Tebriz'de Büyük Bazar
BÜYÜK BAZAAR
Şimdi Tebriz tarihinden tekrar Tebriz sokaklarına dönelim isterseniz. Sabah saat 09.00’dan beri son sürat geziyordum. Kaleyi, müzeyi, Gök Mescidi, Old Pazarı ve çevresindeki bazı yerleri ziyaret etmiş ve bir hayli yorulmuştum. Saat 15.00’e geliyordu. Gidip otelde bir saat uzanayım dedim.
Otelde pek kimse kalmamıştı. Otelci de avludaki ağacın altında iki yaşlı ile sohbet ediyordu. Bana anahtarı vermek için kalkınca:“Söylediğim yerlere gittin mi?” dedi. “Bazılarına gittim ama yoruldum. Bir saat kadar dinlendikten sonra devam edeceğim” dedim.
Uzanalı yarım saat olmuştu ki, oda arkadaşım olan Azeriler geldiler. “Ne yaptınız, nereleri gezdiniz” dedim. Rauf: “Gezecek yerini bulamadık, sıkıldık biz. Oturacak bir park olsa da oraya bari gitsek diyoruz” dedi.
Onlara “Siz park mı istiyorsunuz? Benim gezeceğim yerlerden birisi Tebriz’in en büyük ve en güzel parkı… Bana takılırsanız oraya gideriz” dedim.
“Fakat önce büyük pazarı göreceğiz, sonra Şairler Mezarlığına gideceğiz; oradan da El Goli Parkına geçeriz” dedim. “Tamam” dediler.
Hemen toparlanıp otelden çıktık. Bu kez birinci meydandan sola dönerek bir meydan sonra büyük pazarın girişine geldik.
5312 Pazarın girişinde manavlar
Tebriz’in tarihi ve ticari mekânları içinde Büyük Pazarın ayrı bir önemi vardır. Çünkü bu çarşı, 7000’den fazla dükkânıyla, kapalı ve açık mekânlarıyla başlı başına bir kent gibidir. Her ne kadar İran’ın hemen her kentinde böyle
kapalı pazarlar olsa da Tebriz, Tahran ve Isfahan’ın pazarları tarihi, estetiği, büyüklüğü ve ticari potansiyeliyle diğerlerinden daha farklı ve önemlidir
Tebriz Pazarı da, büyüklüğü ve çeşitliliğiyle, mimari yapısı ve kendine özgü ürünleriyle, geçmişte olduğu gibi günümüzde de Doğunun en önemli alış veriş merkezlerinden birisi olma özelliğini koruyor.
İçinde 24 küçük çarşı ve kervansarayın yer aldığı pazarın uzunluğu, birleşip ayrılan sokaklarda kilometrelerce devam etmektedir. Pazar yalnızca alınıp satılan eşyanın pazarlandığı ticarethanelerden ibaret değil. Çoğu mal ve eşyanın aynı zamanda imal edildiği imalathaneler, el sanatları ve hediyelik eşyayla günlük kullanım eşya ve malzemelerinin yapılıp pazarlandığı yerler de var.
5319 Çarşıdan bir görünüm
Özellikle halı kilim gibi el sanatları, tüm İran pazarlarında olduğu gibi burada da ön planda yer alıyor. Kuyumculuk ve takılarla baharat ve kuru gıdaların çokluğu da dikkati çekiyordu.
Beni en çok şaşırtanlar ise hurmanın ucuzluğu ve baharatın kilo ile satılmasıydı. Zaten neredeyse manavdan çok baharat, çerez ve kuru gıda satan dükkan vardı. Tebriz’de bütün caddelerde ve çok miktardaki pasajlarda, sayısız mağaza olmasına rağmen, hala en önemli ticaret merkezi de burasıydı.
Dünyaca ünlü tarihçi ve gezginlerden, Yagut Hamavi, Mugettesi, İbn-i Batuta, KlaVixo, Evliya Çelebi, Hamdullah Mustofi ve Marko Polo bu çarşıdan övgüyle bahsetmişlerdir.
Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan tarafından yaptırıldığı ileri sürülen pazarda bulunan başlıca çarşılar şunlardır.
5317 Çay ve kuru gıda satan bir dükkan.
Azerbaycan’ın meşhur ipekli Tebriz halılarının satıldığı Müzefferiye Çarşısı, Dericiler Çarşısı, Hacı Rehim, Ganlı Dalan, Şazda, Sadıgiye, Yemeniciler, Mir İsmail, Billurcular Gıtbetsi, Heremhana, Badamçı, Geçtiler, Bakırcılar, Şişecerhane Çarşısı, Emir Pazarı, Abbasçı Çarşısı, Hüseyni Çarşısı, Şirbaf Çarşısı vs.
