- 596 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Magic Box – Sihirli Kutu - Televizyon
Yazımızın başlığını görenler, şapkadan tavşan çıkaracağımızı sanmış olabilirler. İlizyon, sihir, falcılık bizim işimiz değil. Siyasetçide değiliz yoktur bir vaadimiz.
Mart 1989’da Magic Box Incorporated AG adlı şirket tarafından Türkiye’nin ilk özel televizyon kanalı Star 1… 4 Ağustos 1990 da normal yayınına başlamıştır. Özal dönemi politikaların sonucu olarak ortaya çıkan TV kanalı, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, Cem Uzan ve Kemal Uzan ortaklığında kurulmuştur. TRT haricinde bir özel kanalın varlığı Türk Toplumu açısından heyecan verici olmuştur. Yayın hayatına hızlı giren Star 1 evrensel pop kültürünü kontrolsüz bir şekilde Türk Halkıyla tanıştırmıştır.
Star 1 Pembe dizilerle, yaptığı maç yayınlarıyla TRT nin başını ağrıtmakla kalmamış bir çok spiker ve TRT çalışanını transfer etmiştir. O yıllarda Star 1, TRT nin 1 dansözlü yılbaşı eğlencesine 10 dansözle karlılık vermiş, dünyada en çok izlenilen Dallas dizisinin, 1990 yılında yeni bölümlerini yayınlayarak kısa süre içinde büyük başarılara imza atmıştır. Star 1’in önünün açılmasında siyasetin etkisinin bir hayli fazla olduğunu çeşitli kesimlerce dile getirilmiştir.
Atılan bu adımlar ve sonrası kurulan yeni kanalların, düşünce dünyamızda müspet veya menfi etkileri olmuştur. Kontrolsüz bir ortam kuralların sıkı olmaması bugün gelinen noktada hala ilkeli yayın anlayışından uzak olmamız sonucunu doğurmuştur. Zira bu kanalları ellerinde bulunduran Holding sahipleri, Cemaat yapıları vb. yayın politikalarını menfi ilişkilerine göre belirlemiş, belirlemeye devam edecektir. Bir haberin bir başka kanalda sunum şeklinden de anlaşılacağı üzere yorumun kendisi haberin önüne geçmiştir. Herkes bunun farkında olsa da Sihirli Kutu hepimizin hayranlığını kazanmışken, herkes benim kanalım, benim dizim, benim spikerim, benim favori programım düşüncesindeyken, objektiflikten giderek uzaklaşılmıştır.
Gelinen son noktada bugün itibariyle televizyonun girmediği ev kalmamıştır. Kimimiz haber için, kimimiz dizi filimler için, kimimiz eğlence programları için, kimimiz dini programlar için, kimimiz ise çocuklarının eğitimi için bu Sihirli Kutuyu izliyor çocuklarımıza izlettiriyoruz. Bu Sihirli Kutuyu salonumuzda, mutfağımızda, yatak odamızda hayatımızın en baş köşesinde bulunduruyoruz. Yeni rakipleri, laptoplar, cep telefonları tahtını ne kadar zorlarsa zorlasınlar onu tahtından indiremiyorlar. Onunla ilgili teknolojiler yakından takip ediliyor, evlerimizde var olan eski televizyonlar sürekli yenileniyorlar. Televizyon sektörü, şekliyle, görüntüsüyle, içeriğiyle büyük bir pazar payı olarak ekonomideki önemli yerini koruyor.
Televizyon dünyasında niteleyici ve belirleyici unsuru Rating, başarının ölçülebilir olması için olmazsa olmazıdır. Rating’in yüksek olduğu anlara alınan ve yayınlanan reklamlar sektörün can suyudurlar.
Her şey rating için anlayışıyla yapılan programlar vasıtasıyla Kanallar kendi sadık seyirci kitlesini oluşturuyorlar. Sadık müşteri portföyü ve psikolojik bilimsel çalışmalarla algı seçiciliği ve yönlendirilmesiyle hazır talep görecek yeni beğeniler oluşturuluyor. Dizi filmlerle aile içi şiddet, cinsellik vb, konular sıradanlaştırılıyor. Eğlence programlarında insanlar birbirleriyle yarıştırılarak hayatın bir yarış olduğu algısı bilinç altımıza yerleştiriliyor. Bu yüzden insani olandan, vicdani olandan yavaş yavaş uzaklaşıyoruz. Hatta aile içinde bile kumanda yüzünden birbirine düşen, bir diğerinin izlediği programı eleştiren, bunu yaparken aynı yanılgıya kendisi de düşen, birbirini dinlemeyen, sohbet dahi edemeyen bir topluluk haline geliyoruz.
Velhasıl yıllar önce okuduğum, yazarı yabancı bir kitapta da değinildiği gibi, İnsanlar üç beyaza, buzdolabı, televizyon ve arabaya muhtaç bırakıldıkça, insani ilişkiler azalıyor, giderek daha da yalnızlaşıyoruz. Reklamlarla bize sunulanlara ulaşmak için, arabalarımıza atlayarak alışveriş merkezlerine gidiyor, aldıklarımızı, buzdolaplarında depoluyor , televizyon karşısında tüketiyoruz. Tüm bunları yaparken, karıncalar gibi çalışıyor ama hiç sorgulamıyoruz.
Sahi bu akşam hangi pembe dizi var! Dizi varken yazı yazılmıyor.
Saygılarımla, mutlu günler efendim.
Niyetleriniz
Ak tay, kara tay söyleniyorlar,
Duyunca değişiyor bildiklerimiz
Sabah öğle akşam et mi yiyorlar
Bizim, tüm zayıf bildiklerimiz?
Ihlamur gribe iyi gelir diyorlar,
Yüz gramına on Lira verdiklerimiz.
Açlıktan kimsesizlikten inliyorlar,
Hepsi bizim garip dediklerimiz.
Ekran ciltleri pürüzsüz hatunlar,
Hanıma sunuluyor kremli yalanlar,
Popüler kültürü pazarlayanlar,
Çevremizde eş dost bildiklerimiz.
Evlilikte ne çok keramet var diyorlar
Televizyon ekranından izlediklerimiz
Bilmem niçin aylarca bekletiliyorlar,
İnşallah rating değildir niyetleriniz.
İkram Gökhan Akcebe
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.