- 696 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
asansörde 6 dakika
Bundan 3 ay önce rüyamda bizim hastanenin personel asansöründe tek başıma 7. kata çıkarken,asansörün beyni bozulmuş birkaç kez katları inip çıktıktan sonra halat kopmuş düşmüştüm ve asansörün içinde feci şekilde ezilerek can verdiğimi gördüm.o günden beri asansöre tek başıma bindiğimde hep o rüyayı hatırlar şimdi düşeceğim acaba bugün mü öleceğim diyerek asansörde korkuyla dururum ve başıma geldi asansör düşmedi ama ben en büyük korkuyu yendim..
Geçen hafta Perşembe akşam nöbetimdeyim.saat 23:00 nöbet sakin, bir telefon,üzgün bir ses tonu;
(arayan servis hemşiresi)
-alo
-merhaba kolay gelsin
-teşekkür ederim
-bizim servisin bilgisayarı bozuldu hastaların tetkiklerini işleyeceğim ama işleyemiyorum lütfen gelip bakabilirmisiniz?
-müsait olunca gelmeye çalışırım
-çok teşekkür erdim kolay gelsin…
Aslında bu bizim işimiz değil ama insanı yaşat ki devlet yaşasın dedim asansöre doğru ilerliyorum…
Asansörün önüne geldim durdum.yaka kartımı çıkardım. asansör personel asansörü olduğu için yaka kartıyla çalışıyor.asansör geldi kapısı yavaşca açıldı ve bende ölümle hayat arasında ki o ince çizginin üstüne bindim.kimse yok bastım 8. kat tuşuna kapı yavaşca kapandı.ben rüyamı yaşıyordum o anda, ya bugün öleceksem, ya şimdi halat kopup düşersem diye hayıflanırken, asansör 3. kata gelmiş, benim korkum 20 kat olmuştu.
5.kat
Asansör durdu ben birisi binecek sandım. Ama kapısı açılmadı derken hafif bir sarsıntıyla 3 kata indim.beynim donuyor ben panikliyordum.3 katta olduğum için fazla korkmamıştım bu mesafeden düşsek ölmeyiz diye düşünüyordum.işte o anda rüyam aklıma yatmıştı evet gerçek oluyordu bunlar son dakikalarımdı.birden 6 kata çıktık kalp atışlarım hızlanmış vücut panik halini almıştı. bağırmaya ve bütün düğmelere basmaya başladım,acil durum telefonu gece açılmazdı,alarmına bastım kimse beni duymuyordu.tam panik halindeydim.herkes bilir panik halinde iken beyniniz vücudunuza hükmedemez ve akıllı karar veremezsiniz. korku, panik ve heyecan halinde vücut adrenalin denilen bir sıvı salgılar bu sıvı kana karışarak beyindeki uyarı sinirlerini uyuşturur.böbreğe ulaştığında ise kalbe pompalanarak göğüs kafesinizi daraltır ve nefes alamazsınız böyle bir duruma gelmiştim.kalbimin atışlarını kulaklarımla duyabiliyordum.başım dönmeye başladı,oturdum ve korkudan ve çaresizlikten ağlamaya başlamıştım.Beni böyle korkutan rüyamda bağırmama rağmen sesimin çıkmaması ve beni kimsenin duymamasıydı.Rüyamı senaryosuna göre sahnesi geldikçe aynısını yaşıyordum.bu Seray Sever’in ‘’Asansör’’ filminin senaryosuna hiç benzemiyordu. Çocukken suç işlediğimde annemden korkar,bu kez cezam kaç terlik olacak diye düşünürdüm.Annem en fazla 3 terlik vururdu acısı 3 dakika sonra geçer,annem terliği vururken ben yine anne diye ağlardım. fakat bu terlik korkusu değil ölüm korkusuydu.bağıramıyor sesimi kimseye duyuramıyordum.yere oturup ayaklarımı uzattım.çok panik yapmıştım bacaklarıma kramp giriyordu,kollarımı yana doğru açmış,annemin 3000 terliğine çoktan razı olmuş,anne diye ağlamaya başlamıştım.film sahnelerinden hatırlarsınız,vurulup düşen aktörün son dakikalarını puslu bir ekrandan izletirler.gözlerim puslu görüyor, nefes alırken boğazım yanıyordu.gördüğüm tek şey asansörün sarsıntı ile hızlı bir şekilde katları inip çıkmasıydı…
Öleceğime inanmış artık son dakikalarımı dua ederek geçirmeye başlamıştım.nedense insan hep en zor anında Allah’a sığınır artık tek yardımcısı o dur.hep umudunuz kırıldığı,insanlardan yardım gelmeyeceğini anladığınız anda Allah a sığınırsınız.ama senaryoyu yazan onun kalemidir.Dua ediyor ve geçmişimi düşünüyordum, hayatım film şeridi gibiydi sanki ‘’bu lafı hep filmlerden duyardım’’ .asansörün hızı artmaya başlamıştı midem bulandı kusmak üzereydim.Bir ara ellerimi gördüm kan çekilmiş sapsarı olmuştu o zaman yüzümü görmeyi istemiyordum sanki ruhum ellerimden çekilmiş gibiydi.gözlerim dönmeye başladı,pat 2.kata pat 6.kata çıkıyordum. ama asansör ne düşüyor,ne halatı kopuyor,nede ben ölebiliyordum.Yalvarmaya başladım artık annemden de umudu kesmiştim.Allah’ım beni kurtar,bana yardım et,Allah’ım beni affet diyor,içimden de ben ne yaptım da bu belayı hak ettim diye düşünürken,öleceğime de kendimi inandırmıştım.korkudan ölüp diriliyordum.Artık bir an önce ölmek istiyordum.Allah beni bağışlamış olmalı ki rüyamım son sahnesini yaşatmamıştı.Nedense halat kopmadı yaklaşık 6 dk.falan inip çıktım.Nasıl oldu bilmiyorum durduğumu hissettim.Öldüm mü derken gözümün puslu gördüğü bir ışık algıladım.asansör durmuştu ama ben hala inip çıkıyordum.8.kata gelmiştim asansörün kapısı açıldığında gözüme vuran ışıkla ve gördüğüm puslu bir görüntüyle karşımda, elinde bir oyuncak arabanın uzaktan kumandasına benzeyen bir cihazla adam duruyordu…
Kapı açılıp adam beni yerde yatar görünce birden durakladı. kumanda elinde kaldı.3-5 saniye hareket etmedi.sonra birden gelip beni kaldırdı ve hemşire çağırdı.ben hala inip çıkıyordum başım acayip dönmüştü.hemşire tansiyonumu iki kez ölçtü oda benim gibi çıkıp iniyor,bir türlü dengede kalamıyordu.hemşirenin
-o’nu ben çağırdım bilgisayarımız bozulmuştu, demek ki asansörde baygınlık geçirdi yoksa bir hastalığı falan mı var.
