- 690 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kalp yönetimi ellere verilmiş bir ülkedir bizde
Kalbime dokunamıyorum. Elimde değil. Ben isteyince olmuyor. ’Hadi üzüleyim!’ desem üzülemem. ’Hadi ağlayayım!’ desem ağlayamam. Gülemem. Ama sen isteyince yapabiliyorsun. Hayaletin yapıyor. Hatıran yapıyor. Hatta daha fazlası: Herkes isteyince kalbime dokunabiliyor. Birtek bana yasak sanki. Birtek ben yapamıyorum. Birtek benim yönetimimi kabul etmiyor. Yapabildiğim tek şey ona atılan taşların dalgalarına dayanmaya çalışmak. Anlamlandırmaya çalışmak. Direnmeye çalışmak. Geldiği hal ne olursa olsun, ister kanlı çiziklerle dolum dolum dolsun, onunla yaşamaya çalışmak. Kalp yönetimi ellere verilmiş bir ülkedir bizde. Tapusu bizdeyken başkalarının sahip olması bahtımız olan yerimizdir.
Bana şimdi öyle geliyor: Allah buradan da bize bir acizlik öğretmiştir. ’Acizlik öğrenmek’ ne demek? ’Aslında ne olduğunu öğrenmek’ demek. İnsan mobilyalarını istediği gibi değiştirir. Sözgelimi: Masayı çeker. Dolabı koyar. Dolabı çeker. Sehpayı koyar. Halısını, dilerse yere serer, dilerse duvara asar. Ama kalbinde böyle şeyleri yapamaz. Oranın dili başkadır. Oranın matematiği başkadır.
Oranın yönetimi başkasınındır. Evet, tamam, bir yanıyla senindir, fakat aslında başkasınındır. ’Atayım!’ desen atamazsın kiracısını. ’Çalayım!’ desen çalamazsın yere bardaklarını. Kırarsın, güzel, ama bardak eskisinden daha sağlam bir şekilde karşına dikilir. Kovarsın, fakat bir de bakarsın ki, kem kiracı başka bir daireye daha yerleşir. Silinen lekeler genişler. Meşgul olunan yaralar büyür. Kalp bir meydan-ı haşirdir. Kalp bir meydan-ı haşirdir. Kalp bir meydan-ı haşirdir. Dünyada öldürülen önce orada dirilir.
Unutmaya çalışmak hatırlamaya sebep olur. Hatırlamaya çalışmak özlemeye sebep olur. Özlemek... Zaten işin hepten kontrolünden çıktığının resmidir. Böylece insan kalbinden önemli bir ders alır: Ağzından giren lokmanın nasıl ki vücuda dağılımı kontrolünde değildir. Fakat dağılır, ama besler, lakin yetişir. Kalbin de aynen böyle habersizden beslendiği yerler vardır.
Ağzından gireni yine bir derece kontrol ediyorsun. Kalbine gireni öyle kolayca kontrol de edemezsin. Bakarsın. Kalır. Duyarsın. Kalır. Dokunursun. Kalır. Seversin. Kalır. Ulan, hatta nefret edersin, gitmesini dilersin, yine kalır. Yani bu kadar acizsindir. Bu kadar dokunaklısındır. Bu kadar korumasızsındır. Belki de sen, dümenli gemi falan değil, bahtının nehrine düşen alelade bir yapraksındır. Kalp işte böyle yönetimi ellere verilmiş bir ülkedir bizde. Tapusu bizdeyken başkalarının sahip olması bahtımız olan yerimizdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.