Bu arada fiyatları araştırdım. Türkiye ile yaklaşık aynı, ya da biraz daha ucuz. Fakat pazar çok zengin ve adını bilmediğim pek çok ürün var. Ör- neğin haşhaş kozakları gibi, kuru bir şeyi sordum. “Kurutulmuş limon” dediler.
Kırmızı nar tanelerinin kurutulmuşuna benzeyen, kuş üzümü gibi bir şey daha vardı. O da ziriş imiş ve yemeklerin üzerine serpiliyormuş.
Bazı gıda maddelerinin fiyatlarını örnek olarak vermek gerekirse, barbunya, börülce, mercimek, pirinç, nohut, fasulye gibi kuru gıdalar iki lira civa- rında. Çay 2 ile 9 arası, bal 5 ile 20 arası, peynir 3 ile 7 arası, hurma 1.5 ile 3 lira arası.
Burada en çok dikkatimi çeken yiyeceklerden birisi de, aşağıdaki fotoğrafta görülen, derisi yüzülmüş dana tırnaklarıydı.
5418 Derisi yüzülmüş dana tırnakları
Pazarda belli aralıklarla tuvaletler, çay ocakları ile sağa ve sola açılan sokaklar vardı. Arada bir yanlara çıkıp gölgede dinleniyorum. Veyahut da bir çay ocağında çay içerek sohbet ediyorum. Tabii ki hoş beşten sonra sohbetin en önemli konusu İbrahim Tatlıses ve sonra da dizi kahramanları oluyor.
Yan sokaklarda ise, cami, medrese ve kervansaray gibi eski fakat çoğu kullanılan mekanlar vardı. Bunlardan özellikle medrese ve ibadethane olarak kullanılan tarihi camilerle, depo amaçlı kullanılan kervansaraylar Tebriz Tarihinin canlı tanıkları gibiydi.
5322 Eski bir kervansarayın avlusu.
Yukarıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi bir tarafta kervansaray avluları hala oldukça sağlam odaları, havuzları ve ağaçlarıyla park gibi olup pazarı gezenlerin dinlendiği bir yer durumunda ve esnafın da fazla mallarını koyduğu bir depo gibiydi.
Zaten Tebriz çarşısının ilk nüvesi de bu kervansaray odalarından oluşmuş. Burada yüzlerce odası bulunan bir kervansarayın odaları dükkan yapılarak başlamış çarşı kurulmaya; sonra komşu kervansarayların odaları eklenip aralarındaki boşluklar doldurularak bu koca çarşı oluşturulmuş.
Aşağıdaki fotoğrafta da, yine pazarın kervansaraydan çevrildiğine dair izler görülebilir. Gerçi pazarların üstü hep bu şekilde revaklarla kapalıdır.
Ama burada mesafenin bazı yerlerde biraz daha dar olması, sanki eski bir yapıdan adapte olduğu izlenimi yaratmaktadır.
5420 Revaklarda tuğla işçiliği
Yukarıda da değindiğim gibi, Tebriz Pazarı pazar olmasının yanında oldukça önemli bir tarihi mekan. İbrişim Çarşısı, Şems Çarşısı, Mevlana Çarşısı gibi meşhur çarşı ve kervansaraylarının yanında, bünyesinde pek çok tarihi yapıyı da barındırıyor.
Pazarın bir tarafında hanları görüp oradaki bir gençten bilgi aldıktan sonra bu kez de karşı tarafta, Meşrutiyet Müzesi tarafında bir sokağa doğru çıktım. Bu tarafta eğitim ve ibadet ağırlıklı yapılar vardı. Bunlardan aşağıda görülen cami tuğla işçiliğinin şaheseri gibiydi.
Ve fotoğrafta da görüldüğü gibi cami, avlunun üç yönünde, çok geniş bir alana dağılıyordu.
Oradaki gençlere caminin adını ve tarihini sordum bilemediler. Yaşlılara sordular. Onlar Ciddi Tebriz Mescidi dediler, ama tarihini bilemediler. “Kadim camidir” dediler.
5424 Eski bir cami ve külliyesi
Sonuç olarak, pek çok tarihçi ve gezginin dünyanın en büyük tarihi kapalı alışveriş merkezi olarak nitelediği Tebriz Çarşısı, bir alışveriş merkezi olmanın da ötesinde, yaz sıcağında insanlar için serin bir sığınak, bir gezinti ve dinlenme alanı olarak, Tebriz’in kalbi durumundadır.
Ve Unesco tarafından, korunması gereken dünya kültür mirası değerleri listesine alınmıştır. Çünkü bu çarşı: binlerce dükkan, yüzlerce sokak, onlarca kervansaray, camiler, medreseler, kahvehaneler, restoranlar ve diğer sosyal tesisleriyle tam bir şark pazarı ve şarklı yaşam tarzını yansıtmaktadır.