- 910 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Zamanı gelen gidiyor!
Ama sılaya ama toprağa bir şekilde giden gidiyor geride kalana kalıyor koca bir yumru tarzında acı, yüreğe çöreklenmiş hüzün, çaresizlik, zaman içinde kabulleniş ve geride kalanlarla dayanışma. Yaprak dökümü gibi genci yaşlısı demeden vadesi dolan ait olduğu yere gidiyor.
AH! nenem minicik bedeni seksenin üstünde koca bir ömrü kucaklamış onca mücadele vermiş ve dünyaya getirdiği yavrularını geride bırakarak ebedi dünyasına gitmeye hazırlanıyor. İnsan ömrü en fazla iyi bir bakımla tam tamına tam asır tamamlar. Bedenini koruyan ancak bu yaşa sağlıklı bir vaziyette gelme şansı vardır. İşte o minik beden yılların yorgunluğunu bir tarafa bırakarak ruhu bir kuş hafifliği ile uçup gitmeye hazırlanıyor.
Nereden çıktığını bilemediğim o ufacık bedenden çıkan gür sesi hala kulağımın içinde çınlıyor. “Çığırıvatanı süren adam” iiii kocaman şiş göbeğini indir oğlum önünü göremecen yavrum yeme o kadar hep ekmekleri sen mi yivecen gari"
diyen kahkahası bol yürekten içten sımsıcak kucaklamalı Gülhan ninem. (çığırıvatan ;ambulans kullanan şoförlere taktığı isim ) Bir biri ardına sıraladığı ege şivesini kullanırken yarım yamalak anladığım sözleri sesinin tonu kaldı. Son zamanlarda ızdırabı o kadar çoktu ki yengem çaresiz ne yapacağını bilmez onun tüm dertlerini derman olamamaktan iyice harap düşmüşken uğramıştık yanına. İyi ki de gitmiştik. Bizi görünce sevincini hiç unutamayacağım. Sanki tüm acılarını dindireceğiz oysa, biliyorum ki elimizden hiçbir şey gelmeyecekti. Bir anlık umut ve yüzünde tebessüm bırakırsak o kalacaktı ardımızda.
Okunmuş suyu içerken;
On kere sordu,
“iyi gelir mi? bir iyi gelsin tuttuğun her şey sarı altın oldun yavrum!
Yüreğim ezildi. Sadece acısını azıcık olsun indirmek bir an olsun unutturmaktı amacımız. Diğer yandan İki büklüm karnını tutuyor doktorun verdiği ilaçları bırakmıştı. İlaç çantasını açtık içmesi gerekenleri içirdik suyla. Kalp atımları yavaş olduğu için artık bir odadan diğer odaya geçişi arasında bir ton yük çekmiş kadar yorgundu. Midesinde sürekli gaz birikmesi olduğu için bir lokma ekmek bile şişkinlik yapıyordu. Midesinin çıktığını söyleyip diğer anlamda eş çıkmasını anlatıp duruyordu. Midesi yerine girse uyuyacağına inanmıştı. Çocuklaşmıştı. Yedi yaşında bir kız çocuğu gibiydi. O ‘na yapabileceğimiz tek şey manevi destekti.
Yatağına uzandı ellerimi midesinin üzerine koydum sürekli ne yapacağımı sorarak iki kız çocuğu gibi onun yönlendirmesi ile midesine yavaş yavaş masajla istediği yönde ovarak hareket ettirmeye başladım. Elimin altında bağırsakları yumuşak sarkmış karın derisi arasında elime geliyordu. Midesinin yerine yerleştiğini söyleyip dualar etmeye başladı. Sağ tarafına yatıp uyudu.
Eş çıkması bizim köyün geleneksel sözü gibi gencinde yaşlısında dilinde hep vardı. İlk kez nenemde bizzat bunu deneyimledim. Hala elimin altında gezen organlarını duyumsarım. Daha sonra görüşmemizde yengem o gece rahat uyuduğunu söyledi. Daha sonra Denizli de bir süre hastanede kaldı ordan da köye götürdüler. Biliyorum ki organları yavaş yavaş ömürlerini tamamlayacak pes edecekti. Kimseye yük olmadan göçüp gitmekti düşüncesi dediği gibide oldu.
Dün akşam namazı ile yatsı namazı arası kur-an eşliğinde yüzünde huzur gözleri kapalı uçuverdi nefesi. Sevgililer gününde. Hepimiz Allah’ın birer sevgilisi değilmiyiz bizi koşulsuz seven yaptığımız her hataları affeden bağrına basan zor zamanımızda yanımızda olan. Hamd olsun…
Ölümün bir insana yaklaştığını bilmek ve bir şey yapamamak çok zordur. İster genç olsun ister yaşlı yerinde kocaman bir boşluk bırakır. Yokluğu yüreğin bir köşesinde sızı olarak kalır. İnsanı belki de avutan herkesin gideceği yerin orası olması. Son durakta nefesi bitenin kalacağı ve bir gün orada sevdiklerinle buluşacağı…
Cennet mekanın olsun Gülhan nenem!.
Gülayşe
15.02.2018