KUMPAS 1
(1)
Taner uzun yıllar çocuk çadırı imal eden bir müessesede çalışmış, eline geçen parayı biriktirmişti. Hedefi küçük bir çocuk çadırı üreten imalathane açmaktı. Çalıştığı iş yerinde bu imalatın bütün inceliklerini öğrenmişti. İşi bir adım daha ileriye götürecek püf noktalarını bile ezberlemişti. Bu konuda çok iddialıydı. Köydeki babadan kalma tarlayı bile satmayı göze almıştı. Ayrıca kayınpederine durumu açmış, o bile imkanları ölçüsünde destek olmaya söz vermişti. Aslında bu imalat işini aklına sokan Aliydi. Ali ile ailece görüşürlerdi. Çok akıllı bir arkadaştı. Bir akşam beraber olduklarında Ali, bu tip imalat yapan bir imalathanenin satılık olduğundan bahsetti. İmalathanenin sahibi kalp krizinden ölmüştü. Sadece karısı vardı. Küçük yaşlarda olan iki çocuğunu da daha önce trafik kazasında kaybetmişti. Kayınpederinden karısını almaya gidiyordu. İki çocuğu arabada yanında idi. Aracı kendisi kullanıyordu.
Karşıdan gelen araç onun yoluna girmiş, onu şarampole yuvarlamıştı. İki çocukta arkada oynuyordu.
Arka kapılar yuvarlanma esnasında açılınca onlar da araziye saçıldılar. Onlar da kendisi de haftalarca yoğun bakımda kalmış, çocuklar kurtarılamamıştı.
O günden sonra imalathanenin sahibi işi ile gerekli şekilde ilgilenememişti. İmalat hane adeta çökmüştü. Bu yüzden imalathane sahibi ölünce, karısı geçim sıkıntısına düşmemek için imalathaneyi satmak zorunda kalmıştı. Bu imalathanenin satma sebebi buydu. Kadın bu imalathaneyi uygun da verecekti. Zira fazla beklemeye tahammülü yoktu.
Taner iyiden iyiye imalat işini kafasına koymuştu. Ali ile birlikte kadınla konuşmaya gittiler.
Kadın onları mütevazi evinde ağırladı. Gözü tok birine benziyordu. Az konuşuyordu ama belli oluyordu ki görmüş geçirmişti. Hemen konuya girdiler.
Taner hanımefendiye imalathaneye talip olduğunu söyledi. Kadın gerçekten bir hanımefendi idi.
Her sözü Taner’i etkilemişti. Kadın kocasının hatıralarının muhafaza edilmesinden başka şartı olmadığını söylemişti. Fiyatta gerçekten çok makuldü. Anlaşmışlardı.
Taner kısa zamanda gerekli işlemleri yapmak üzere sevinçle evden ayrıldı. Ali’ye de teşekkür etmeyi unutmamıştı.
Hemen kayınpederi ile konuşmalı, köydeki arsayı isteyen amcasının oğluna haber vermeliydi.
…….
Aradan günler ve haftalar geçti. Arsa satılmış, kayınpederin desteği alınmış, İmalathanenin devri yapılarak bedeli ödenmişti. Artık Taner’in bir imalathanesi vardı.
Taner bu arada makinaları da gözden geçirmişti. Az bir bakımla imalata geçebilirdi. Şimdi iş eski işyerinden ayrılmaya gelmişti. Yarın durumu patrona anlatacaktı.
Aslında patron iyi bir insandı. Hep kendisine “oğlum sen hem çalışkansın, hem de zekisin kendine bir iş yeri açabilirsin. Böyle düşüncen olursa benim engel olacağımı zannetme. Aksine destek veririm” diyordu.
………
Taner bu gün patronla konuştu. Tam tahmin ettiği gibi patron çok memnun olmuştu. İmalathaneyi görmek istedi. Hatta” ön sermayede benden hediye” demişti. Birlikte imalathaneye gittiler. Patron bazı önerilerde bulundu. Gerçekten tecrübe konuşuyordu. Taner bu önerileri kafasına adeta kazımıştı.
Muhakkak uygulayacaktı.
Taner Patrondan ayrıldıktan sonra imalathaneye gitti. Bir plan hazırlaması gerekiyordu.
Önce çalışacakları bulacaktı. İmalathaneyi kendisine satan kadınla konuşmalı idi. Burada çalışanlar ne olmuştu. Onları bulmalıydı. Zira onlar bu işte tecrübeli idiler. Acemilerle işe koyulamazdı.
Kadınla konuşmaya gitti. Meğer ise çalışanlar komşularını çocukları imiş. Onları bulmak kolaydı.
Kadından bu çocuklar hakkında bilgi de aldı. Güzel ahlaklı kişilerdi. İmalathane zora düşünce kendiliklerinden birer ikişer ayrılmışlar, tazminatta istememişlerdi.
Sıra hepsi ile görüşmeye gelmişti. Aklına onları bir akşam köyün kahvesinde çay içmeye davet etmek geldi. Böylece hepsi bir arada olacaktı. Kendi kendine güzel fikir diye düşündü.
Bu fikrini vakit geçirmeden uygulamalıydı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.