-olabilir belki de benim deneme yaptığım anda bindi ve korktu.
Dediğini duyduğumda ‘in-çık’ larım durmuş, tansiyonum frene basmış,gözümün önünde ki pus dağılmış ve kan bulutları gözümü kaplamaya başlamıştı.yavaşca kalktım kısık bir sesle yani asansör bozulmadı mı? Halatı kopmadı mı? Dedim.
-hayır ben test yapıyordum aylık bakımı için geldim kumandayla aşağı yukarı yapıyordum sen hangi arada bindin ben kapıları kilitlemiştim. Dedi.
Hızlı bir şekilde kalktım adamın yakasından tuttum bağırmaya başladım hastalardan bir kaçı uyandı.sen nasıl dikkat etmezsin diye adama hesap sorarken adam.
- korkacak bir şey yoktu güvenlik sağlam hem asansör düşse de oturur halde iken altta ki lastik takozlar ve amortisörler basıncı emer size bir şey olmazdı. dedi.
Ben bağırdım adama rüyamda bunları gördüm dedim.adam şaşırdı.bir tane hasta yakını bizi ayırdı.Meğer asansörün ortasında durursan terazisi 10 kilo üzerine uyarı verirmiş.Fakat kenarında durursan terazinin dengesi sağlanamaz 90 kilodan az olan yüke uyarı vermezmiş.Ben 80 kilo olduğumdan ve kanarda durduğumdan asansör boş görünüyormuş.
Hayatımın en büyük korkusunu yenmiştim.öleceğime inanmışken yaşıyordum.bugün kime sorsanız serde erkeklik var diye ‘’ben ölümden korkmuyorum’’ derler.bir köşede kıstırıp ölümle tehdit ettiğinizde korkudan titrer ve yalvarırlar.Artık ölmeyi öğrendim yaşamayı öğrenmişim demektir.Dostoyewski de chear’ın baskı döneminde arkadaşlarıyla birlikte bir evde yakalanmış,9 arkadaşından 6 sı mühepbet almış ve 3 ü ise idama mahkum edilmişti.bunun üzerine,Dostoyewski bir gece yattığı koğuştan alınır,ölüm kararı yüzüne okutulur,rahip getirip günahları çıkarıldıktan sonra gözleri ve elleri bağlanıp müfreze karşısına çıkarılır.artık öleceğine inanan dostoyewski ye gercek karar okunur 4 yıl ceza evinde yattıktan sonra serbest bırakılır bu olay ‘’suç ve ceza’’ romanını yazmasında etkisi olmuştur.
…
Ölmeyi öğrendim yaşamayı şimdi daha iyi biliyorum.şuna karar verdim.insan en zor anında Allah a sığınıyor,ölüm korkusu çok kötü ve ben artık ölümden korkmuyorum.öyle biran geliyor ki tam umudunuzun kırıldığı anda, umut puslu gözünüze açılan asansör kapısından giren ışık gibi kendini gösteriyor.umut kırılmadan umudun vakti gelmiyor.ölümle hayat arasında ki çizginin ne kadar ince olduğunu,yaşamın vazgeçilmez olduğunu,kolları ve bacakları kanserden ağaç gibi budanan hastaların yinede bir günlük ömür için ne kadar acıyı ve ıstırabı kabul ettiklerini çalıştığım hastanenin servislerinde yatan hastalardan biliyordum.yaşamak işte bu, Nazım’ın dediği gibi ‘’bir ağaç gibi hür bir orman gibi kardeşcesine’’. Sonra adama kızmaktan vazgeçtim.bana ölüm korkumu yenmeye yardımcı olduğu için bazen dua ediyorum.asansöre tekrar bindim,umut kapısı tekrar kapandı,yavaşca iniyordum.dudağımda söylediğim bir şarkıyla…
Yorgunum uçurum kıyısında / hayat ve ölüm arasında / tüm hayatım akıp geçiyor bak / ayaklarımın altında…ben oyum
Yazan: fatih © AYDOĞAN
17/08/2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.