- 629 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSTANBUL'u ANLIYORUM
Payitaht Beyoğlu’nda tramvay ile şeb-i yeldâda ahbâb-ı muhibbân ile eda
eylenmiş bir seyr ü sefer.
Sergüzeşt-i Mihrimah Sultan
Bu şehr-i Stanbûl ki bî misl ü bahâdır
Bir sengine cümle Acem mülkü fedâdır.
Nef’î
Yanisi şu:
Bu İstanbul şehri var ya, eşi benzeri, ederi olmayan bir şehirdir. Bir taşına bütüüüün İran toprakları feda olsun. ’Ayyyynen öyöleeee..!’günümüz söyleyişiyle 😃 Bir zamanlar İranlı şairler meşhurmuş ya, aslında demek istediği, İstanbul’daki bir şair tüm İran şairlerine taş çıkarır. Taşı da atıyor bir yandan. İşte böööle. İstanbul’u bir edebiyatçı olarak gezmek tabii daha bir başka. Şiirlere romanlara mekan olmuş her yer orada, şair ve yazarların evleri, köşkleri, sevdikleri mekanlar... Eder ne? Paha yani. Hani var ya: Bundan böyle herkes ederi kadaar. Anlayacağınız bu işte.
Evet trafik mırafik, keşmekeş. Amaa ben onları görmezden geliyorum.
Ben de İstanbul’un ederi gideri olan yerlerine gidiyorum zaten.
İstanbul tuttu elimden bırakmıyor. Sarılıyor, gitme, diyor.☺💕
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.