Git(me) !
Git(me) yaşanmışlığımızı kat yüreğine git(me)! Bırakma(ma)lısın beni bu şehirde. Belki de en başında olma(ma)lıydı bu gidişin.. Alışma(ma)lıyım gidişine.. Gitme(me)lisin.
Başkasını sevme(me)lisin benim yerime.. Ona dokunma(ma)lısın..
Söylemek istediklerimi doğrudan yazmaya bile cesaretim yok.. Sen en iyisi git. Ben alışırım sensizliğe.. Kendimi kandırır dururum bu şehirde. Kaybolurum kalabalıklarda görünmez olmaya çalışırım. Seni arar dururum sokaklarda. Belki bir sürpriz yapıp gelirsin diye bekler dururum. Gelmezsin bilirim ama yine de kendimi kandırırım her defasında başka zaman gelir diye. Seni arar durur gözlerim. İnsanların hepsi sana benzer. Senin gözlerin, ağzın, burnun, gülüşün, bayıldığım saçların.. Arkadaşlarım seni anlatmamdan bıkar hale gelir, yeter der hepsi. Yeter! Yeter mi hiç? Sen bitmezsin ki..
Bittin.. Çekip gittin. Ben arkandan bakakaldım. Kal demeye cesaretim yoktu. Kal desem kalır mıydın? Biliyorum kalırdın..Bırakmazdın beni bu şehirde. Sen bana kıyamazdın ki. Ne zaman üzülsem kahrolurdun bilirdim.. Ben olamazdı hiç kimse, benim gibi bakmazdı sana, sevmezdi, öpmezdi, ’Aşk’ demezdi..
Ben oluyormuş meğer herkes. Kendimi kandırmışım günlerce.. Sen aslında benim seni sevdiğim kadar sevmemişsin beni. Ben odamda, yürüdüğüm yolda, içtiğim sigarada, kahvede seni yaşarken sen yaşamamışsın beni, düşünmemişsin belki de. Ben sen olmuşken sen beni anlayamamışsın bile. Aşk bile değilmişim ben. Sıradanmışım..
Aşk’mış, yalanmış.. Ne acı..
Znr.. 9Ek8