- 606 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Çöl ve Hayat
Garip ama çölün orta yeri ve hayat
aynı yerde buluşmuş.
Nasıl mümkün olmuş olabilmiş ya da neden böyle olmuş meçhul.
Kıyısında köşesinde değil de tam orta yerde vuslat hasıl olmuş.
Demek ki vuslatta aşık ve maşuk için münhasır kılınan anlamın dışında
başka manalar da aramak gerekiyor ya da ona yeni manalar taşıtmak.
Yoksa hayat çölün orta yerinde bedevi olana bile zor gelir. Hem de birden
bire kendini orada buldunsa. Gerçi kendini bulabilenin orada işi olmaz da..
Kaçıp kurtulabilmek ne mümkün..
Çırpınmak bile imkansız..
Sahili olmaz çünkü çöllerin hele bir de ortasındaysan..
Belki burada şöyle bir soru akıllara gelebilir.
Hani çöl kendi kendine oluşmaz ya ona böyle kocaman bir çöl halini aldıran sebep neydi?
Zannedersem bunu çölün kendisi bilir veya bir vahaya sormak lazım.
Çünkü gözü kum ve gökyüzü arasından başka bir şey görmeyen biri olarak bunu bilemem.
Ömrüm boyunca tonlarca kum taşısam bile belki küçük bir çöl olusturabilirdim
yani bu çöl benden kaynaklı olamaz, olmamalı.
Hadi diyelim ben meydana getirdim buna bir dur diyen olmayacak mıydı?
O zaman da herkes suçlu olmuş olurdu. Burdan hareketle diyebilirim ki e
vet çölü ben oluşturmadım. Çöl, benden bağımsız ya vardı ya da harici bir
nedenden dolayı sonradan oluştu. Ama şimdi gelgelelim ben neden bu çölün
tam orta yerindeyim?
İşte burada artık suçlu benim. Yolunu kaybetmiş bir bedevi gibi değil belki
ama ben de bir çıkış bulmak için buraya geldim. Daha doğrusu her şeyin
en güzeline sahipken çölün vahası beni kendine çekti. Bu kadar çileli yolun
olabileceğini, fırtınaların beni sarsabileceğini maalesef göz ardı ettim. Ve akıbet malum.
Ne bir adım ileri ne de geri atabilecek güce sahip değilim.Bulunduğum yer ise çöl hem de orta yeri..
Bir çıkış yolu yok mu?
Tabi ki var. Önce kendimi bulmam gerekiyor.
Nasıl mı?
Onu bilebilseydim keşke. Her şey çok daha kolay olabilirdi o vakit.
[ikiya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.