Çilekli Şekerler
Çocuk,gözlerini dikti ayrılığın eşiğine geldiği aynadaki yansımasına.Gözlerinden kopup etrafa saçılan son ıslak kırıntılara baktı yaşama dair.Bir yudum daha aldı iradesini zayıflatıp cesaretini biraz daha kuvvetlendiren insan yapımı iksirden.Kelimeler tutulamadı,dudaklarından taşıp çağlamaya başladı karşısındaki ışık oyununa doğru.Aynı sözleri tekrarladı karşısındaki de sanki her kelimeyi önceden biliyormuş gibi.Kendisinden kaçamadığı gerçeğini ona her karşılaşmasında hatırlatan ifadesiz suratına en bakılası andı şu an..Son kez…Veda eder gibi…Korkusuzca…Bir an kaçırdı gözlerini yansımasından.Korktuğu için değil…Hazırlanıyordu onu nasıl bir başlangıcın beklediğini bilmediği sonuna.Annesinin uyku haplarından ödünç aldı bir avuç,belki bir gün ödemek üzere.Hani çocukken şeker sandıklarından.Buzdolabının en üst rafında duran en kırmızı şekerlerdi onlar.Annesinin nadir de olsa onu evde yalnız bıraktığı zamanlar bir taburenin üzerine çıkıp ağzının suyu aka aka baktığı,çilekli olduğunu düşündüğü şekerlerdi onlar.Arsız bir çocuk gibi ağzına atmaya başladı üçer beşer çilekli şekerleri.Tatlarının değişik olduğunu farketmemek için çiğnemeden yuttu hepsini.Birkaç dakika sonra,pişmanlıkla verdi son nefesini.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.