- 1017 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TOPLUMSAL SORUN ŞİDDET
Günümüzde şiddet toplumun en önemli,önemsenmesi gereken sorunlarından biridir.
Şiddet insanlık tarihiyle birlikte ortaya çıkmış olup,günümüzde gerek bireysel,ailesel ve gerekse toplumsal boyutta sık sık karşılaşabileceğimiz bir olgudur.
Şiddet; psikolojik, sözel, fiziksel ya da cinsel şeklinde olabilir.
Evrensel olarak şiddet;bütün dünyada her yerde,her yaş ve cinsiyete karşı uygulanan bir insan hakkı ihlalidir.
Özellikle kadına ve çocuğa yönelik şiddet yaygın bir toplumsal sorundur.
Aile içinde şiddet daha çok eşe yönelik ve erkeğin kadına uyguladığı şiddet biçiminde olmaktadır.
Kadının şiddete bakış açısı;yaşadığı toplumun kültürüne,mevcut yasal düzenlemelere,kadının eğitim ve sosyo-ekonomik düzeyine göre değişmektedir.
Her toplumda günlük yaşamda rastlanan şiddet türleri;tehdit,taciz,tecavüz,öldürme,yaralama,intihar,baskı,eziyet,korkutma,kavga,dayak,cezalandırma,hırsızlık,silahlı saldırı,adam kaçırma,sözel şiddet v.b. bunları çoğaltmak mümkün.
Benim için sesini yükselterek konuşmak,kaş çatmak,surat asmak,kötü bir bakış bile bir şiddettir.Şiddetin her türlüsüne karşıyım;bunu da bizzat yalnızca sözde değil,özümde de,davranışlarımda da karşı olduğumu aileme,eşime dostuma,çevreme,canlı cansız ne varsa gösteririm insanlığımla,olması gerekenle.
Şiddet gören insanların ruhsal ve psikolojik açıdan olumsuz etkilendiği bilinmektedir.Bu insanlar zamanla içine kapanmakta ve toplumda varlık gösterememektedir.
Şiddet gören çocuklar da büyüdüklerinde şiddet uygulayan bireylere dönüşmektedir.Bu nedenle herkesin şiddet konusunda hassas olması ve bunun önüne geçilmesi için bir şeyler yapması gerekmektedir.
Toplumsal sorunların önünün alınmasında,hiç şüphesiz en önemli faktör ailelerin üzerine düşmektedir.
Eğitim ailede başlar,okulda,bulunduğun mekanda,iletişimin olduğu her yerde devam eder.Öğrenmenin sınırı yoktur.
Şiddet yapanları incelediğimizde eğitimli eğitimsiz olması da fark etmiyor.
Şiddetin olmaması için insanlık derslerinin alınması gerekir.
Şehir yaşantısıyla birlikte çocuklar ve gençler üzerinde bir çok zararlı oluşumlar başlamıştır.Evden kaçışlar,uyuşturucu kullanımı, şiddet, çeteleşme,evli gençlerde boşanmaların had safhada olması v.b toplumsal sorunlar ortaya çıkmıştır.
Aslına bakacak olursanız şiddetin nedenlerinin başında sevgisizlik gelir.
Bana göre sevgi çoğu şeyin ilacı ama tek başına yeterli değildir.
Saygı,merhamet,hoşgörü,sabır,empati,vicdan,ahlak çok önemli kavramlardır.
Temelden alınması gerekir.
Çocuk sözlerden,nasihattan çok aileyi,çevresindekileri,medyayı örnek alır.
İşte bu yüzden dikkati buralara çekmek gerekir.
Dünyanın en temel sorunlarından biri olarak da nitelendirilen medyadaki şiddet; çocukların bir kısmını saldırgan, bir kısmını da korkak hale getiriyor.
Hiç birimiz şiddeti bilerek doğmadık,bunu sonradan ve bizden önce doğmuş olanlardan öğrendik. Dolayısıyla yetişkinler, çocuklara karşı çok çok sorumlu durumdadırlar.
Çocuklara hep iyi, güzel erdemli şeyleri göstermek; kötülere de, ibret alınacak ve korunulacak örnekler olarak dikkat çekmek durumundayız.
Ailenin her türden toplumsal sorundan etkilendiği ve yaşanan toplumsal
sorunların çözümüne önemli katkılar sağlayan bir kurum olduğu bilinmektedir.
Altını çizerek söylemek istiyorum;sağlıklı aile yapısı yalnız kendi üyeleri için değil, içinde yaşadığı toplum için de bir denge ve güven unsurudur.
Birinin başına kötü bir olay geldiğinde hepimizde üzülürüz elbette doğamız gereği.
Konuşuruz en sonunda da deriz ki Allah kötülerle karşılaştırmasın.
Amin...tabi ki de hiç kimseyi karşılaştırmasın!
Yani işi şansa mı bırakalım?
Şanssızlara yazık değil mi?
Bugün ona olanın yarın sana olmayacağını kim bilebilir ki?
Gelişen ve güzelleşen dünyada köklü çözümler üretilmelidir.
Verilen cezaların kesinlikle caydırıcılığı olması lazım.Yoksa önü arkası kesilmez,gözyaşları dinmez.
İnanıyorum ki günümüzde söylenemeyen,mahkemeye bile intikal etmeyen kadına şiddet,taciz,tecavüz olayları azımsanmayacak derecede çok ve gittikçe de artıyor.
Hiç düşünmüyorlar mı şiddet yapan kişiler;bir anlık yaptıkları kötü emellerinden sonra karşısındaki kişinin psikolojisini?
Bir ömrü bitirdiklerinin farkındalar mı acaba?
Vicdanları,merhametleri,insanlıkları,insafları nerede?
Yaptığı kötülüğün,vahşetin,acımasızlığın,hunharca öldürmenin kendi annesinin,bacısının,çocuğunun da başına bu olay gelse ne yapardım diye hiç aklına getirmez mi,canı acımaz mı?
Özgecan’a yapılan vahşet ne ilktir ne de sonuncu.
Niceleri insanlık dışı sonu gelmez saldırılara,tacizlere,tecavüzlere,şiddete,cinayetlere uğramadı mı?
Daha dün gibi değil miydi Münevver’in vahşi cinayeti?
Her geçen gün bir yenisi eklenmedi mi?
Hangisi unutulmadı,hangisinden ders alındı?
Şimdi sıra kimde,kimlerin canı yanacak,kimlerin hayatları mahvolacak?
Sorular uzun,sorular cevapsız,soruların içi kan ağlıyor,sorular bu sorunun çözülmesini ümit etmek istiyor ve sabırla bekliyor.
Özgecan’a yapılanları duyduğumda herkes gibi canım yandı,içim kanadı,yüreğim acıdı,söylenecek çok söz varken,sözün bittiği yerde kalakaldım öylece,sessizce,kimsesizmiş gibi,korkarak,hayretler içerisinde çaresizce ağlayarak!
AYLA CERMEN TÜFEKÇİ / 16.02.2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.