- 1201 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dünya Çocukları Günü
Çok değerli arkadaşlarım, "Dünya Çocukları Günü" olması nedeniyle düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkelerinde, bu Pazar gününü “Dünya Çocuk Günü” olarak kutlandı. Bende, bu önemli günle ilgili düşüncelerimi paylaşmak maksadıyla, şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime, saygılar sunarak başlamak istiyorum.
Çocuklarımız, “Bugünün küçükleri amma, yarının büyükleri olacaklardır”. Bu nedenle, yarıDünya Çocuk GünüSnın büyükleri durumuna geldiklerinde, kendilerini daha iyi yönetebilmeleri için, gerekli görülen bütün tedbirlerin alınmasının şart olduğu bilinmelidir. Bundan dolayıdır ki, 1923 yılında İsviçre’nin başkenti Cenevre’de bir araya gelen bazı devlet temsilcileri, çocuk sorunlarını tartışarak “Uluslar Arası Çocukları Koruma Birliği” adıyla bir birlik kurulmasına karar verdiler. Çocuk haklarını imza altına aldılar. Bu karar, “Cenevre Bildirisi” adıyla yayınlanmış oldu. Bizde, bu bildiriyi müteakip “Çocuk Esirgeme Kurumunu” kurmuş olduk.
Daha sonra,1946 yılında ikinci uluslar arası toplantı yapıldı. Bu toplantı sonucunda, çocuk hakları daha da genişletilerek, 1953 yılına kadar yürürlükte kaldı. 1953 yılında tekrar toplanan üye ülkeler, çocuk sorunlarıyla ilgili yeni bir düzenleme yaparak, ilgilenme görevini “UNICEF”’e verdiler. (UNICEF, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun kısaltılmış adıdır.)
1954 yılında yapılan UNICEF toplantısında, her yıl, Ekim ayının ilk Pazar gününü “Dünya Çocuk Günü” olarak kutlanmasını, karara bağladılar.
Alınan karar gereği, ülkemizde çocuklarımızın hakları tanınmış oldu. Böylece, üye ülkeler arasında yerimizi almış olduk. Ancak değişen şartların sonucunda, bu gün çocuklarımızın çok büyük sorunlarla karşı olduğu bilinmektedir. Karşımızda çığ gibi büyüyen kimsesiz ve bakıma muhtaç çocukların sayısı, gittikçe artmaktadır. Bunların adına sokak çocukları dediğimiz, ama neden böyle olduğunu bilmediğimiz binlerce çocuklar mevcuttur. Bu çocuklar ne yiyip ne içtiği ve nerede yatıp kalktıkları genel olarak bilinmemektedir. Bilinenlerde, yardımlarımızı beklemektedirler. En büyük sorunlarımızdan biriside, yurdumuzun çeşitli yerlerinde, hala kız çocuklarını okula göndermeyenlerin sayısı, küçümsenmeyecek boyutta olduğu bilinmektedir. İstanbul’umuzda bile, nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz tam anlamıyla bilinmemektedir.Bu nedenle, kimsesiz ve yardıma muhtaç olan çocuklarımızın sayısal tespitlerin yapılması gerekmektedir. Dahasın da, nasıl ve ne gibi önlemlerin alınacağı ve bu önlemlerin neler olacağı saptanmalıdır. Bu durumun açığa çıkarılması için de, sosyal hizmetlerde görev yapan komisyonumuzun, geniş kapsamlı bir araştırma yapmasını ve sonuç bilgisini, yüce meclisimize sunulmalarını, talep ediyorum.Bakın dünyamızda, çok hızlı bir değişim gözlenmektedir. Bu değişime uyum sağlayacak olanlar payına düşeni alırlar. O nedenle bu değişime uyum sağlanması için, şimdiden gerekli tedbirlerinin alınması şarttır.Bundan 49 yıl önce,1959 yılında “Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu”, çocuklara sahip çıkarak, çocuk haklarını karar altına aldıklarını, bu önemli maddelerden anlaşılmaktadır. Bu maddelerin önemli olanlarını sizlere sunmak istiyorum.
*Hiçbir çocuk ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyası inanç nedeniyle ayrı tutulmaz.
*Her çocuk korunarak, özel bakım gerektirir.
*Her çocuk doğduğu andan başlayarak isme ve yurttaşlığa hak kazanır.
*Her çocuk sosyal güvenlikten yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp gelişmesi için gereken her caba gösterilmelidir. *Sakat çocuklar için özel bakım ve eğitim uygulanmalıdır.
*Hiçbir çocuktan sevgi esirgenmemelidir. Ailesi olmayan ve yoksul kalmış çocuklara özel ilgi gösterilmelidir.
*İlköğretim parasız ve zorunlu olarak çocuklara sağlanmalıdır. *Çocuklar oyun oynama ve dinlenme olanaklarına sahip olmalıdır.
*Sosyal yardım ve koruma derneklerinde, ilk akla gelen çocuklar olmalıdır.
*Çocuklar her türlü sömürüden ve kötülükten korunmalıdır. Ancak bu tedbirler alındığı zaman, çocuklara verilen değer, anlaşılabilir. Bizde cumhuriyetimizin kuruluşundan, günümüze kadar, çocuklarımız için neler yapmışız, bir de ona bakalım.
Cumhuriyetimiz kurulduktan bugüne, çocuklarımızın sağlığına, eğitimine ve öğretimine önem verilmektedir. Her kademede okullar açıldı ve açılmaya da devam edilmektedir.
Çocuk bakım evleri, doğum evleri, çocuk hastaneleri, çocuk yuvaları kuruldu. Yardım kurumları eliyle kimsesiz çocuklara gerekli yardımlar yapıldıysa da, bunların bugün açısından baktığımızda yeterli olmadığı görülmektedir. Nüfus yoğunluğuna paralel, işsizliğin artması sonucunda, mağdur durumda olan çocuklarımızın durumunun düşünülmediği apaçık ortadadır.
Ülkemizin geleceği sorumluluğunu taşıyacak olan çocuklarımızın sorunlarına aileden başlayarak, her türlü okullarımızda eğitim-öğretim, sağlığı ve altyapı hizmetleri üzerine çok dikkatli durulmalıdır. İyi bir neslin yetiştirtmesi için gerekli görülen her türlü önlem ve tedbirler alınmalıdır. Çünkü “Çocuklarımız, bugünün yarını, yarıların umududur”. Çocuklarına değer veren uluslar dimdik ayakta kalmaktadırlar. Bizler de, çocuklarımıza nasihat yerine, örnek olmak zorundayız. Bu şekilde düşünüp davrandığımız ölçüde, yarının büyüklerini çok iyi yetiştirmiş oluruz.
Dünya tarihine baktığımızda, ilk defa çocuklarına gerekli önem ve değeri veren tek lider var, oda Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ulusal Egemenlik günümüz olan, 23 Nisan 1920 gününü ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günü “23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı” olarak adlandırıp, çocuklarımıza armağan etmiştir. Bu bayramı, çocuklarımız dünya çocuklarıyla birlikte kutlanmaktadırlar. Çocuklarımızı bu denli öne çıkaran, bu düşünceden feyiz alınması gerekmektedir. Sözlerimi bu görüş ve düşüncelerimle tamamlarken, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum,
Mürsel Adıgüzel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.