- 565 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bu yaşanmış bir gerçeğin anlatımıdır. Olayın Kahramanları yaşlı bekçi ile kuş yuvasındaki yavruları yemek isteyen yılan arasındaki gerilimli bir mücadelenin devamıdır. devamı ve son bölüm yarın
“ Yılan dedi, sözünü ettiğim o yılan varya kapının üstünde siyeç boşluğundaki kuşun yuvasına saldırıyordu, kuşun yuvasına doğru
sarkmaktaydı. yuvada bulunan yavruları yeme niyetindeydi belli ki.
Henüz bir hafta, on günlük olan yavrular herşeyden habersiz,annelerinin geldiğini sanıp ciyak,viyak sesler çıkardıklardı.
yılanın iştahı kabarmış ,yuvaya iyice yaklaşmıştı.
Dayanamadım, dayanacak gibi değildi”
Telaş ve heyecandan iyice pelteleşen dilinden zorlukla anlayabildiğimizce;
Yılana seslendiği,
“ Git meret git…!” dediği, yılanın bu kez başını ona doğru çevirip gözlerini parlatıp dilini fırıl fırıl oynatıp ıslıklı sesle tehditte bulunduğu… Belli ki çok kararlı, laf dinleyeceği, yalvarmadan anlayacağı yokmuş…
Dili biraz anlaşılır olunca ;
“Eline sopasını alıp, ona doğru sallayarak;
“Git diyorum sana!” ac isen,bak, sütün tasta.. her günkü yrinde.
Yoksa hamile misin, aş mı eriyorsun, dur sana et getireyim,taze ciğer almıştım!.” Deyip yalvardıysam da aldırdığı yoktu… fışır fışırdı..
Yavrularsa anaları gelmiş,mamalarını getirmiş seinç ve çığlığındalardı.
Yavruların sesi onu iyice azıtıyordubelli ki.
Yüreğim sızladı, içimden bir şeylerin koparıldığını sandım
Dayanamadım, sopayı bırakıp küreği aldım elime…
İş ciddiydi,meretin laftan sözden, iyilikten yalvarmadan anlayacağı yoktu. yuvaya girdi girecekti ki;
“Bak arkadaş, çekil git şuradan… sana o yavruarı yedirmem!..’
Yılan mereti hala fışıl fışıl bir yuvaya,bir eski dostu olan bana dil çikarıyor.. ki bir kıvrım daha yapmış olsa yuvaya girecek…
Tam bu sırada ana kuş belirmesin mi!...Ağzında bulunan yavru yiyeceklerini dökerek,çığlıklarla,yılana bir saldırır ki…
Gücü yetse yiyecek,parçalayacak…
Ama koca yılan başını ona doğrultup ,dilini titreştirip, bir ıslık çalıp,bir sıvı püskürttü ki… Kuşcağız zar zor kurkuldu…Kurtulduğu gibi
ağaçlıklara doğru çığlıklarla uzaklaştı…
Tüyler ürpertici,yürek paralayıcı… otuz yıldır bu ralardayım,
yaşım 76.. böylesini göreceğim, varmış…
Böylesi öyküleri çok dinlemiştim de inanasım gelmemişti…
şimdi cap canlıca yaşıyordum.” Dedi sustu gözünü güzüme dikerek;
“Yıllardan beri çatımız içinde yaşayanın yaptığına bakın “
‘Yılanı koynumda beslemişim derler ya!.. dedi,
kendi kendine. Konuşur gibi. -5-
“Şimdi ne yapmalıydı…Düşünmeye zamanı yoktu..
Yılan belki de son hamlesini yapacağı anda
Küreği havaya kaldırdım;
“Bak arkadaş şunun şurasında yılların arkadaşıyız, yıllarca sana,yavrularına dokunmadım… Şimdi ise, elimi kana bulatacaksın , beni kanlı katil edeceksin ; dost katili,kardeş katili… o yavrucağızları sana yedirmem,yediremem…’ Elimde kürekle zangır zangır titriyorum.
Yılansa Fışıltı,ıslık… dili fırıl,fırıl… bir de sıvı püskürdü ki… yine de;
”Bak arkadaş sana kıymak istemiyorum çekil git şurdan! Seni öldürmeye beni mecbur etme!.
’Bana dokunma bin yaşa’ demişler… Şimdiye değin böylesi bir yaramazlık, bir saldırganlık etmediğin için sana ve yavrularına dokunmadım…
Şahı maranın hatırı için,
Hz. Süleymanın hatırı için çek git!..” diye yalvarmamı sürdürürken,
inadı tutmuş yuvaya girdi girecek. Sabrım bitmiş,yapacağım bir şey, kayb edecek bir nefeslik zamanım kalmamıştı.
Zalım tam yuvanın gireşine başını sokacaktı ki,
Hala havada tutmuş olduğum küreği başına indirmek zorunda kaldım…
Muzurluğu inadı tutmuş olan meretin kellesi bir yana gövdesi bir yana…
Hala titreşen kuyruklu, kol kalılığında bir gövde…
Kürekle, hala titreşen gövdeye bir daha vurdum…
Ah! Ah!.. Vurmaz olaydım elim kırılaydı, gözlerim kör olaydı!..”
“ Ne oldu, n’olmuş yani!..”
“ Deme Hakim deme !”
“ Daha ne olacaktı daha ne görecektim ki!”
Meraktan ben de ölecek gibiydim!”
“ Hamileymiş yazık hamile!..
“ Karnından kurtçuklar dağıldı, canlı kıpır kıpır kurtçuklar!”
Dili dolaşmış dediği anlaşılmıyor titriyordu
Mendiliyle yüzünü gözünü sildi. Saklamaya çalışsa da ağlıyordu.
İçim sızladı… hem ona hem anlattığına.
“Ama yapacağın bir şey kalmamış, yalvarmış, yakarmış,sın”
“ Vallahi çok yalvarmış laf dinletememiştim “ dedi, devamla
“Göz göre göre yavruları ona yediremezdim,
ben orada dona kalmışken
ana kuş yanında bir kuş alayı ile geldiler,
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.