- 479 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aman Ha Şımarmasın
Kimi zaman, kimileri için kullandığımızda sempatik olsa da genel anlamıyla şımarıklık pek tasvip görmeyen durumdur. Belki küçük çocuklarda, o da belli bir ölçüye kadar tahammül edilir, ama ötesi yok.
Yazı dilimizdeki şımarığa karşılık Çorum’da; şinnek, capcık, coştar sözcükleri var, hatta yelli de aşağı yukarı aynı anlamda kullanılır. Esasen sözcüklerde eşitlik olmaz ve hiçbir sözcük bir diğerinin aynı anlamına gelmez. Bu sözcükler de birbirinden küçük farklarla da olsa ayrı anlamları vardır.
Bizim insanımız şımarıklığı asla sevmez ve çocuklar şımaracak diye de çok korkarlardı. Öyle korkarlardı ki, onu kucağına almaz, sevmezdi bile. Bu ölçüde bir temkin elbetteki aşırı ve gereksiz. Çocuk sevildiği için asla şımarmaz. Sevgi eğer dozunda veriliyor, hata yaptığı zaman da cezası veriliyorsa bir çocuk neden şımarsın?
Tek başına aşırı sevgi bile yeterli değildir şımarma için. Çocuğun yaratılışı, çevresi, yanlış eğitim ve beklide hesapsız verilen para.
Yıllar öncesini hatırlıyorum. Bir evin üçüncü çoğuydum. İki ablamdan sonra ben doğmuşum. Babam kızlar üzülür diye beni kucağına bile almamış önceleri. Sonra beni de sevmişler, hem de öyle sevmişler ki…
Çok farklıydım ben, farklı giyindirirdi babam. Babam memurdu ve Çorum’da çok az memur vardı o zamanlar. Bizim sokakta tek memur çocuğu bendim. Dolayısıyla da ötekilerden farklıydım, farklı olmama rağmen hiç onlardan ayrı olmadım, dışlanmadım, dışlamadım.
Çoğunlukla babamla gezerdim. Babam nasıl giyinirse beni de öyle giydirirdi. O zamanlar fötr şapka giyerdi birçok erkek. Benim de bir fötrüm vardı. Sanıyorum ilk kot pantolonu ben giydim, herkes lastik ayakkabı giyerken benim patik benzeri bir ayakkabım vardı.
Babamla onun oturduğu meclislere giderdim. Onlar konuşur, ben onları dinlerdim, kimi zaman da uyur kalırmışım, ama babam yine de beni yanında gezdirirdi.
O günlerde arkadaşlarının ve çevrenin babama en çok söyledikleri söz:”Arif sen bu oğlanı böyle giderse şımartacaksın. Sonra gücün yetmez. Bizden söylemesi.”
Ama ben hiç şımarmadım. Babamı zora sokacak bir söz bile söylemedim arkadaşlarına karşı. Zaman zaman beni kızdırmaya çalıştıklarını hatırlıyorum babamın arkadaşlarının. Ama ben söylememem gerekeni söylemezdim. Adap öğrenmiştim belki de. O çocuk yaşta pişmiştim. Yıllar sonra bu pişmeyle kendimi buldum.
Efendim, sözün kısası, çocuk eğitimini iyi bilmek gerekiyor. Her şey ölçülü olmalı. Çok sevmek, sorumsuz yetiştirmek ne karar hatalıysa, hiç sevmemek, ezmek de o kadar hatalı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.