim değil mi en son,
belki de isimlendirmek gerekiyor unutmamak için,
çare bu belki de,
bak,yüzyıl geçti belki de üzerinden,
fizik öğretmenimiz ’kes dört pide’ demişti de bir formülden bahsederken,
her şeyi unutum da bir bunu unutmadım ya ben,
yok yok,
umudumu kuşların döndüğü mevsime bağladım ben,
belki bir umut,
belki bir ümit,
çıkmadık candan umut kesilmezmiş ya ,işte o misal,
o mevsim geldiğin de,
ben de bir kuşun kanadın da tekrar dünyaya gelirsem eğer,
kuş beynimi zorlayıp,
hatırlıyacağım insanların hangi sebeplerden mutlu olduklarını,
mutlu olacağım sonra da,bir daha unutmamak üzere....
emine rezzan sipahi